Yüz Nakli Ve Yüzümüzle Yüzleşmek
Yüz neleri anlatmaz ki… İnsanın hem maddesini hem de manasını anlatır.
Ara
Yüz neleri anlatmaz ki… İnsanın hem maddesini hem de manasını anlatır.
Ülkemizde ilki gerçekleştirilen ve gündemin ilk sıralarında yer alan yüz naklinden sonra, yüzün önemini daha iyi anladım. Çünkü ilk kez ciddi olarak yüzü düşündüm; yüz nimetini ve anlamını bu olaydan sonra daha iyi fark ettim. Yüze ciddi nazar edince anladım ki, meğer yüzde ne gizli yazılar, nasıl derin manalar varmış. Benim anladıklarım belki çoklarının malûmudur. Olsun… Hem dostlarla paylaşmak, hem de yüz nimetini anlamama vesile olan hasta kardeşimize şifalar dilemek istedim.
Yazılı ve görsel medyada yüz nakli yapan başarılı doktorlarımız için ‘efsane doktor’, ‘mucize yaratan doktor’ gibi abartılı ifadeler kullanıldı. Doktorların yaptıkları iş; beyin ölümü gerçekleşen birisinin yüz derisini almak ve başka bir hastaya nakletmekti. Doktorlarımızın çalışmalarını takdir edip onları tebrik etmenin yanında, birilerince yakıştırılan “efsane oldular, mucize yarattılar” ifadelerine de katılmak mümkün değildir.
Unutmamak gerekir ki, hastanın bedeni yeni yüzü reddedebilir. Eğer böyle olursa nakil öncekinden daha kötü bir durum arz eder. Ayrıca başarılı olsa bile; bu, hastanın yüzü değil bir başkasının yüzü olacak ve hiçbir zaman Allah’ın verdiği fıtri yüz kadar canlı ve manalı olamayacak. Bunları mesleğinin zirvesinde olan başarılı doktorlarımızın yaptığı işi küçük göstermek için değil, olayın pek çok yönünün olduğunu hatırlatmak için yazıyorum. Ayrıca birisinin yüz derisini bir başkasına nakleden doktorun mahareti herkes tarafından takdir edilirken, Fettah ismi ile herkese benzersiz, görülmemiş yüzler açan, hiç kimsede olmayan antika simalar veren Allah’ın bu nimeti fark edilmez, takdir edilmezse bunun bir samimiyetsizlik olduğunu düşünüyorum.
Derste “En önemli organımız hangisi?” diye sorduğumda öğrencilerden, kalp ve beyin cevabını aldım. “Sonra hangisi?” Akciğer, karaciğer, böbrek vs sıralandı. Bu cümleleri okuyanların da aynı cevabı verdiğini duyar gibiyim. Çünkü bunlar bize ezberletilendir. Son yüz nakli olayı gündeme gelinceye kadar benim de cevabım aynı idi. Ancak şimdiki cevabım: en önemli uzuvlarımızın başında yüzümüz gelir.
Hayatî organlarımızdan beyin ya da kalp bakımı için ne kadar özen gösteriyoruz? Bunlar ancak sağlığı bozulunca dikkatimizi çekiyor. Aynı soruyu yüzümüz için de sorarsak fark ediyoruz ki, yüzümüze çok daha fazla önem veriyoruz. Eş seçerken bile yüz ön plana çıkıyor; çünkü insanlar eşlerini beynine, kalbine bakarak seçmiyorlar. Yüz, bakış, gülüş, göz, kaş vs. gibi yüzle ilgili özellikler ön plana çıkıyor. Öyle ise başkasının da bizde en değer verdiği organdır yüzümüz. Zaten yüz kalbin de aynası değil midir?
Yüz, ruha en uygun şekilde yaratılan organdır. Hayvanlarla insanların yüzden başka organları birbirine benzeyebilir. Ancak yüzler arası fark; insanla hayvan arasındaki fark kadardır. İhtiyaç durumunda hayvan kalbinin, kanının, kemiğinin, ciğerinin, böbreğinin vs organlarının kendimize nakledilmesi mümkün olsa idi, hiç çekinmeden izin verirdik. Ancak hiçbir insan, bir hayvan yüzünün kendi yüzüne nakledilmesini istemez. Çünkü insan, mahlûkatın sultanı, Allah’ın muhatabıdır. Elbette yüzü de sultan ve muhataba yakışır olacaktır ve öyledir. Bundan dolayıdır ki dinimiz insan yüzüne önem verir ve yüze vurmayı da men eder.
