TR EN

Dil Seçin

Ara

Dr. Arif Arslan İle Tolstoy ve İslamiyet Hakkında Röportaj

Zafer: Daha önce Zafer Dergisinde Tolstoy’un yazdığı mektupları ve daha sonra da derlediği hadis-i şeriflerden oluşan kitapçığı okuyucularımıza duyurdunuz. Bu yazıların Zafer’de yayınlanmasıyla beraber okuyucularımızda bu konuya büyük bir ilgi de uyandı. Merak ettiğimiz bir konu daha var. Bu konuyla ilgilenmeye nasıl başladınız? Bütün bunların geri planında neler var?

 

Arif Arslan: Aslında bu tamamen tevafuk oldu. Azerbaycan’da mastır ve doktora yaptığım sırada birçok dostlar edindim ve onlarla sohbetler ettik... Bir gece doktora konularımı tartıştığım profesörlerden biriyle akşam yemeğine davetli olarak, rahmetli Vakıf Halilov’un evindeydik. Konu açıldı ve İslam’ın Batı dünyasına etkilerini konuşuyorduk. Derken konunun açılmasına sebep olan Prof. Telman Aliyev, anlattıklarıma ilgi duydu ve Tolstoy’u tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de “kim tanımaz ki...” diye gülümsedim. Sonra işte meşhur soruyu sordu: “Peki Müslüman olduğunu biliyor musun?” dedi. Ben de Ruslardan Puşkin’in Müslüman olduğunu biliyorum ama Tolstoy’u ilk defa duydum ve şok oldum dedim. Sonra meşhur kitapçığı gösterdi ve kaynağım bu dedi. Hadisleri okuyup tercüme etmeye başladı. Ben de hadisleri tanıdığımı söyleyince konu daha da derinleşti ve biraz daha araştırma yapıp ilgili kitabı çıkardık.

 

Zafer: Tolstoy’un hadisleri gördüğü kitap Abdullah El-Sühreverdi’nin kitabıydı.  Abdullah El-Sühreverdi kimdir, ne zaman yaşamıştır, Tolstoy ile ne gibi münasebetleri olmuştur?

Arif Arslan: İmam Sühreverdi; Hadis, Tefsir, Kelam, Fıkıh gibi birçok İslamî ilimlere vakıf olan, Tolstoy’un çağdaşı bir İslam alimidir. Tolstoy’la mektuplaşmaları var ve onun derlediği hadis kitabının sanıyorum Rusça tercümesini okumuş Tolstoy ve etkilenmiş. Bu hadis kitabından derlediği, çağın gerekleri olan ve bir kısmı da komünistlerin vaatlerine işaret eden bir demet hadisi şerifi Rus halkını adeta, “Komünizme gerek yok, Müslüman olun.. bunların iddialarını İslam Dini yüzyıllardır gerçekleştirip yaşatmış...” dercesine yayınlayıp halkı uyarmıştır. 

 

Zafer: Bütün bu duyduklarınızdan ve gördüklerinizden sonra, Tolstoy ve Müslümanlık konusunda neler düşünüyorsunuz?

Arif Arslan: Ben mektuplarını ve özel yazışmalarını okudum ve derledim. Bu mektupların orijinallerinin de Rusya’da çalışan ve sık sık da Türkiye’ye gelen bir Türkolog arkadaşım vasıtasıyla “Rusya’da, Tolstoy Müzesi”nde mevcut olduğunu öğrendim. Müslüman olduğuna inanıyorum ve bunun ona Allah’ın bir lütfu olduğuna inanıyorum. Ayrıca birçok mektup aldım ve bunlardan birinde de vefat ettiği günlerde Türkiye’ye gelip Eyüp Sultanı ziyaret ettikten sonra buradan da Hacca gideceğine ait bilgiler aldım. Çünkü burada Elmalılı Hamdi YAZIR ile de yazışmaları vardı ve bunlardan da epey etkilenmişti demek... Ama ömrü vefa etmedi...

 

Zafer: Tolstoy’un İslamiyet’e olan ilgisi, sadece kendi mektuplarında ve hadis derlemesinde mi gözüküyor, başka kaynaklarda da bu tespitler yapılmış mı?

Arif Arslan: Şimdilik benim ulaşabildiklerim bunlar ama diğer kaynaklarda da olma ihtimali var tabi. Özellikle gizlenmesine dikkatinizi çekerim. Elimizdeki kitap da 70 yıl gizlenmiş, toplanıp nüshaları imha edilmiş ve saklanmış. Bu kitabı çıkardığımız günlerde 2006’da yani, bana birçok yerden mail ve mesaj yağdı. Biri de Almanya’da da böyle bir kitap olduğuna dairdi. Ruslardan bir ermiş veli gibi, hatta kendi deyimleriyle bir peygamber gibi sevdikleri insanın Müslüman olduğunu açıklamaları, Rusya halkının tamamen İslam’a geçmesi anlamına gelirdi. Böyle etkili bir insanla ilgili bu tür belgelerin gizlenmiş olma ihtimali ve bunu da birçok kimsenin bilmemesi normaldir...

