TR EN

Dil Seçin

Ara

İlk Naat / Mutluluk Çağı’ndan

Büyük şair, düşünür Sezai Karakoç, “İnsanın ufku mü’mindir. Mü’minin ufku Peygamber, Peygamberin ufku da, mutlak gerçeklerin habercisi, her peygamberi şahsiyetinin katlarında bir yaprak gibi bulunduran son Peygamber... Peygamber nasıl insanın ufkuysa, naat da şiirin ufkudur.

Naat en ileri ve en mükemmel bir sevgi âbidesidir. Eski çağlardaki gibi bir tehlike, Peygamberi tanrılaştırma tehlikesi yoktur. Çünkü: Kelimelerin bir anlam taşıma mecburiyeti bir garanti sağlar. Ve bu anlamların prensiplere aykırı olmaları halinde derhal görülerek tasviye edilebilmeleri mümkün olur. Şiir şuura bitişiktir...

Naat, Peygamberin şiirle yapılmak istenen bir portresidir. Her şair, durduğu yerden ve görme kabiliyeti ölçüsünde Ona bakar; O büyük mükemmelliğin karşısındaki duygularını zaptetmeye çalışır. Bütün naatlar âdeta, tarih boyunca yapılan tek bir portrenin farklı cephelerden birer örneği gibidir. Ve tek bir portre içindir. Bir portre ki tarih ve insan devam ettikçe bitmeyecektir, bütün naatlar, bir meş’ale ormanı gibi pırıldar insanlığın üstünde; ve insanlık, Peygambere doğru bu ışıkların altında sevinçle, aşkla, güvenle yürürler.” diyor.

Şimdi bu güzel görüşlerin ışığı altında Hz. Peygamberimizin muhterem anneleri Hz. Amine annemizin vefatı anında, (M.S. 577) ölüm döşeğinde, 6 yaşındaki oğlu Resul-i Ekrem’in (sav) mübarek yüzlerine bakarak söylediği şiiri sizlere aktarıyoruz.. Bu güzel sözler îmam-ı Kastalaninin Gönül Nimetleri adlı eserinde ve Hacı Zihni Efendinin Tarihte İz Bırakanlar adlı eserinde yer almaktadır.

Bu şiir, İslâm tarihi açısından, Hz. Peygamber (sav) için söylenmiş ilk naatı şerif olma özelliğini de taşımaktadır. Ve bu ilk şeref de, Hz. Amine annemize aittir.

 

•••

Ey masum ve güzel evladım!

Ey temizlerden de tertemiz günahsız çocuğum.

Seni Allah’ın rahmetine emanet ediyorum,

Ve öyle de bırakıp gidiyorum,

Rabbim, seni ve hayatını mesud ve bereketli kılsın.

Anneciğinin yokluğundan hiç üzüntü duyma.

Sen Allaha emanetsin.

 

Ey bir rüyanın kurbanı olacakken,

Allah’ın lütfü ve ikramı sayesinde kurtuluş sadakası ile

Ecel celladının pençesinden yakayı kurtaran

Abdullah’ın masum yavrusu olan sen!

Eğer düşlerim doğru çıkacak olursa sen bütün insanlara ve cinlere gönderilecek son peygambersin.

Bütün insanlara helal ve haramı bildirmeye

Bütün gerçekleri çerçevelemeye

Ve ceddin İbrahim Aleyhisselam’ın dini,

İslâmiyeti tekrar hayatlandırıp, duyurmaya memursun.

Çünkü Allah, İbrahim Aleyhisselam gibi seni de

Putlardan ve puta tapanlara uymaktan korumuştur!

 

Her yaşayan ölecektir,

Her yeni eskiyecektir,

Her çok tükenecektir,

Her yaşlı göçecektir.

Ve Ben de bir gün öleceğim

Fakat Senin gibi temiz ve tertemiz bir evlat doğurdum

Ardımda Senin gibi büyük ve hayırlı bir evlat bırakıyorum.

Bunun için adım ölmeyecek, sonsuza dek hayırla anılacağım.