TR EN

Dil Seçin

Ara

Ruhsal Şifa

Ruhsal Şifa

Ruhsal Şifa

 

Soru: “Oğlum okulda yazı yazmak istemiyor!”

 

Merhaba. 01.10.2004 doğumlu 6,5 yaşında bir oğlum var, ilkokul 1. sınıfa gidiyor. Okumayı öğrendi ancak yazmayı hiç istemiyor. Okulda öğretmeninin söylediklerini ve tahtaya yazdıklarını defterine yazmıyor. Öğretmeni sürekli beni okula çağırıp “hiç yazmıyor” diyor. Bu konuda çocuğum ile sürekli konuşuyorum, “oğlum yazı yazmalısın” gibi ama hâlâ yazmıyor, iki kelime yazıp bırakıyor. Anaokulundayken de boyama yapmak istemiyordu. Bu konuda ne yapabilirim lütfen yardımcı olun. Başında durunca yazıyor ancak başından kalktığım zaman yazmıyor, sürekli soru soruyor konuşmak istiyor, bazen dikkat eksikliği olduğunu düşünüyorum. Ne yapmam gerekiyor nasıl davranmalıyım?

Teşekkürler...

 

Cevap: “YAPAMADIKLARINA DEĞİL, YAPABİLDİKLERİNE ODAKLANIN VE TAKDİR EDİN!”

 

OKUL ÖNCESİ eğitim çocuğu tanımak ve doğru yönlendirmek açısından önemli bir süreçtir. Çocuk okul öncesi eğitim boyunca izlenmeli ve eğer varsa mutlaka okul psikoloğu ya da pedagog aracılığıyla çocuk hakkında bilgi alınmalıdır. Çünkü bu eğitim boyunca çocukta görülen davranış özellikleri onun ilköğretim hayatı ve ileriki okul başarısı açısından önemli ipuçları verecektir.

Anaokulunda motor kas gelişimi açısından (yazma, çizme ve el becerileri) sıkıntı yaşayan, yazmak ve boyamak istemeyen, bu konuda isteksizlik gösteren çocuklar, ilkokulda da yazma konusunda zorluk yaşamaktadırlar. Eğer bu dönemde fark edilirse, motor kas gelişimi ile ilgili yapılacak geliştirici çalışmalarla bu duruma önlem alınabilir.

Sizin oğlunuzdaki durum da aslında ilk sinyallerini anaokulunda vermiş. Şimdi ise yazma ve çizgi çalışmalarına direniyor.

Aynı zamanda oğlunuz 10. ay doğumlu, yani yılın sonuna yakın... O sınıfta Ocak doğumluların da olduğu düşünülürse, arada neredeyse bir yıla yakın yaş farkı var. Küçük yaşlarda bu fark önemlidir. Birkaç ay önce zorla kazandırılmaya çalışılan bir beceri, üç beş ay sonra çocuk tarafından kolaylıkla öğrenilmektedir. Zihinsel gelişim devam ettiği için birkaç aylık bir fark bile önemli olmaktadır.

Özellikle son aylarda doğan çocukları olan ebeveynler, okula vermek konusunda acele etmezlerse ya da bir uzmana danışırlarsa daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilirler.

Yaratılış farkı olarak özellikle erkek çocuklarda motor kas gelişimi yani yazma, çizme ve el becerilerini kullanma özelliği kız çocuklarına oranla daha yavaş olmaktadır. Kız çocukları ince kaslarını ve el becerilerini kullanmak konusunda yapısal olarak daha avantajlıdır. Elbette burada unutmamak gereken husus, her çocuğun farklı yaratıldığı, farklı bir gelişim gösterdiği ve bireysel farklılıklarla büyüdükleridir.

Önemli olan bundan sonraki süreçte neler yapılacağıdır. Öncelikle öğretmenle işbirliği yapılması çok önemlidir. Çocuğun özel durumu konusunda öğretmenin bilgilendirilmesi ve birlikte hareket edilmesi gerekir.

Ayrıca çocuğun ilk yılı olduğu için okula karşı olumsuz duygular geliştirmemesi için baskı yapılmamalı ve zor kullanılmamalıdır.

Her akşam işkenceye dönüşen ders çalışma saatleri anne çocuk arasındaki iletişime zarar verir. Çocuk hırçınlaşır ve öfkeli tepkiler göstermeye başlar. Bu durum onun günlük aile ve arkadaşlık ilişkilerine de yansır. Sürekli olumsuz sıfatlarla tanımlanmak onu pes ettirir. “Zaten yapamıyorum, hiç sevmiyorum bu dersleri” şeklinde okula ve ders çalışmaya dair olumsuz, kalıcı yargılar oluşur. İlk yıllarda oluşan bu duyguları sonradan değiştirmek de zordur.

Bu yüzden daha kısa aralıklarla çalıştırmak gerekir. Uzun saatler başında durmak daha da bıktırıcı olur. Oyunlaştırarak ders yaptırmakta işe yarar. Yazdığı her sayfa için yıldız almak ya da stiker kazanmak gibi hedefler konabilir. Öğretmenle konuşup yazma ödevini azaltmaya yönelik yardım istenebilir.

Sonuçta bu durum çocuğun bir seçimi değil, gelişimi ile ilgili bir durumdur. Ödevden sonra sevdiği bir oyunu birlikte oynama önerisinde de bulunulabilir.

Fakat sürekli vaatle ders çalıştırmak da doğru değildir. Vaat, ödül, motivasyon için ara sıra kullanılabilir. En önemli pekiştirme, olumlu sözlerle yapılan destektir. Yani yazdığı yer beklenilenden az olduğunda bile gayreti ve çabası takdir edilmeli, daha iyi olacağına inandığımız söylenmelidir. Sonuç değil, eskiye oranla yaptığı artışı takdir etmeliyiz, “Eskiden üç satır yazabiliyordun, bak şimdi bir sayfa yazabiliyorsun, seni tebrik ederim” gibi...

İnsanoğluna hep yapmadığını söylemek, onu geriye çeker, gayretini söndürür.

Bu arada el kaslarını kuvvetlendirmek için, bol bol hamurla oynama, makasla kesme ve el becerilerini artırıcı faaliyetler yapılmalıdır. Bu şekilde gelişim de desteklenebilir. Spora yönlendirmek, sevdiği bir spor dalıyla uğraşmasına rehberlik etmek de okul başarısı açısından destekleyici olacaktır.

Burada önemli olan yapamadıklarına odaklanmak yerine, bunları desteklerken, yapabildiklerini çok beğendiğimizi ve takdir ettiğimizi söylemek, iyi olmadığı konulardaki gayretini de artıracaktır.