TR EN

Dil Seçin

Ara

Hayat Enerjimizin Merkezi: Timus Bezimiz

Hayat Enerjimizin Merkezi: Timus Bezimiz

Timus, tiroid bezimizin hemen altında, soluk borusunun önünde yer alır. Çok bilinmez ama kendi küçük, gördüğü fonksiyonu hayati açıdan büyüktür.

Timus, tiroid bezimizin hemen altında, soluk borusunun önünde yer alır. Çok bilinmez ama kendi küçük, gördüğü fonksiyonu hayati açıdan büyüktür.

Çünkü bağışıklık sistemimizin ana merkezi timus bezimizdir ve bağışıklık sistemimiz buradan kumanda ve organize edilir. Çocukluk döneminde büyük olan timüs, ergenlik döneminde neredeyse bir ceviz kadardır. Ama yıllar geçip yaş ilerledikçe de bir bezelye tanesi kadar küçülür ve yaşlılıkta ise neredeyse tamamen körelir. Ağırlığı böylece 25 gramdan 6 grama kadar geriler.

Önceleri pek çok bilim insanı bu bezi ehemmiyetsiz gördüyse de vücuttaki en önemli sistemlerden biri olduğu anlaşıldı. Timus adeta yüksek savunma ordusu gibi çalışır. Öncü kuvvetleri, silah üretme sistemleri, izcileri, savaş birlikleri, yardımcı lojistik ve kumanda birlikleri olan bir ordu gibidir.

Kemik iliğinde üretilen akyuvarların (lökosit) bir kısmı savaş için eğitilmek üzere askeri akademiye yollanır, bu akademi timüs bezidir. Sınavda başarılı olup mezun olduklarında olgun T hücresi (lenfosit) ismini alırlar.

Timüs bezi bir komuta-eğitim merkezidir. T hücreleri yani lenfositlerin; vücut hücreleri ile vücuda zararlı olabilecek yabancı hücreleri ayırt etmeyi öğrendikleri yerdir timus. Kısacası bağışıklık sisteminin mikroplarla ve yabancı unsurlarla nasıl savaşacağının organize ve koordine edilmesinde timus bezi görev alır.

Lenfositler doğumdan önce ve hemen sonra timüs bezi tarafından meydana getirilmeye başlarlar. Bu sayede doğar doğmaz enfeksiyonlara karşı bir koruma kalkanımız olur.

Bu askeri akademide savaş için seçilen bu akyuvarlar iki temel konuda eğitim görürler: Kendilerine dost olanı ve düşmanlarını ayırt etme.

İlk kursta akyuvarlar vücudun yapısını oluşturan binlerce proteini inceler ve dost elementler olarak işaretlerler. Böylelikle savaş esnasında onlara saldırmazlar, yoksa onlarla savaştıkları takdirde kendi vücudunu yok etmiş olacaklardır.

İkinci kısımda ise bu hücreler anne sütü aracılığı ile bağışıklık sisteminin çocuğa ulaşmasıyla kuşaklar boyunca insan ırkının öğrendiği hastalık oluşturan faktörleri aktarmış olurlar. Çünkü bebekler küçükken pek çok şeyi ağızlarına koymaya meraklıdırlar. Bu eğitim esnasında akyuvarlar düşman faktörleri yakalamayı, onların varlığını haber vermeyi ve onlara saldırmayı öğrenirler.

...

Bir elektron mikroskobu altında incelendiğinde timüs, akyuvarların toparlanıp önemli dersleri dinlediği bir amfi tiyatroya benzer. Ancak her akademide olduğu gibi burada da sınavlar olmak zorundadır. Bütün akyuvarlar sınavlardan geçerek bu iki konuda imtihana tâbi tutulurlar.

Birinci konuda akyuvar dost bir faktör olarak gösterilerek test edilir. Eğer ona saldırırsa sınavı kaybeder, timüs bezinden ayrılması engellenir ve kan akışına karıştığı takdirde onu oluşturan vücuda saldıracağı için imha edilir.

İkinci konudaki sınavda akyuvar bu kez hastalık sebebi olan düşman bir unsurla test edilir. Eğer onu tanımayı ve cevap vermeyi beceremezse sınavı kaybetmiş demektir ve bezi terk etmesi engellenir. Çünkü kan akışına karışırsa düşmanı algılamayıp vücuda saldırmasına izin verecektir.

Bu kadar hassas, planlı ve akıllı işleri bu bezin yaptığı söylenebilir mi!..

...

Bu askeri akademinin (timus) çalışması doğumdan üçüncü yıla kadar devam eder. Sonrasında bu konuda uzmanlaşır ve akyuvarların çalışmasını düzenleyip olgun T hücrelerine dönüşmesini sağlayarak bu bilgiyi akyuvarlara nesilden nesile aktarır.

İnsan 70 yaşına ulaştığında akyuvarlar hücrelerinin askeri eğitimi zayıflamaya başlar. Dost hücrelere saldırarak vücutta bazı bölge ve sistemlere zarar verebilirler. Bu yüzden yaşlılarda böbrek problemleri, romatizma, kan hastalıkları ve çeşitli rahatsızlıklar yaygın olarak görülür. Çünkü bağışıklık sisteminin eğitimi zayıflamıştır ve savaşan hücrelerin fonksiyonları azalmıştır. Dolayısıyla bu bağışıklık hücreleri, savunmaları için eğitildikleri kendi bedenlerine saldırmaya başlarlar. Bu durum iç savaş yaşayan bir ülkeye benzer.

İnsanların dikkat etmediği ve önemsemediği timus bezi aslında vücudumuzdaki en önemli organlarımızdan biridir. Bağışıklık sistemini güçlendirmesinin yanı sıra salgıladığı hormonlarla mutluluk hissi de vermede, yaşlanmayı geciktirmede, yaşam enerjisini yükseltmede, kanserlere karşı koruma sağlamada çalıştırılır.

Bedenimizde hazır bulduğumuz bu karmaşık ve mükemmel sistemimizi tanımamız, bilim ilerledikçe Allah’ın (cc) ilmini, sanatını ve rahmetini gösteren eserlerinden sadece birisidir.