Hipokampus, beynimizin her iki yanında bulunan ve deniz atına benzer minik bir parçadır. Amigdala’nın hemen yanındadır. Hacmi sadece 3-3,5 cm3 kadardır ve bu miktar maymunlardan 10 kat daha büyüktür. Bağımsız çalışmaz, öteki beyin bölgeleriyle sürekli iletişim halindedir.
Hipokampusun hem yapısının karmaşıklığı, hem de beyindeki birçok bölge ile yakın ilişkisi, fonksiyonlarının açıklanmasını güçleştirmektedir.
Sorumlu olduğu fonksiyonları çoktur: Yön bulma becerimizi sağlar, bilinçli olarak nerede, niçin ve nasıl bulunduğumuzu anlamamızda görev alır. Ama asıl kısa ve uzun süreli hafıza (bellek) hipokampusta olmaktadır. Yeni bilgilerin hafızaya yerleşmesinde çok kritik bir rol oynar. Hipokampusun zarar görmesi, depolanan bilgilerde bir sorun oluşturmaz. Ancak yeni bilgilerin girilmesini zorlaştırabilir. Hipokampus burada bir kargo şubesi gibi davranır. Bütün bilgileri kendinde toplar ve her bilgiyi önemlilik derecesine göre dağıtır.
Anıları daha uzun süre saklamak için, anılara ait bilgiler, önce, farklı kategorilere parçalandıkları hipokampustan geçmek zorundadır. Tüm anıları, beynin tek bir bölgesinde bir bant kaydı ya da hard disk gibi saklamak yerine, hipokampus bu parçaları çeşitli kortekslere yönlendirir.
Londra’da taksi şoförü olabilmek için şehrin bütün cadde ve sokaklarını, tarihî ve tanınmış binalarını bilmek zorunluluğu vardır. İşte bu sürücülerin deneyimlerinin fazlalığından dolayı hipokampuslarının daha büyümüş olduğu gösterilmiştir.
…
Bilinçli davranışlar beynin sinqulat girus ile hipokampus arasındaki etkileşimlerden kaynaklanır. Sinqulat girus, insan davranışlarını ortama göre değiştiren beynin vites kolu gibidir. Beynin aktarma istasyonudur. Dikkati kolayca değiştirerek, hayati seçeneklerin farkına vardırır. İnsanlar arası işbirliği ve dayanışmayı kolaylaştırır. İnsanları aşırı saplantılardan, gereksiz odaklanmalardan uzak tutar. Kişilere esnek, tutarlı bir davranış kazandırır. Düşünce ve davranışlarda değişimleri kolaylaştırır. Hayatımızdaki farklı ihtimalleri, seçenekleri görmemizi sağlamaya yardımcı olur.
Hipokampus’un hasar görmesi, hafıza bozukluğuna yol açar. Hipokampus, duyguların merkezi değil ama duyguların hafızasıdır. İnsanlar gerilimli, sıkıntılı ortamlardaki yaşantılarında hipokampus küçülmekte, öğrenmelerindeki verim ise düşmektedir. Bilinçleri, hafızaları daralmaktadır. Kısacası stresli yaşam, hipokampusa zarar vermektedir.
…
Hipokampus, bilişsel melekelerimizin işleyişiyle de yakından ilgilidir. Çıkarıldığında hafıza yok olur. Yeni hatıra kayıtları ve öğrenmeler gerçekleşmez.
Alzheimer hastalığında beyinde ilk etkilenen yerlerden biridir. Bu sebeple hafıza ve yönelim bozuklukları, erken belirtiler olarak ortaya çıkar.
Yalnız şunu da belirtmeliyiz ki, beynin bilinen alanlarının kesin sınırları yoktur. Beynimiz son derece esnek çalışır. İnsan beyni kâinattaki en karmaşık ve mükemmel yapıdır. Aslında en küçük hücreye kadar bedenimizin her yönü muazzam ve harika şekilde yaratılmıştır. Ayrıca bir zamanlar adına ‘basit hücre’ denilen her hücre, henüz tamamen anlaşılmamış olan küçük birer canlı fabrikadır.
…
Kısacası hipokampus hafızanın, bilinçliliğin, farkındalığın merkezidir. Uzaysal yön bulmada da etkilidir. Gerçekten sağlam bir hipokampus olmaksızın insanların nerede olduklarını bilmesi ve gidecekleri yolu belirlemesi imkânsız hale gelmektedir.
Şu da var ki: Hipokampusla ilgili çok şey öğrendiysek de, hala iç işleyişini bilmediğimiz bir kara kutu gibi durmaktadır.
Gerçekten Rabbimiz bizleri aklın alamayacağı mükemmellikte yaratmıştır. İnsanı tanıdıkça hayranlığımız artıyor. Bu eseri Yaratan Allah’ı gereği gibi tanıyıp muhatap olana ve Ona itaat edene ne mutlu…