TR EN

Dil Seçin

Ara

Ruh Hekimine Sorular: Ruh hastalığı nedir? Ruh hasta olur mu? Nasıl oluyor bu rahatsızlıklar? / Psikiyatri

Ruh hastalığı nedir? Ruh hasta olur mu? Nasıl oluyor bu rahatsızlıklar?

Psikiyatrinin konusu olan ruh, dinin konusu olan ruhtan hayli farklıdır. Ayrı şeylerdir.” desek bile yeridir. Aslında psikiyatrik hastalıklar için Batılı yayınlarda “mental (yani akılla ilgili) bozukluklar” terimi kullanılmaktadır. Arap ülkelerinde ise psikoloji “ruh bilimi” değil, “nefis bilimi” adıyla anılmaktadır. Bu bir isimlendirme hatasıdır.

İnsan beyninde düşünce, heyecan, öfke, uyku gibi fonksiyonları düzenleyen merkezler vardır. Bu merkezlerdeki biyokimyasal dengesizlikler, düşünce ve davranışta bazı bozulmalara yol açar ve sonuçta psikiyatrik rahatsızlıklar ortaya çıkar. Bu süreci etkileyen faktörler arasında ise, doğuştan gelen genetik yatkınlık, çocuklukta alınan eğitim, çevre şartları ve kültürle ilgili unsurlar yer almaktadır.

 

Peki ilaç kullanınca bu tip şikayetler hemen düzelir mi?

Hemen değil tabii ki. Bazı özel durumlar dışında, bu rahatsızlıklarda kullandığımız ilaçların istenilen etkiyi göstermesi için 1-2 hafta geçmesi gerekir. Zira bu tip rahatsızlıklara yol açan beyindeki biyokimyasal dengesizliğin düzelip, dengenin yeniden kurulması, biraz zaman alır. Bu süre, hastanın durumuna göre 15 gün ile 6 ay arasında değişir. Nadir bazı hastalıklarda ise 2-3 yılı da bulabilir. Ancak, ilaçları kullandığında kendini iyi hisseden kişi, eğer kendi kendine ilacı bırakırsa, hastalığı tekrar davet etmiş gibi olur. Bünyenin kendisini tam toparlaması için, hasta kendini iyi hissettikten sonra da ilaç tedavisinin doktorun önereceği bir süreyi kadar devam etmesi gerekir.

 

Hastalık da, şifa da Allah’tandır, ilaç kullanmak şart mı? Dua etmek yetmez mi?

Bu soruya Eyüp Peygamberi örnek vererek cevap bulabiliriz. Hz Eyüp hastalığı Allahtan bilmiş, şifa için de Ona dua etmişti ama ona “tamam, duan kabul oldu, şifa buldun” denmedi. “Ayağıyla yere vurması, oradan çıkan suyu içip onda yıkanması” emredildi ve Hz. Eyüp de o su vasıtasıyla şifa buldu. (Not: Ayağıyla yere vurmanın egzersize, yerden çıkan suyu içmenin de şifalı sulara işaret olduğu söylenebilir).

Madem ki sebepler dünyasında yaşıyoruz, nitekim hastalıklar da bazı sebepler vasıtası ile gelişiyor, şifa için de sebeplere baş vurmak lâzımdır. Hadiste de “Allah her derde bir derman yaratmıştır.” buyuruluyor zaten.

 

Ama Hz. Eyüp, doğal bir vesile ile, kaynak suyu ile şifa bulmuş. İlaçlar ise suni?

İlaçlar uzaydan gelmiyor ki? Dünyada bulunan maddelerden yapılıyor. Kimisi bir bitkiden, kimisi bir madenden, kimisi de bir bakteriden. Ama o tabii kaynaktan bulunan madde laboratuarlarda geliştiriliyor ve doz ayarlaması yapılıyor. Mesela acı düvelek tohumunun sinüzite iyi geldiği bilinir. “Bu tohumun suyu buruna bir-iki damla damlatılırsa iltihabı söker.” denir. Fakat ondaki aktif madde o kadar yoğundur ki biraz fazla damlatırsanız çok aşırı bir etki yapar ve tehlikeli olabilir. Benim bir yakınım bu yüzden ölüm tehlikesi atlattı. Oysa ilaçların dozunu bünyeye göre ayarlamak çok kolaydır. Üstelik mesela haşhaş da doğaldır ama zararlıdır ve alışkanlık yapabilir.

 

Yine de ilaçların yan etkilerinden korkuyoruz, hem ya ilaç alışkanlık yaparsa?

Aldığınız ilaçlar bazı yan etkiler gösterebilir tabii, ona bakarsanız aspirin gibi ağrı kesicilerin bile yan etkileri vardır ama, ilaç yan etkilerinin pek azı tedaviyi kesmeyi gerektirecek kadar önemlidir. Yan etkiler olduğunda bunları doktorunuza haber verirseniz, o sizi bu konuda bilgilendirecek ve gerekirse doz veya ilaç değişikliği ile sorunu kolayca çözecektir. Ve bizim kullandığımız ilaçların sadece yeşil reçete” ile verilen özel bir kısmı alışkanlık yapma riski taşır ve zaten ben prensip olarak bu tip ilaçları hiç kullanmam. Size önerdiğim ilaçlar, (tıpkı guatr ilacı, tansiyon ilacı gibi) tedavi edici ilaçlardır. Ancak bu ilaçlar da bazen uykuyu artırabilir veya tersine, azaltabilir de. Bunu ayarlamak da mümkündür.

 

Bu hastalıklar sadece ilaçla mı tedavi edilir?

Tüm psikiyatrik rahatsızlıklarda 2 temel tedavi biçimi vardır. 1-İlaç tedavisi 2-Psikoterapi. İlaç tedavisi hayli kolay bir yöntemdir ve hastaların çoğunda %70-80 kadar bir düzelme sağlayabilir. Yani kişi bazen 20 günde sadece ilaç alarak, hastalanmadan önceki hâline dönebilir. Ama bu, adı üstünde, hastalanmadan önceki hâl”dir. O duruma geri dönen kişinin bir süre sonra yeniden aynı rahatsızlığa yakalanması da mümkündür. O yüzden, gerçek ve kalıcı bir düzelme için, kişinin hayata bakış açısını değiştirmesi, yeni bir düşünce ve yaşama biçimi geliştirmesi gerekir ki, bu da ancak psikoterapi ile olabilir.

 

Psikiyatriste gidene bazıları “deli” gözüyle bakıyorlar?

Bilgisizlikten kaynaklanan yanlış bir düşüncedir bu. Oysa bize başvuranların %80-90 gibi büyük bir çoğunluğu, çevremizdeki herkeste görülebilecek şikayetlerle gelirler. Meselâ moral bozukluğu, halsizlik, gerginlik, heyecan, vesvese, korku, utangaçlık, alkol alışkanlığı, sigara bağımlılığı, fazla yemek yeme, cinsel problemler veya uyku bozukluğu gibi. Bunların hangisi için delilik” diyebiliriz ki?

•••

“Yarım doktor candan eder, yarım hoca dinden eder, yarım inanç da bazen hasta eder.” Yarım inanç derken şunu kastediyorum: Mesela bir insan Allah’ı sadece yasaklayıcı ve cezalandırıcı sıfatları ile hatırlar, affedici, merhamet edici yönlerini hatırına getirmezse, küçük hatalarından dolayı bile kolaylıkla depresyona girebilir.