İnsanın bir ferdi, hayvanatın bir nevi gibidir. Hayvanların bir nevinde olan farklılık kadar fark vardır her bir insanda. Çünkü insan ustabaşı, insan komutan… Elbette rütbesi, nişanı, farklılığı olacak. Bakınca farkı anlaşılacak.
Hem, insan hukuku çok önemli, yüzler farklı olacak ki haklar zayi olmasın. Her insan yüzünde ayırt edici bir farklılık olmasa idi, sosyal hayat nasıl olurdu? Suçlu, masum nasıl ayrılacaktı? İki farklı insana ait beyne, kalbe, bacağa, kola bakınca karıştırılabilir. Ancak iki insanın yüzü asla karıştırılmaz, başkasından hemen ayrılır. Ölen insandan alınan yüz başkasına nakledilse de yine değişmez. Çünkü ehadiyetin en parlak damgasını taşır yüz.
Nasıl ki Fatiha Kur’an’ın, bismillah da Fatiha’nın hülasasıdır. Kur’an’daki bütün manalar bismillahda saklıdır. Aynı şekilde insan kâinatın, yüz de insanın özeti gibidir. İnsan yüzü, hem insanda hem de kudret kitabı olan kâinatta tecelli eden esma-i ilâhiyenin odak noktasıdır, adeta vitrinidir. İnsan yüzü, hem Celâlî hem de Cemâlî isimlerin tecelli yeridir. İnsan celallenirken Celâlî, tebessüm ederken de Cemâlî isimler tecelli eder yüzünde. Kâinatta hiçbir mevcut ve insan yüzünden başka hiçbir organ, bu kadar fazla esmanın tecelli yeri değildir. Bundan dolayı yüz nutka gelir konuşur; bazen dil olur, söz kifayet etmez de yüz söyler.
İnsanın hem maddesini hem de manasını anlatır yüz. Yüz neleri anlatmaz ki… Hastalık ve sağlık durumlarını… İşlenen suçları… Acıyı, tatlıyı… Kederi, sevinci… Rabbine secdeyi veya isyanı… Cennetten de haber verir insan yüzü. Cennet ehlinin günahsız, safi yüzlerini seyretmek, kokusunu almak mı istiyorsun? Seyret ve kokla yeni doğan bebeklerin yüzlerini. Sadece yeni doğanların yüzleri mi? Ömrü istikamet, ibadet ve hizmette geçmiş yüzlere de bak. Cennet misaldir o yüzler. Cennetin güzelliği, huzur ve saadeti vardır o yüzlerde.
Kâinat yüzüne vurulan birlik mühründen daha parlağı vurulmuş her insan yüzüne. Kâinat yüzüne vurulan mührü herkes göremeyebilir. Ancak insan yüzüne vurulan mühür o kadar açıktır ki, herkes okuyabilir ve anlayabilir. Çünkü bütün yaratılmış ve yaratılacak insanlardan farklı bir mühür vuruluyor her insanın yüzüne. Hem bütün yüzlerde aynı organlar kullanılıyor, hem de hiçbir yüz diğer yüzlere benzetilmiyor. Bütün yüzler aynı sanatkârın eseri olduklarını gösteriyor ve Allah’ın her yarattığı yüzü farklı yaratma iradesini bildiriyor.
Ey Rabbimiz! Geçmiş ve gelecek bütün yüzler nazarında ki; yeni yüzlere bambaşka mühürler vuruyor, ilminin ve kudretinin sonsuz olduğunu ilan ediyorsun. Bu sayısız mühürleri görüyor, ilanları okuyor, birliğini, büyüklüğünü anlıyoruz. Her kimden her kime karşı da olsa bütün övgüleri sana takdim ediyor ve sana sonsuz hamd ediyoruz. Senin nimetlerini anlamamıza vesile olan musibet ve hastalıkları da senden biliyor, tüm hasta ve musibet zedelere rahmetinle muamele etmeni, Şafi isminle acil şifalar vermeni niyaz ediyoruz. Ey Rahîm olan Allah’ım! O hesap gününde huzuruna yüz akıyla gelmeyi bizlere nasip eyle...
Modern zamanlara dair en yalın ve en berrak tesbitlerden birini, bir açıdan…
Binlerce yıl önce yaşamış insanların, hatta hayvanların kafataslarını bir heykel kaidesi gibi…
“Elli yaşına geldiğinde herkes hak ettiği bir yüze sahip olur...” diyor, George…
“Üç elif ittihad etmezse üç kıymeti var; sırr-ı adediyet ile ittihad etse…