TR EN

Dil Seçin

Ara

Uyku Deyip Geçmeyin

Uyku canlılar için bir dinlenme vesilesidir. Hayat fonksiyonlarının en aza indiği ve yeni başlayacak güne güçlü ve hazırlıklı girmek için verilen bir ara.

 

Uyku canlılar için bir dinlenme vesilesidir. Hayat fonksiyonlarının en aza indiği ve yeni başlayacak güne güçlü ve hazırlıklı girmek için verilen bir ara.

Peki, neden insan günün yorgunluğunu bir kenarda oturarak atmıyor? Neden bilincimizin bile geçici olarak ortadan kalkması gerekiyor ve adeta küçük ölüm olan bu hadise her gün tekrar ediyor?

 

Canlılardaki uyku mekanizmasının arkasında genetik bir mekanizmanın olduğu ilk kez 1992 yılında PRNP geninin bulunması ile ortaya çıktı. Diğer canlılarda da benzer genetik kökenli mekanizmaların olduğu zaman içinde anlaşıldı.

Uyku ile ilgili ilginç olan bulgulardan birisi de uykunun beynin tamamında değil belirli bölgelerinde gerçekleşen bir olgu olduğudur. Uyku sırasında bazı insanların yürüyebilmeleri buna delil olarak gösterilen gözlemlerdendir. Ayrıca uyku fazında beynin farklı bölgeleri farklı zamanlarda uyku haline girebilmektedir.

Yunus balıkları, kuşlar gibi bazı canlı türlerinde ise aynı anda beynin her iki tarafı da uyku halinde olmaz ve uyku beynin bir yarısında devam ederken diğer yarısı uyanıklık halindedir. İnsanda ise önce beynin ön kısmı uykuya geçer ve uyku sırasında beynin farklı bölgeleri uykuya girer.

Bu konu ile ilgili yeni anlaşılan bir özellik de uyku öncesi beynin kullanılan bölgesinin diğer bölgelerden önce uyku haline geçmesidir. Örneğin uykudan önce yoğun bir şekilde sağ elini kullanan bir insanın o eli kontrol eden sol beyin bölgesinde uyku aktivitesi diğer beyin bölgelerine göre daha erken devreye girer.

 

Uyku halinin düzenlenmesinde birçok madde ve hormon rol alır. Bu maddelerin yoğunluğu uyanıklık sırasında beyin etrafındaki serebrospinal sıvıda gittikçe artar. Ayrıca bu maddeler direk olarak nöron ağlarını etkileyerek bölgesel uyku halinin gerçekleşmesinde rol alırlar. Bu maddelerin uykunun düzenlenmesindeki karmaşık işlevleri henüz tam olarak çözülememiştir. Araştırmacılar, uykunun arka planındaki mekanizmaları daha iyi anlayabilmek için çalışmalarına devam etmektedir.

Uykunun genel olarak geceye ait bir olgu olmasının arkasında sirkadiyen genler vardır. Yani gece ve gündüz devirlerine hassas olan genler uykunun gece gerçekleşmesi için fonksiyon görürler. Dünyanın 24 saatte tamamladığı bir devreye uygun olan bu sirkadiyen ritmimiz aslında birçok hikmete işaret etmektedir. İhtiyacımız olan uyku süresine uygun süre gece olması ve bu uyku halinin gündüz değil de gece gerçekleşmesini sağlayan özel sirkadiyen genlerin bulunması, hem bizi hem de dünyamızı yaratanın aynı Rab olduğunu gösteren ne güzel bir olgudur. Bu olgunun arkasında ise henüz tam ayrıntılarına hâkim olamadığımız nice karmaşık mekanizmaların olduğunu görmek de insanda ayrıca hayranlık uyandırmaktadır.

Ölümcül Ailevi Uyku Bozukluğu (Fatal Familial Insomnia) adlı hastalık nadir görülen genetik geçişli bir problemdir. Bu hastalarda yukarıda adı geçen PRNP geninde bir mutasyon vardır ve uyku mekanizması ciddi bir şekilde bozulmuştur. Hastaların sadece toplam uyku süreleri azalmamış, aynı zamanda gece-gündüz uyku düzenleri de alt üst olmuştur. İlginç olan, bu hastalarda hastalığın farklı yaşlarda başlayabilmesi ve hastalık başladıktan sonra ortalama 18 aydan fazla yaşayamamalarıdır. Uykunun vücudumuz için ne kadar önemli bir fonksiyonu olduğuna güzel bir örnektir bu nadir hastalık.

Uykunun yine başka bir ilginç yönü de moleküler düzeyde inceleme yapılınca görülür. Beynin uyku halindeki bölgelerinde beyin fonksiyonları moleküler düzeyde tamamen azalmaz. Bazı moleküler aktiviteler azalırken, bazı aktivitelerde ciddi artış olur. Yani uyku genel görünüşü ile dinlenme, bilincin geçici olarak kalkması şeklinde olsa da, biz farkında olmadan beynin başka bazı fonksiyonları uyku halinin olduğu bölgede artarak devam etmektedir. Yeni araştırmalar da bu moleküler düzeydeki beynin uyku fonksiyonunu düzenleyen mekanizmaların başında vücudun bağışıklık sistemi olduğunu göstermektedir.

Görüldüğü gibi uyku deyip geçmemek lâzım. Nice hikmetlerle dolu olan uykumuzun büyük bir nimet olduğu hepimizin malûmudur. Ancak bu olgunun arkasında bu derece karmaşık ve muazzam mekanizmaların olduğunu bilmek,  Rabbimizin sonsuz ilmine karşı hayranlığımızı bir kat daha artırmaktadır.

“Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü yayılıp çalışma (zamanı) yapan O’dur.” (Furkan suresi, 47. âyet)

 

 

Referanslar:

1. The genetic and molecular regulation modulation of sleep: from fruit flies to humans. Chiari Cirelli, Nature Reviews, Neuroscience, August 2009, Vol 10.

2. Sleep viewed as a state of adaptive inactivity. Jerome M. Siegel, Nature Reviews, Neuroscience, October 2009, Vol 10.

3. Sleep as a fundemantal property of neuronal assemblies. James Krueger et al. Nature Reviews, Neuroscience, December 2008, Vol 9.

4. How (and why) the immune system makes us sleep. Luca Imeri, Mark Opp. Nature Reviews, Neuroscience, March 2009, Vol 10.