 

Zafer: Sizce Tolstoy, İslamiyet ve Peygamber Efendimizle ilgili en çok nelerden, hangi özelliklerinden etkilenmiştir?

Arif Arslan: Peygamberimizin insan sevgisi, cesareti, doğruluğu, adaleti ve insanlara verdiği değerle ilgili ve biraz da ekonomi ile ilgili hadisleri seçmiş olmasına bakarsak, bunlardan etkilenmiş olduğunu söyleyebiliriz.  

 

Zafer: Tolstoy’un bilmediğimiz böyle başka yönleri ve düşünceleri var mı?

Arif Arslan: Elbette vardır. Dev gibi bir adam... Kendi ülkesinde bir peygamber gibi sevilmiş, sayılmış ve bu sevgi, daha kendi zamanında dünyaya da yayılmış, tanımayan yok... Böyle insanların birçok bilinmeyen yanları da olabilir tabii... Ama ben onun gizlediğini değil de onun danışmanlarının veya mutaassıp yakınlarının yaptığına inanırım...

 

Zafer: Tolstoy’un bu yönünün Rusya’da etkileri nasıl olmuş? Bu konuda tepkiler, yayınlar var mı?  

Arif Arslan: Rusya’da çok Müslüman var. Rus sitelerinde de bu tarafı konu ediliyor ama bizdeki gibi hala şüpheyle bakanlar da var elbette. Rusya’da bir milletvekili bizden kitabı istedi... Seçimlerde yüzbinlerce bastırıp bedava dağıtmak üzere kitabın Rusçaya çevrilmesini istedi. Pasaportumun fotokopisini aldı ve davet etti. “Gelsin, burada yanına adamlar vereyim, araştırıp çalışsın, istediği gibi tatil yapsın, ama kitabın başında durup Rusçaya çevrilmesini sağlasın…” gibi mesajları bana getirildi... Biraz da gizli servislerin üstünü kapattığı bu meselenin başıma iş açmasından çekinip olayı takip etmedim. Davetle ilgilenen kişiyle de bağlantımız koptu, sonra da unutuldu...

 

Zafer: Türkiye’de bu konuya bakış nasıl, tepkiler nedir? Bu önemli mesele gerektiği gibi değerlendirildi mi sizce?

Arif Arslan: İyi değerlendirildiği kanaatinde değilim, görmezlikten gelindiğini düşünüyorum. Bir iki gazete ve dergi dışında duyarsız kalındı. Bizim cephede bile küçücük bir kitabı okumadan reddedenler oldu... [“Ben bilmiyorum, ben duymadım, böyle bir şeye rastlamadım veya ciddiyetsiz bir medya maymununun dediği gibi, “her zaman bu tür iddialar yapıldı, bu da onlardan biri” gibi laflar] edildi.. Bir tanecik olsun gazete veya dergi veya tv, üç-beş kuruşluk masrafına katlanarak Rusya’da, Tolstoy müzesindeki mektupların orijinallerine bakmaya bile adam göndermedi... Ama inkâr ederken de hiç vakit kaybetmediler... Tabii büyük adamlar onlar, bu tür şeylere tenezzül etmezler... Ayrıca bir de “ya bu adam gerçekten Müslüman olmuşsa..” Foyaları meydana çıkar kendi cahillikleri ortaya çıkar diye belki ilgilenmediler...

Ben görevimi yaptığıma ve Tolstoy’un ruhunu rahatlattığıma inanıyorum... Çünkü kontese yazdığı mektupta, kendisinin bu yönünün kâle alınmadığına dikkat çekerek, birçok kimseyi eleştirip ve kendisini kötü görüp gösterdiklerini düşündüğünü yazarak neticede, “Beni samimi bir Müslüman olarak kabul edin bu iş olsun bitsin, yoruldum artık” diyordu... Eminim artık rahatlayıp dinlenmiştir... Allah rahmet eylesin...

 

Zafer: “Yoruldum artık” cümlesi, Müslüman olmasıyla ilgili neler yaşadığı konusunda çok şeyler anlatıyor.   

Arif Arslan: Öyle. Bir insan için çok hazin bir durum aslında…

 

Zafer: Efendim; zamanınızı ayırdınız ve bu konuda bizleri bilgilendirdiniz, haberdar ettiniz. Okuyucularımız adına da çok sağolun, çok teşekkür ediyoruz.

Arif Arslan: Ben teşekkür ederim.