TR EN

Dil Seçin

Ara

Mükemmel Hayat

Mükemmel Hayat

Evinin bahçesinde oturmuş çayını yudumluyordu. Çayını yudumlarken bir taraftan kuş seslerini dinliyor, bahçedeki rengarenk çiçekleri seyrediyordu. Çocukları bahçede oradan oraya koşturuyor, bahçe kahkaha sesleriyle daha da şenleniyordu.

Evinin bahçesinde oturmuş çayını yudumluyordu. Çayını yudumlarken bir taraftan kuş seslerini dinliyor, bahçedeki rengarenk çiçekleri seyrediyordu. Çocukları bahçede oradan oraya koşturuyor, bahçe kahkaha sesleriyle daha da şenleniyordu.

Çok huzurlu, çok mutluydu. Hiçbir derdi, hiçbir sıkıntısı yoktu. Her istediğini elde ediyor, her istediğini yapabiliyordu. Maddi problem nedir bilmiyordu. İstediği her şeye rahatlıkla ulaşabiliyordu. Yediği önünde yemediği arkasındaydı. Canı ne isterse yiyor, canı çekerse içiyor, canının istediği her yere gidiyor, özlem duyduğu dostlarıyla sevdikleriyle rahatlıkla görüşebiliyordu.

Hastalık, sakatlık, kaza, bela, sıkıntı nedir bilmiyordu. Çocukları, eşi, dostları her zaman sağlıklıydı. Hiçbir hastalık, musibet kendilerine uğramıyordu. Çevresindeki insanlarda da hastalık vb musibetlere rastlanmıyordu. Sevdikleri de sağlıklı olduğu için kendini daha da iyi hissediyordu. Herkes sağlıklı, herkes huzurlu, herkes mutluydu.

Hüzün, hastalık, keder, üzüntü, darlık, musibet, kaza, bela vb sıkıntılar hayatına hiç uğramıyordu. Mutluluk, rahatlık, sağlık, neşe, huzur, sevgi, bolluk, bereket vb güzellikler ise hep onunlaydı...

Güzel değil mi?

Bu anlatılan yaşantıya benzer bir yaşantınız varsa kesin olarak bilin ki artık dünyada değil, cennet bahçelerindesiniz. Çünkü böyle bir hayatı dünyada değil ancak cennette yaşayabilirsiniz.

Bu dünyada böylesine mutlu, rahat, sağlıklı, neşeli, huzurlu, bereketli ve sıkıntısız bir hayat yaşama gayreti içerisine girmek neye yarar ki? Hz. Âdem'in sürgün olarak gönderildiği bir yerde cenneti aramak beyhude bir çabadan başka nedir? Biz dünyada sahte cenneti aramak yerine, gerçek cenneti kazanma çabası içerisine girersek, Allah’ın lütfuyla cennete ererek yukarıda anlatılan gibi bir hayatı yaşayabiliriz.

Bu dünyada mutsuz olmamızın en büyük nedeni, dünyada cenneti yaşama çabamızdır. Oysa bu dünya cenneti yaşama değil, kazanma yeridir. 

Bakın Allah (cc) ne buyuruyor: 

“Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna  gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!” (Ankebut, 64)

Evet o hep istediğimiz gerçek hayat bizi ahirette bekliyor. Son sözü Yunus söylesin:

Şükreyle Hâlik’a, Odur Hayyü’l-Bekâ

Ona varırsın mutlaka, bâri şükürle var…