
Bir 'İnsan' Yazmak
Temmuz 2012, 427 |
![]() |
Eklenme Tarih: 27 Mayıs 2020 22:34 | Mehmet Kırkıncı |
Bir insan bir sayfaya istediği bir kelimeyi yazdığı gibi, mevcudatı yaratıp terbiye eden Âlemlerin Rabbi de yeryüzünü bir sayfa hükmüne getirip, bu yeryüzü sayfasında nice harika mahlûkatını yazıyor.
‘İNSAN’ kelimesini düşündüğümüzde, bu kelimedeki her bir harf, tek başına bir anlam ifade etmediği halde, bir düzen ile bir araya geldiklerinde bu kelime meydana geliyor. Bir harfin dahi kâtipsiz olamayacağı apaçık ve bedihî olduğundan, elbette ki bu beş harfi bu tarz ile bir araya getiren birisi olacaktır. Çünkü, bu harfler birbirini tanımadıkları, bilmedikleri ve bir araya gelmeyi düşünemeyecekleri gibi her bir harf de ‘İNSAN’ kelimesinden ve onun ifade ettiği mânâdan habersizdir.
İşte bütün bu gerçekler, bu kelimenin mutlaka hem harfleri, hem de kelimeyi bilen birisi tarafından yazıldığını göstermektedir.
‘İNSAN’ kelimesi yerine şimdi de bir insanın şahsını düşünelim. ‘İNSAN’ kelimesi beş harften teşekkül ettiği gibi, bir insan da kâinattaki bütün unsurlardan yazılmıştır. Bu unsurlardan her biri, kelimedeki harfler kadar şuursuz ve cahil olduklarına ve hiçbirisi insaniyet mânâsından haberdar olmadıklarına göre, elbette ki bu element harfleriyle bu canlı insan kelimesini yazan bir Hakîm-i Zülkemâl olan Allah olacaktır.
Tek başına kalmış bir ‘İ’ veya ‘S’ harfiyle ‘İNSAN’ yazmanın mümkün olmaması gibi, kâinatta da hikmet-i İlâhiye’nin takdiriyle tek bir unsurdan İNSAN yazılmamaktadır.
‘İNSAN’ kelimesindeki her bir harf, birçok noktalardan meydana geldiği gibi, bir insanın her bir organı da milyarlarca hücreden teşekkül etmiştir. Bu mânâda, insanın kafasını bir harf, kollarını, gövdesini ve ayaklarını da birer harf olarak düşündüğümüzde, her bir insan bu büyük harflerle yazılmış bir kelime hükmünü alır.
‘İNSAN’ kelimesinde harflerin yerlerini değiştirip, ‘N’ harfi başa, ‘İ’ harfi ise sona konulduğunda bu kelimeye artık ‘İNSAN’ denilemeyeceği gibi, bir insanın da başı ayaklarıyla yer değiştirirse ona ‘İNSAN’ demek mümkün değildir. Demek ki, bu organları sıralarına ve yerlerine koyan Allah, insanı en güzel bir şekilde yaratmıştır.
Büyük harfler üzerinden verdiğimiz bu örnekleri, her bir organ için, meselâ elin parmakları veya gözün beyaz ve siyah kısımları için düşünebileceğimiz gibi, bir hücrenin yapısı için de tatbik edebiliriz. Bu durumda el, göz ve hücre de ayrı birer kelime gibidir.
İşte, her bir harfi mükemmel yazılan bu canlı ‘İNSAN’ kelimesinin kâtibini, nakkaşını ve sanatkârını Alîm, Hakîm ve Rab gibi isimleriyle tanıyoruz.
Temmuz 2012, 427 Sayısı Tüm Yazıları
- 2 Daha İyisi / Selim Gündüzalp
- 6 Kur'an'da Hikmetli Tekrarlar / Prof. Dr. Alaaddin Başar
- 8 Bilim, Evrimi Neden Reddediyor? / Prof. Dr. Adem Tatlı
- 10 İllâ Ki... / Melike Kabay
- 11 Bir 'İnsan' Yazmak / Mehmet Kırkıncı
- 12 Satır Arkası / Ender Akay
- 14 Yaratılış Mucizesi Ve İnsan / Prof. Dr. Volkan Tuzcu
- 19 Bir Hayatın Sönüşü / Selçuk Yıldırım
- 20 İsm-i Âzamın Gölgesinde Hakikatin Dengesi / Metin Karabaşoğlu
- 23 Ramazan Öncesi Hz. Peygamber'in (asm) Son Hutbesi / Nurdoğan Ceylan
- 24 Aşkın Kimyası / Prof. Dr. Nevzat Tarhan
- 26 Kırkambar / Zafer Araştırma Grubu
- 28 Helyum Ve Güneş / Dr. Yaşar Çil
- 29 Mirac: İnsanlık İçin En Büyük Bir Adım! / İsmail Tezer
- 30 1000 Aydan Hayırlı Bir Ay / Selim Gündüzalp
- 34 Kur'an'ın Bir Emri: Seyahat / Ümit Şimşek
- 35 Söz İncileri / Prof. Dr. Şadi Eren
- 36 Dinlenmek Mi, Demlenmek Mi? / Banu Yaşar
- 37 Bir Ayşe Geçti Bu Dünyadan / Betül Tomor
- 38 Sanatta Biriciklik: Parmak İzi / Doç. Dr. Rasim Soylu
- 40 Eğitim Müfredatımızdaki Orman Kanunu / Prof. Dr. Osman Çakmak
- 41 Evladım Bu Kuşu Kim Boyadı? / Dr. Hasan Feyzi Katıöz
- 42 Mucize / Ömer Sevinçgül
- 44 Gözlere Kapalı, Bilgiye Açık Ev: Harem / Aslınur Bahar
- 45 Dünyanın İlk Yıldız Mimarı: Mimar Sinan / Zeynep Tomor
- 46 Müminin Enerjisi / Erkan Uysal
- 48 Roma Arenası Ve Günümüz Stadyumları / Prof. Dr. Osman Devlez
- 50 Sebep Olan Yapan Gibidir / Süleyman Kösmene
- 52 Osmanlı Hareminde Namaz Ve Ramazan / İsmail Çolak
- 54 Bakteriler Olmasaydı / Kamil Kırış
- 56 Ruhsal Şifa / Banu Yaşar
- 58 Düşünceler / Zafer Araştırma Grubu
YAZARIN DİĞER YAZILARI

