TR EN

Dil Seçin

Ara

Büyüyen Kemikler

Büyüyen Kemikler

Diğer dokulara kıyaslandığında oldukça sert olan kemikler, içerisinde barındırdığı organik ve inorganik maddeler sayesinde, rahmetin bir cilvesi olarak hem sağlam ve hem de esnek yaratılmıştır. Kemikler eğer bir miktar esnek olmasa bir etki sonucu zorlandığı zaman hemen kırılacaktı, eğer çok esnek olup sert olmasa hareket etmek ve ayakta durmak bile zor olacaktı.

Oğullarım Ahmet ve Akif ile ara sıra beraber televizyon izliyoruz. Seçim doğal olarak oğullarım tarafından yapılıyor. Konuşan araçların başrolleri paylaştığı bir çizgi film izliyoruz. Bu araçların yapamadığı iş, hareket yok, oynuyorlar zıplıyorlar, vücutlarını—kaportalarını—esneterek bütün hareketleri yapabiliyorlar. Bu araçlar aynı zamanda büyüyor ve şekil değiştiriyor. Mesela küçükken araba olan bir araç büyüyünce kamyon veya tır olabiliyor. Çizgi filmlerde izlediğimiz karakterlerin bu şekilde hareket etmesi, esnemesi ve büyümesi gerçek hayatta gerçekleşmesi imkânsız olarak düşündüğümüz olaylardır. Çünkü demir gibi sert maddelerden meydana gelen bu araçların büyümesi, şekil değiştirmesi, içindeki cihazların da oranlı olarak büyüyüp şekil değiştirmesi, büyüyen diğer parçalarla büyüme oranının değişmemesi muhal (imkânsız) olarak görülüyor. En önemlisi de herhalde bu büyüme ve şekil değiştirme devam ederken hareketlerde hiçbir kısıtlama ve engel olmamasıdır.  İnsan, bu büyüme fiilinin en zorunun da herhalde sert metallerden oluşan temel kısmın büyümesidir diye düşünüyor. Hem de bu büyüme normal yaşantısında, hareket ederken olacak.

İmkân harici değil mi?

Aslında bütün bunlar birer mucize eseri olarak canlılarda her an cereyan etmektedir.

 

Konuya Biraz Daha Yakından Bakalım

Birçok canlı sert ve yumuşak dokulardan yapılmaktadır. İnsanlar da arabalarda bulunan metaller gibi sert yapılara sahiptir. Sert yapılar kemik ve nispeten sert olan kıkırdaklardır.

Diğer dokulara kıyaslandığında oldukça sert olan kemikler, içerisinde barındırdığı organik ve inorganik maddeler sayesinde, rahmetin bir cilvesi olarak hem sağlam ve hem de esnek yaratılmıştır. Kemikler eğer bir miktar esnek olmasa bir etki sonucu zorlandığı zaman hemen kırılacaktı, eğer çok esnek olup sert olmasa hareket etmek ve ayakta durmak bile zor olacaktı.

Ayrıca insan vücudunun en sert anatomik unsurlarından olan kemikler doğduğumuz şekliyle kalmaz. Çizgi filmlerdeki arabalar gibi büyür ve bir miktar esnektir. Sonsuz hikmet ve rahmet sahibi tarafından kemikler büyüme ve şekil değiştirme özelliğiyle yaratılır. Bazı küçük kemikler ise birbiri ile veya büyük kemikler ile birleşir. Böylece kemikler sayı olarak azalır. O yüzden yeni doğan bebeklerde 270 adet kemik bulunurken yetişkin bir insanda bu sayı 207 adettir. Hem de kemiklerin büyümesi bedenin hareket etmesine engel olmaz, yani büyürken hareket edersiniz koşarsınız zıplarsınız, hatta bu şekilde kemiğin büyümesine yardımcı olursunuz.

 

 

Kemiklerin Yaratılması

Kemikleşme bazı kemikler için anne karnında başlar. Anne karnında kemiklerin genellikle kıkırdaktan bir modeli (üstteki resim) yapılır ve bunun içinde yaratılan kemikleşme merkezleri vasıtasıyla büyüme ve kemikleşme başlar.

Uzun bir kemiğin büyümesi için genel olarak biri merkezde ve en az birer tane de uçlarda olacak şekilde en az 3 adet kemikleşme merkezine ihtiyaç vardır. Bu kemikleşme merkezleri uzatılıp genişletilerek kemiğin büyümesi sağlanır.

Uzun yıllar bilim adamları oldukça sert olan kemiğin, şekil değiştirmesini ve büyümesini açıklayamamış ve ancak 1800’lü yıllarda kemiklerin uç kısımlarındaki büyüme kıkırdağından uzadığı tespit edilmiştir. Şekilde görülen primer (birincil) kemikleşme merkezi ve sekonder (ikincil) kemikleşme merkezleri kemiğin kıkırdak modeli içinde yerleştirilmiş olarak kemiğin gelişiminde rol alırlar. Merkezler arasında yer alan kıkırdak kısım (alttaki resim) ise büyüme kıkırdağı ismini alır. Bu iki kemikleşme merkezi birleşip bu kıkırdak kısmı yerini kemiğe bıraktığı zaman büyüme sona erdirilmiş olur.

Elbette büyümenin başlaması gibi sona ermesi de hikmetli ve sanatlıdır. Çünkü büyümenin durmaması da bizim için çok büyük bir problem olacaktı. O yüzden büyüme ve büyümenin durması tam zamanında olmaktadır. Ayrıca sert olan inorganik maddeler ile osseini bir araya getirmek ve uyumlu halde hikmetli işler çıkartmanın tamamını ancak Allah yapabilir.

Bu yüzden “İşte insan, Cenâb-ı Hakk’ın böyle antika bir sanatıdır. Ve en nazik ve nazenin bir mucize-i kudretidir” şeklinde ifade edilmiştir.