Neyin Zaferi?
Almanya, 1. Dünya Harbi’nde İngiliz esirleri arasında bulunan Müslümanlarla iletişim kurmak için…
Ara
Hayatın şirazesi okumaktır.
Hayatta kolay şeylerin başında ne gelir bilmiyorum ama en zor şeylerin başında herhalde okumak gelir. Okumak, öyle rastgele bir kitabı açıp oradan takip değildir. Okunması gerekeni okumaktır. Bir de Allah için okumaktır onu.
Nüfusumuz artıyor ama okuma oranı gittikçe azalıyor. Basılan kitaplar, mecmualar çoğalıyor ama dünyaya geliş gayemizi anlatan kitaplar, mecmualar, eserler azalıyor. İnsan bir türlü uyanamıyor.
Hani şairin dediği gibi: “Yaşadığınız bunca kıyamet, hâlâ diriltmedi mi sizi?” diyeceği geliyor insanın. Önce kendi nefsimize elbette.
Rüzgâr mumu söndürür; fakat yangını alevlendirir.
Olayların etkileri, eşyanın mahiyetine göre değişir. Onun içindir ki, hayatı alevlendirecek, söndürmeyecek, ateşini yükseltecek, bir yumruk gibi tepemize inecek kitaplara, yazılara, dergilere ihtiyacımız var. Uyandırmalı bizi. O kalın gaflet perdesinden çekip almalı bizi.
Biz, Zafer ailesi olarak, birilikte yaşadığımız otuz beş yılın her ayında böyle kutsî bir mânâyı kucaklayarak geldik bu günlere. Gün geldi, her şeyi kaybeder olduk; gün geldi çıldıracak olduk. Fakat Allah’ın inayetiyle, Onun rahmetiyle en uç noktalarda tekrar bir U dönüşü ile, Rabbimiz “Devam!” dedi, neşriyatımıza izin verdi.
Bu konuda sonsuz rahmet sahibi olan Rabbimize hamd ediyoruz. Bize gönülden desteğini veren siz sevgili okuyucularımıza da, otuz beş yılın her ayı için özel teşekkür ediyoruz.
Bir aile reisine sormuşlar:
“Siz ailece niye berabersiniz ve hiç ayrılmıyorsunuz?” diye. Cevap vermiş:
“Beraber dua eden aileler hiç ayrılmazlar, birlikte kalırlar” demiş.
Duamızı 2011 yılında da beraberliğimizin sürmesi için kalpten yapalım. Gayretlerimizi katlayalım. Yeni okuyuculara ulaşalım inşallah…
İnsanın yaptığı işler arasında en doğru olanı, içinden gelen ve doğruluğuna inandığı sesin gereğini yerine getirmektir.
Evet, herkes bir şeyler alır, götürür hayatımızdan. Ve bir gün ölüm meleği gelir, hayatımızı alıp götürür.
O saat, o vakit gelmeden, ne yapacaksak yapalım. Birbirimize en samimi dualar içerisinde bulunalım. Gayretimizi, şevkimizi artıralım. ‹mitle dopdolu olalım.
Öyle diyor George Eliot:
“Hiçbir zaman gökten gül yağmaz. Daha çok gül istersek, daha çok fidan dikmemiz gerekir.”
Anlıyorsunuz ne demek istediğimizi. Ve bugüne kadar hep anladınız. Allah sizlerden razı olsun. İnsanın bu dünyada anlayışlı bir muhatap bulması ne büyük bir saadet. Sağ olun, var olun.
Dünden bugüne, bu dergide emeği geçen en başta rahmetli hocalarımıza, yazarlarımıza, okuyucularımıza, abonelerimizin yakınlarına ve sevdiklerine rahmet duaları gönderiyoruz. Rabbimden her birerlerinin amel defterlerinin sevap taraflarının açık kalmasını niyaz ediyoruz. Yapılan, işlenen sevaplardan, onları da hissedar etmesini niyaz ediyoruz.
Evet, biz bir aileyiz. İnşallah bu güzel ailenin fertleri, kanatlarını birlikte çırparak ve birbirlerini kucaklayarak uçacaklar.
Bediüzzaman Hazretleri:
“Maksadın büyümesiyle himmet de büyür” diyor.
Hedefimiz, maksadımız Allah rızası olduğuna göre, o uğurda bir kalp fethetmek için yola çıktığımız için himmetimizi, gayretimizi daha da artıralım inşallah.
...
Bu ay da güzel yazılar sizi bekliyor. Zevkle okuyacağınıza inanıyoruz.
