TR EN

Dil Seçin

Ara

Küçük Hava Filtremiz: Burnumuz

Burnumuz bir çift burun kemiği ve kıkırdaktan oluşur. Kıkırdak yapı, burnu iki bölüme ayırır. Burnun iç yüzeyi özelleşmiş hücrelerden oluşan bir mukoza ile kaplıdır. Yan duvarlarda sinüslerin burna açıldığı delikler mevcuttur. Gözyaşı kanalı da burnun orta-alt kısmına açılır ve gözyaşını burna iletir. Bu sayede ağladığımız zaman burna çok miktarda gelen gözyaşı burnumuzun akmasına neden olur.

Burnumuzun solunum, koku alma, konuşmaya ve tat almaya yardım gibi çok önemli fonksiyonları vardır.

Burun deliklerinden giren hava ısıtılır, süzülür ve nemlendirilir. Burnun iç yapısındaki yoğun damar ağı içeren sünger yapıdaki özel doku ile temas eden hava, vücut sıcaklığına kadar (36 oC) ısıtılır. Mukozadaki nemli tabakanın yardımıyla ayrıca %70-85 oranında nemlendirilir.

Burnun içindeki kıvrımlı alanlar giren havanın türbülans yapmasına neden olur ve bu türbülans sayesinde küçük toz partikülleri burun salgılarına yapışır. Burundaki kıllar da büyük parçaların yakalanmasını sağlar.

Burnun iç yüzeyindeki yoğun sinir ağı dışarıdan gelen havayı analiz eder ve gerekli değişiklikleri yaparak akciğere uygun şartlarda havanın gönderilmesini sağlar. Erişkinler günde 14 lt havayı işleyerek akciğere gönderir. Bunu yapmak için 680 gr suya ihtiyaç duyar.

Burnun arka bölümündeki hücrelerden burun salgısı, mukus üretilir. Bu salgı burnu kurumaktan koruduğu gibi bakteri proteinlerini parçalayacak özel enzimler ve koruyucu maddeler de içerir. Yapışkan doğası nedeniyle yabancı maddeleri içine hapseder. Böylece mikroplara karşı savunma için ilk bariyer oluşturulmuş olur.

Yabancı maddeleri taşıyan mukus salgısı ya geriye doğru akar mideye ulaşır ya da burunda sinir hücrelerini uyararak hapşırmaya neden olur. Hapşırma sırasında burun salgısı saatte 160 km kadar bir hızla dışarı atılır. Yani kendisinden uzaklaştırmak istediği mikropları çevreye saçar. Bu yüzden hapşırma sırasında ağzı mendille veya kolumuzla kapatma önem kazanır.

Normal insanlar 4000-10.000 farklı kokuyu tanıyabilirler. Kokular beyinde kayıtlı olaylarla hafızaya alınır. Belirli kokular bize yaşadığımız mekân ve olayları çağrıştırır. Koku duyusu burun kökünde bulunan olfaktör sinirde başlar. İnsanlarda 40 milyonun üzerinde alıcı reseptör hücre vardır. Bu hücreler diğer sinir hücrelerinin aksine 2-3 haftada bir yenilenir.

Köpeklerin koku hücre sayısı insanların yüz katıdır. Yaşlandıkça koku alma duyusu giderek körelir. Koku siniri hücreleri burun salgısına çözünerek karışmış haldeki koku molekülleri ile karşılaşınca elektrik uyarılma olur. Koku sinirindeki bu uyarı beyne ulaşarak işlenir.

Koku alma ile tat duyusu sıkı ilişki içindedir. Ağzımıza aldığımız besinlerin kokuları içeriden burun köküne gelir ve tat alma duyusu ile birleştirilerek yiyeceğin gerçek tadının alınmasına yardım eder. Burnu tıkalı kişiler ise yiyeceklerin tadını almakta oldukça zorlanırlar.