TR EN

Dil Seçin

Ara

Vücudumuzdaki Su Dengesi Nasıl Korunuyor?

Vücudumuzdaki Su Dengesi Nasıl Korunuyor?

Su, insan vücudu için büyük bir önem taşır. Vücudumuzdaki su miktarının her an dengede tutulması ise çok önemlidir. Vücudumuzdaki su miktarının %10’u kaybedilirse hayati tehlike oluşmaya başlar...

Su, insan vücudu için büyük bir önem taşır. Vücudumuzdaki su miktarının her an dengede tutulması ise çok önemlidir. Vücudumuzdaki su miktarının %10’u kaybedilirse hayati tehlike oluşmaya başlar.

İşte bu tehlikenin oluşmaması için, her gün yediğimiz besinler ve içtiğimiz sıvılarla vücudumuza kaç litre su aldığımız, bu suyun ne kadarını vücudumuzdan attığımız, kanımızda ne kadar su bulunduğu, dokularımızdaki su oranı, günün her saniyesinde takip edilmesi gerekir ve biz farkında olmasak da bu takip yapılmaktadır.

Bir düşünsenize, bu hesaplamaları teker teker yapma görevi bize verilmiş olsaydı, başka hiçbir işle ilgilenmeye vakit bulamadan bütün zamanımızı bu göreve ayırmak zorunda kalacaktık. Bunun için çok gelişmiş bir laboratuvara ihtiyaç duyacak, gece gündüz hiç ara vermeden bedenimizi gözlemlemek durumunda olacaktık.

Çok şükür ki Rabbimiz, bedenimizde bu takipleri yapacak çok özel bir sistem yaratmıştır ve bu sistemle bedenimizde su miktarı ihtiyacımıza göre ayarlanmaktadır.

Kandaki Su Dengesi Bozulduğunda Neler Yapılır?

Hormon sistemimiz hipotalamus isimli küçük organımızdan yönetilir. Hipotalamusun insan vücudunda iç dengenin sağlanmasında hayati bir görevi vardır. Beynin hemen alt kısmında bulunan ve bir bezelye tanesi büyüklüğünde olan bu hipotalamus bölgesine çok özel algılayıcılar yerleştirilmiştir. Bu algılayıcılar her saniye, hatta bu yazıyı okurken dahi, kanınızda bulunan su miktarını ölçerler. Eğer kanda bulunan su miktarının düştüğü tespit edilirse hemen alarma geçerler.

Alarm durumunda önlem olarak hipotalamusun hemen altında yer alan 1 cm büyüklüğündeki hipofiz adlı bez, ADH isimli bir hormon salgılar. Bu hormon, kan dolaşımı yolu ile uzun bir yolculuğa çıkar ve böbreklere ulaşır. Böbreklerde aynen bir anahtarın bir kilide uyması gibi tam bu hormona uygun özel alıcılar vardır. Hormonlar bu alıcılara ulaştıkları anda böbreklerde hemen su tasarrufu düzenine geçilir ve su atılımı en az seviyeye indirilir.

İhtiyaçtan fazla su içtiğimiz durumlarda ise bu mekanizma tam tersine işletilir. Yani kandaki su yoğunluğu yükseldiğinde, hipotalamustaki algılayıcılar ADH hormonunun salgılanmasını yavaşlatırlar. ADH hormonu azalınca böbreklerde suyun geri emilimi de azalır ve kandaki su miktarı sağlıklı seviyeye çekilinceye dek bu sistem çalışır.

Susama Hissi Büyük Bir Nimettir

Hipotalamus, hipofiz ve ADH’nin oluşturduğu bu mükemmel sistemin eksiksiz çalışması hayatta kalmamız için yeterli değildir. Bizim de ihtiyaç varsa su içmemiz ve hatta ne kadar su içmemiz gerektiğini bilmemiz gerekir. Sonsuz şefkat ve hikmet sahibi olan Allah, bunun sebeple susama hissini yaratmıştır.

Mesela bir düşünün; vücudumuzda her şeyin eksiksiz olduğunu ama sadece susamadığımızı varsayalım. Böyle bir durumda doğduktan kısa süre sonra vücudumuzda problemler başlardı. Çünkü insan besinsiz 1-2 hafta kadar yaşayabildiği halde su içmeksizin 3-4 günden daha fazla yaşayamaz. Susama hissimiz olmadığı için de neden rahatsızlandığımızı ve hayatımızın tehlikeye girdiğini de anlayamazdık. Oysa bizler, doğduğumuz andan itibaren su içmemiz gerektiğini üstelik ne kadar içmemiz gerektiğini hissederiz, hem de tam gerektiği oranda susadığımızı hissederiz. Kusursuz olarak yaratılmış olan bu sistemle de vücudumuzdaki su dengesi korunmuş olur.

Allah’ın Bizim için Çalıştırdığı Harika Bir Sistem

Bu çok kompleks, birbirine bağımlı çalışan ve pek çok parçadan oluşan sistemin, üzerinde düşünülmesi gereken birçok detayı vardır:

Hipotalamusta bulunan hücrelerin, kendilerinden çok uzakta bulunan ve hiçbir zaman görmedikleri böbrek hücrelerine mesaj gönderdikleri bu sistemi kim planlamış ve çalıştırmaktadır?

Böbrek hücreleriyle hipotalamus, birbirlerini anlayacakları ve itaat edecekleri bir hormonla mesaj yazmayı kendileri mi başarmışlardır?

Böbrek hücreleri hipotalamustan gelen emre niçin ve kimin iradesiyle itaat ederler?

Hipotalamusun, böbrek hücrelerinin ve ADH hormonunun kendi başlarına bu kararları almalarının ve uygulamalarının imkansız olduğu açık bir gerçektir.

Bu örnek, Rabbimizin bizim haberimiz dahi olmadan bizim için çalıştırdığı sistemlerden sadece birisidir.

Kısa Kısa

Kontrol merkezi

Susuzluk merkezi insanın beyninde bulunur. Beyinden vücudun sıvı dengesi degerlendirilir ve daha sonra duruma göre, bir dizi biyokimyasal tepkime başlatılarak, insanda susuzluk duygusunu oluşturulur.

Bedenimizdeki Su Depoları

İnsan vücudunun ağırlığının yaklaşık %60’ını su oluşturur. Bu suyun üçte ikisi hücreler tarafından tutulur. Sadece üçte biri hücre dışı sıvıları oluşturur.

Kana Kan Cana Can

Vücuttaki sıvı eksikliği nedeniyle kan hacminde bir azalma olduğunda, kalp beyne bir alarm sinyali gönderir ve susuzluk duygusunun oluşmasını sağlar.

Hormon Makinesi

Hipofiz, beynin alt kısmında yaratılan, yaklaşık 0,5 gram ağırlığında olan ve çeşitli hormonlar salgılayan bir endokrin bezdir. Endokrin bezler çeşitli hormonları üretip dolaşıma salgılayarak vücudun diğer bölgelerindeki hedef organları uyarıp fonksiyon görmesini sağlarlar.