TR EN

Dil Seçin

Ara

Bankaların Uyguladığı Faiz, İslâm’ın Yasakladığı Faizden Farklı mı?

Hemen her kesimden yorumcuların İslâm’ın faiz yasağı aleyhine ileri sürdüğü nisbeten yeni savlardan biri de şöyledir:

“Kuran’ın yasakladığı faiz, cahiliye döneminde yaygın olan, tüketim ihtiyacına yönelik, durmadan katlanan, zenginin yoksulu sömürmesine araç olan tefeci faizidir. Bugün bankaların çalışma yöntemlerinde ise bu olumsuz nitelikler yoktur, bu sebeple de modern banka ve malî kuruluşlar yasak kapsamına girmez.”

Faizcilik bakımından bankalarla tefeciler arasında öz olarak bir fark yoktur. Hatta ticari bankalar para ticaretini daha tam olarak yaparlar, çünkü tefeci genellikle sadece kendi sermayesini işletirken, ticari bankalar mevduat sayesinde sermayenin çoğunu halktan faiz karşılığı temin ederler. Ülkemizde bankaların ticari kredi uygulamaları da pek düzgün değildir. Teminat olarak gayrimenkul ipoteğinin şart koşulması ancak servet sahibi kişilerin kredi kullanmasıyla sonuçlanmakta bu da zengin-fakir uçurumunun büyümesine katkıda bulunmaktadır. Azami bir yıl vadeli olarak açılan bu kredilerde, müşterinin nakit akımı hiç nazara alınmaksızın yılda dört kez faiz tahsilatı yapılır. Enflasyon dönemlerinde bir de faiz ve anapara ödemelerinde gecikme olduğunda, kredi borcu kısa zamanda ikiye, üçe, hatta beşe, altıya katlanır. Yani borcun katlanması cahiliye devrine has bir mesele olmayıp, bugünün finans piyasası için olağan bir olaydır. Bunu sağlayan da bileşik faiz mekanizmasıdır.

Hülasa olarak, para ticareti (faizcilik), zamanımızda organize dev kuruluşları, gelişmekte olan ülkeleri bazen yağmalayan uluslararası kapital, ABD başta olmak üzere devletlere faizli borç sağlayan iç borçlanma senetleri, globalleşen finans piyasaları, off-shore banka denilen kara para aklama merkezleri, IMF ve Dünya Bankası gibi emperyalizme hizmet eden müesseseleriyle ve faize dayalı yüzlerce malî araçlarıyla zamanımızda geçmişle kıyaslanamayacak kadar muazzam boyutlarda ve acımasız biçimde cereyan etmektedir.

Hâl böyleyken, asrımız faizciliğinin İslâm öncesi cahiliye faizciliğine göre masum olduğunu ve faiz yasağı kapsamına girmediğini iddia etmek abesle iştigaldir.