TR EN

Dil Seçin

Ara

Bediüzzaman’dan Musibetzedelere Teselliler

Bediüzzaman’dan Musibetzedelere Teselliler

Geçici, dünyevî musibetlerin sonları ekseriyetle ferahlı ve hayırlı oluyor.

•••

Maddî musibetleri büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür.

•••

Her zamanın bir hükmü var. Şu gaflet zamanında musibet şeklini değiştirmiş. Bazı zamanda ve bazı eşhasta belâ, belâ değil, belki bir lütf-u İlâhîdir.

•••

Musibetzede olan bir adam, Evvel ve Âhir Allah’ın merhametine iltica etmekle müteselli olur.

•••

Sakın, sakın bu musibetlerin verdiği asabîlik cihetiyle birbirinizin kusuruna bakmayınız. Kısmet ve kadere itiraz hükmünde olan şekvâlar ve “Böyle olmasaydı şöyle olmazdı” diye birbirinizden gücenmeyiniz.

•••

Merak, musibeti ikileştirir, maddî musibeti kalbde de yerleştirmek için bir kök olur. Hem kadere karşı bir nevi itiraz ve tenkidi ve rahmete karşı bir nevi ithamı işmam eder.

•••

Sizin dünyaca bazı müşkülâtınız, senin hesabına beni bir parça müteessir etti. Fakat madem dünya bâki değil ve musibetlerinde bir nevi hayır vardır; senin bedeline “Yahu bu da geçer” kalbime geldi.

•••

Cenâb-ı Hak bir abdini severse, dünyayı ona küstürür, çirkin gösterir.

İnşaallah sen de o sevgililerin sınıfındansın.

•••

Fırtına, zelzele, veba gibi hâdiselerin perdeleri altında gizlenen pek çok manevî çiçeklerin inkişafı vardır. Tohumlar gibi neşv ü nemasız kalan birçok istidad çekirdekleri, zahirî çirkin görünen hâdiseler yüzünden sümbüllenip güzelleşir. Güya umum inkılablar ve küllî tahavvüller, birer manevî yağmurdur. Fakat insan, hem zahirperest, hem hodgâm olduğundan zahire bakıp çirkinlikle hükmeder. Hodgâmlık cihetiyle yalnız kendine bakan netice ile muhakeme ederek şer olduğuna hükmeder. Halbuki eşyanın insana ait gayesi bir ise, Sânii’nin esmasına ait binlerdir.