TR EN

Dil Seçin

Ara

Etekleri Zil Çalmak / Deyim Öyküsü

Bir zamanlar Anadolu’nun bir kasabasında, herkesin ‘Çıngıraklı Baba’ diye tanıdığı ve hürmet ettiği, mübarek bir insan olarak sevdiği bir adam varmış.

Yaşlıca, ak sakallı, ak saçlı, sırlı biriymiş bu Çıngıraklı Baba. Pabuçlarının burunlarına ve cübbesinin eteklerine diktiği onlarca ufak zillerle dolaşırmış her yerde. Onun yaklaştığını bu zil seslerinden anlarmış herkes.

Bu zillerin sebebini merak edip soranlara:

“Efendim,” dermiş, “insan bilmeyerek, görmeyerek, yerdeki karıncaları ve diğer ufacık mahlûkları çiğneyebilir ve onlara eziyet edebilir. Onları ürkütüp kaçırmak ve üzerlerine basmamak için bu zilleri diktim.” cevabını verirmiş.

Ne var ki, bir gün hükümet kuvvetleri uzun bir takip ve çabalar sonunda en azılı bir eşkıya çetesini yakalamış. Fakat bu olayın ardından herkesi çok şaşırtan bir gerçek de ortaya çıkmış. Meğer herkesin mübarek bilip hürmet ettiği bu Çıngıraklı Baba o azılı çetenin reisiymiş.

Bunu duyan herkes hayretten duyduğuna inanamamış.

İşte bu olaydan sonra halkın dilinde bu söz yer etmiş. Herhangi bir adamın doğruluğundan ve namusundan şüphe edildiği zaman Çıngıraklı Baba’yı hatırlayıp şöyle demişler:

“O kadar dürüst ve doğru bir insandır ki, etekleri zil çalıyor.”

Ancak zaman içinde bu deyimin anlamı değişmiş. Günümüzde artık sahtekârlara değil, çok sevinçli insanlara “hayrola eteklerin zil çalıyor” diye bu deyim söylenmektedir.

...

Bu deyim, günümüzde, “hiç ummadığı bir sürprizle karşılaşarak büyük bir sevinç yaşamak, çok sevinmek” anlamlarında kullanılmaktadır.