Madem kar zamanındayız, demek ki, karlara ibretle bakma durumundayız. Suat Ünsal, "Kar bizim için yağdırılır" deyip bizi karların harika dünyasına götürüyor.
Psikiyatrist Dr. Yusuf Karaçay, çok ilgi gören önerilerini, evlenmeyi düşünenlere bu sayımızda da sürdürüyor.
Pedagog Ali Çankırılı, anne-bebek arası iletişim ve emzirme problemlerini işliyor.
Prof. Dr. Yunus «engel ise, iş hayatında kadın ve erkeğin rolleri konusuna değiniyor; bu bağlamda kadınlara meslek seçimi konusunda yol gösterici araştırmaları aktarıyor.
İsmail Tezer, bilimin tabusunu yıkan keşif vesilesiyle, bilim, tabular ve iman konularını yazıyor.
Prof. Dr. Alaaddin Başar, bu ay da güzel yazısıyla insanı diğer canlılarla kıyaslayıp, bizi Allah'ın üzerimizdeki çok özel nimetlerini görmeye çağırıyor.
Ve burada isim ve yazılarını zikredemediğimiz, herbiri güzel ve dopdolu yazılarıyla bizlere seslenen bütün yazarlarımıza en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
— Selim Gündüzalp
Almanya, 1. Dünya Harbi’nde İngiliz esirleri arasında bulunan Müslümanlarla iletişim kurmak için…
ÖZGÜRLÜKLER ÇAĞI MI? Görünüşte ideolojik ve totaliter bir dünya yok. Ama baktığınız…
Yeryüzünü baharda çiçek çiçek süsleyen, kara toprağa çiçeklerle tebessüm ettiren, her yarattığını…
Emniyet kemeri araç ani fren yapınca kilitlenir ve yolcunun öne fırlamasına bu…
Tabiatın matematiği üzerinde konuşmak, ciltler dolusu bilgiyi bir araya getirmeyi gerektiriyor.
Günümüz insanı her zamankinden daha fazla stres ve gerilim altında yaşar oldu.
Bir Hadis
İnsanların birbirlerini tanımak istemeleri çok normal. Ama flört dönemi, gerçek beraberliği aksettirmez…
Biliyorum, ellerin var ve o eller senin. Parmakların var! Ayrımına varmak, dokunmak…
Aile Öyküsü
Geçen ay bilim dünyası bir ‘keşif’le sarsıldı.
HEDEFTEN ŞAŞMAK Mısır valisi Hayyam, Ömer bin Abdülazize mektup yazdı ve “İnsanlar Müslüman oldu,…
Yağmur yağarken “rahmet yağıyor” derdi büyüklerimiz.
Bir gece vakti, rüya mıydı neydi bilmiyorum, “Kalk!” dediler şaşkın bakışlarımın arasında.…
Tırnakların uzaması ile alâkalı olarak ilk akla gelen, insanın kendi vücudundaki değişikliği…
İnsan; en zayıf ve en nazlı canlı.
Aynı türün fertleri olarak birbirimize benzeyişimiz Allah’ın birliğini, benzemeyişimiz de Onun iradesini…
Rumman, nar demektir… Nar, Rahman sûresinin 68. âyetinde hem cennet meyveleri arasında,…
Kırk Gram Tebessüm
Bahçemize üç çiçek soğanı dikmiştik. Ailecek heyecanla büyümelerini bekliyorduk.
Çağımız hürriyet çağıdır ve kadın erkek herkesin aynı haklara ve fırsat eşitliğine…
Bir şarkının dizeleri arasında geçer; “Hazineler harabelerde olur”
Sözlüklerde yemin şöyle tarif edilir: Allah’ı veya mukaddes bir varlığı şahit tutarak…
Halk arasında Basur veya Mayasıl olarak adlandırılan Hemoroit, makat etrafındaki toplardamar ağının…
Deyim Öyküsü
Hayvanlardan bazılarının, soğuk hava şartlarına göre hem vücutlarında hem de davranışlarında değişiklikler…
Bir çiçeğin açma vakti, güneşin doğuşu, mevsimlerin gelişi, insan bedeni.. kâinatta her…
Ruhsal Şifa
İKİ GÖZ Paşalardan birisi, Fuat Paşa’yı hiç çekemez. Fırsat buldukça aleyhinde konuşurmuş.…
Sözünün yerini bilmeyerek konuşmakla itibarını kaybetme. — Hz. Ali…