İnsanın Üç Güzel Özelliği: Cemâle Muhabbet, Kemâle Meftuniyet, İhsana Perestiş
Nimete karşı şükürle mukabele etmek ve o nimetleri veren zâta minnettar olmak insanın yaratılışında vardır. Nimet daimî olursa, şükrün de yine daimî olması gerekir.
Ara
Nimete karşı şükürle mukabele etmek ve o nimetleri veren zâta minnettar olmak insanın yaratılışında vardır. Nimet daimî olursa, şükrün de yine daimî olması gerekir.
“…Fıtrat-ı beşeriyede cemâle karşı bir muhabbet ve kemâle karşı perestiş etmek ve ihsana karşı sevmek vardır.” (Bediüzzaman, Lem’alar)
Nimete karşı şükürle mukabele etmek ve o nimetleri veren zâta minnettar olmak insanın yaratılışında vardır. Nimet daimî olursa, şükrün de yine daimî olması gerekir.
Cennette, namaz, oruç, hac gibi ibadetler yoktur. Ancak, “cemâle karşı muhabbet, kemâle karşı meftuniyet, ihsana karşı da perestiş” etmek en ileri derecesiyle orada da vardır. Bu dünya, ahirete nispeten bir zindan hükmünde olduğuna, yine bu dünyadaki nimetler cennet nimetleri yanında gölge gibi zayıf kaldığına göre, şükür ve minnettarlık da orada çok daha mükemmel şekilde icra edilecektir.
Cennette tefekkür ibadeti de en ileri derecede yapılacaktır. Kemâle meftun olan insan, bu dünyadaki mükemmel sanatlara hayran olduğu gibi, cennete ve onda sergilenen İlâhî sanatlara da meftun olacak, onları büyük bir zevk ve hayret ile tefekkür edecektir.
İnsanın yaratılışında ihsana karşı şükretme vardır. Karanlıkta yolunu görmesi için yoluna fener tutan arkadaşına teşekkürü ihmal etmeyen insan, güneşle aydınlanmasının şükrünü nasıl ihmal edebilir!?..
Kısa bir süre için arabasına bindiği arkadaşına teşekkür etmeyi unutmayan insan, yerküresi üzerinde her gün yirmi dört saat seyahat etmesinin şükrünü nasıl unutur!?..
Kendisine gözlük hediye edene teşekkür eder de, gözlerini ihsan edene şükretmek nasıl aklına gelmez!?..
İçi ve dışı böyle binlerce, yüz binlerce nimetle sarılmış iken ve insan bunlardan aralıksız faydalandığı halde şükür etmeden nasıl rahat edebilir? Vicdanı nasıl tatmin olabilir!?..
...
(Cemâl: Güzellik; Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve ihsanı ile tecellisi / Kemâl: Olgunluk, mükemmellik; Bütün güzel sıfatlara sahip olmak / Perestiş: Taparcasına sevmek)
“Şu küçücük insan bedeni içinde bütün kâinatın fihristesini, bütün hazain-i rahmetin anahtarlarını, …
Yüzden fazla ilmî makale ve ansiklopedi maddesi yazan, dergimizde de yazılarını yayınladığımız…
Her kelime bir yarık saklar içinde. Bir duyuş saklıdır o yarıkta. Bir…
Binlerce yıldır milyonlarca insanın dudağına değen, nefesine dolanan, kalbinde iz bırakan, duyguları…
Bazen kendimizden beklemediğimiz bir hatanın içine düşeriz. “Bunu nasıl yapabildim.” diye hayıflanır,…
İnsan bir limandan demir alıp denizlere açılan tekne gibidir. Varacağı liman ise,…