TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

ATEİSTLER BİLİME YALAN SÖYLETİYOR

Dünyada Da Vinci Şifresi ile büyük bir üne kavuşan ve haftalarca en çok satan listelerinde üst sırada yer alan ünlü yazar Dan Brown, din ve bilim ilişkisi üzerine öyle bir açıklama yaptı ki, ateizm dünyasını sinirlendirdi. 

Ünlü yazar Dan Brown, entelektüel birikimini kitaplarına çokça yansıtmış bir isim. Politik ve aksiyon temelli kitaplar yazan ünlü yazar, pek çok kitabında dini altyapısını da konuşturuyor.

Ünlü yazar geçtiğimiz günlerde katıldığı bir konferansta din ve bilim ilişkisine de değindi. Da Vinci Şifresi ve Kayıp Sembol kitaplarında bilim ve din konularına sıkça değinen yazar, ''Bilim ve Din hiçbir şekilde çelişmiyor.'' açıklamasıyla gündeme oturdu. 

Huffington Post'un haberine göre, açıklamasında din ve bilimin aynı yola çıkan iki farklı dil olduğunu söyleyen Dan Brown, bilimin sorular üzerinde oturduğunu, inancın ve dinlerin ise cevapların keyfini çıkardığını söyledi.

''İroniktir ki, inancın özüne döndüğümüzde bilimin yanıtlayamadığı 'Nereden geliyoruz? Biz kimiz? Ölünce bize ne olacak?' gibi soruları buluyoruz.'' diyen Dan Brown, ''Gençliğimden beri kendime din ve bilim ile ilgili sorular soruyorum. Ulaştığım her sonuç beni 'tek olana' yöneltiyor.'' ifadelerini kullandı.

Kendisine yöneltilen ''Bilim'in güzelliğini inancımıza bağlı kalarak yaşamak mümkün müdür?'' sorusu üzerine Dan Brown:

''Dünya şimdi ve her saniye daha da küçülüyor. Dünya küçüldükçe bizler kendimizin kusursuzluğuna daha çok inanır olduk. Bu kusursuzluğumuzu bilime yontmaya başladık. Bilim de kusurlu, biz de kusurluyuz. Kusursuz olan ise Yaratıcının kendisidir.'' cevabını verdi.

               (risalehaber.com)

 

***

 

Namaza gitmek için attığın her adım sadakadır. 

               Hadis-i Şerif

 

***

 

Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır. 

               — İbni Sina

 

***

 

FARKINA VARMADAN KARANLIĞA GÖMÜLMEK

Dört yaşındaki minik kız, ilk kez, dedesiyle ninesinin evinde gece yatısına kalmıştı.

Yatağa yatırılınca ağlamaya başladı, karanlıktan korktuğunu ve eve dönmek istediğini söyledi. Ninesi:

''Ama sen evde de karanlıkta yatıyorsun, öyle değil mi?'' dedi.

Çocuk da ona:

''Öyle ama, oradaki benim karanlığım.'' cevabını verdi.

...

Çocuğun cevabını çocukça bularak dudak bükenler olabilir. Ama bence çocuk, nerdeyse evrensel bir doğruyu dile getiriyor diyebilirim.

Başka karanlıklar bize daima ürkütücü gelir.

Başka karanlığın içinde elimizin yordamını yitiririz.

Ama kendi karanlığımıza alışmışızdır.

Orada, hangi durumda ne yapacağımızı, nasıl devineceğimizi biliriz.

Bu yüzden kendi karanlığımızın aşina yüzü bize ürkütücü gelmez.

Ama bir durum var ki, tehlike veya sakınca da orada ortaya çıkıyor.

Kendi karanlığımıza karşı edindiğimiz aşinalık, bizi karanlıktan ürkmez hale getirmişse ve biz, kendi karanlığımıza karşı peyda ettiğimiz aşinalığı gündelik hayatımızın bir parçası haline sokmuşsak, o zaman, birdenbire ve farkına varmadan karanlığın adamı olup çıkabiliriz.

Bu yüzden, karanlık karanlıktır, onun aşinası ve ağyarı olmaz diye kestirip atamayız.

               — Rasim Özdenören

 

***

 

Gereksiz ihtiyaçlardan oluşan koca bir dağ büyüttük... Bir şeyler satın alıyoruz, sonra çöpe atıyoruz... Aslında boşa harcadığımız şey hayatlarımız. Bir şey satın aldığımda veya siz aldığınızda, ödemeyi parayla yapmıyoruz... Ödemeyi, yaşamımızdan para kazanmak için harcadığımız zamanla yapıyoruz. Aradaki fark ise şu: hayatı satın alamazsınız. Hayat geçip gider. Ve hayatınızı boşa harcayıp özgürlüğünüzü kaybetmek korkunç bir şeydir.

               — Uruguay Eski Devlet Başkanı Jose Mujica

 

***

 

İş tutuşun kalbî, iş yapışın aklî olsun.

Birincisi seni samimi ve ihlaslı kılar; ikincisi titiz ve başarılı.

               — İhsan Fazlıoğlu