Kur’an’ın Benzeri Neden Yapılamaz?
Her kelâm (söz), kendisini söyleyenin mührünü taşımaktadır. Lisan aynı da olsa, yeteneklerin farklılığı, ilim ve belâgattaki farklılıklar gibi konular, sözlere ayrı ayrı mühürler kazandırmakta ve bilenler için, o sözün kime ait olduğunu âdeta haykırmaktadır. Meselâ, hepimiz Türkçe konuştuğumuz halde, Yunus Emre’nin veya Mehmed Âkif’in bir şiirini işittiğimizde bu şiirlerin şairlerini derhal tanıyabiliyoruz.

Süt
Hindistan cevizinin ağacı toprak yiyor, kendisi süt veriyor. Koyun ise ot yiyip süt veriyor. Başka bir anne de et yiyip süt veriyor. Demek ki bunların her biri birer sebeptir.

Göremediğimiz Harikalar
Bir düşünelim; biz bir tek organımızın aynısını yapamazken, toprağa attığımız bir buğdaydan on tane buğday alıyoruz. Yani bir buğday tanesi kendisi gibi on fert yapmış görünüyor.

Ahiret Olmasa Hayatı Anlamsız Olur
Bir bilim adamı, büyük bir özen ve çalışma sonucu her yaprağı binlerce lira değerinde, gayet güzel ve eşsiz çiçekler yapsa, fakat sonra bunları adi bir saman çöpüymüş gibi keçilere yedirse, ne kadar abes olur!..