TR EN

Dil Seçin

Ara

Bir Yumurta Bir Dünyadır

Bir Yumurta Bir Dünyadır

Yumurta, kanatlı hayvanlar aracılığıyla soframıza kadar ulaşan, protein, karbonhidrat, yağ ve çeşitli iz elementleri içeren önemli bir besin maddesidir. Özellikle sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi ve en kolay protein kaynağımızdır. Fakat soframızda oldukça ucuz, kolay, bol bulunması onun kıymetsiz ve sanatsız olduğu anlamına gelmez.

Yumurtanın oval şekli, bir küt ve bir sivri ucu vardır. Yumurtanın bir ucunun sivri, bir ucunun küt olması tesadüf değildir. Özel ve kendine has biçimi sayesinde yan yatmış bir yumurta düz bir hatta yuvarlanmaz, uzun bir yol kat edemez, bunun yerine daire çizer, böylece de kolay kolay uzak mesafe kat edemez, yuvadan uzaklaşamaz.

Ayrıca yumurtanın inkubasyonda (kuluçkada) iken ısı iletimini en verimli sağlayacak şekli budur. Yumurtanın büyüklüğü ve şekli ebeveynin pençesiyle tutmaya uygun olarak da yaratılmıştır. Tavuk yumurtasının ağırlığı yaklaşık 50-60 gr arasında değişir.

İmal edilmesi yirmi beş saat süren yumurta, yumurta kabuğu, yumurta kabuğu zarları, hava boşluğu, yumurta akı ve yumurta sarısından meydana gelmiştir. Yumurtanın yaratıldığı tavukların üreme sistemi memelilerinkine benzer şekilde ovarium (yumurtalık) ve oviduct’tan (yumurta yolu) oluşmuştur. Yumurta sarısı ovarium’da şekillendikten sonra yumurta yolu kanalına düşer ve yumurtanın yapımı seyahati başlamış olur.

Yumurta sarısı dönme hareketiyle yavaş yavaş yumurta yolunun en uzun kısmı olan magnum’da ilerler. Bu ilerleme süresinde yumurta akı yumurta sarısının etrafını çevirir. Bu aşamada yumurta sarısını yumurtanın merkezinde tutmak için yaratılan, amortisör benzeri yumurta akından daha yoğun kıvamlı bir madde olan şalaz salgılanır. Yumurta akı ile sarılan yumurta sarısı daha sonra isthmus denilen bölüme geçer, bu bölümde bir buçuk saatte yumurta iç ve dış kabuk zarı ile çevrilir.

Bu kısımda iki adet zarın yaratılması oldukça dikkat çekicidir. Yumurta vücuttan 41C lik bir sıcaklıktan çıkıp yaklaşık 20C’lik dış ortama geçtiğinde içinde bir küçülme ve dolayısıyla negatif bir basınç oluşacaktır. Bu negatif basınç dışarıdan içeriye havanın girmesine ve yumurta içindeki iki zarın arasının hava ile dolmasına dolayısıyla hava kesesinin oluşmasını sağlayacaktır. Eğer zar bir adet yapılsa havanın barınacağı yer olmayacak ve döllü yumurtalardan elde edilecek civcivlerin havasızlıktan ölmesi kaçınılmaz olacaktı. Özellikle kuşların yumurtadan çıkmasının birinci basamağı olan gaga üzerindeki “yumurta dişi” ile kabuğu kırması sırasında başını sağa sola rahatlıkla hareket ettirebilmesi için ihtiyaç duyulan oksijen hava kesesindeki oksijenden sağlanır. Aptal diye tesmiye edilen tavuğun bunu programlayacak bir ilmi ve kudreti olmadığından bu işin arkasında kudretli, hikmetli ve ilim sahibi bir Zat olduğu aşikârdır.

Yumurta iç ve dış kabuk zarları ile sarıldıktan sonra uterus’a (rahim) geçer. Bu kısım memelilerin uterus’undan işlev ve yapı olarak farklıdır. Uterus’ta yumurta kabuğuna şekil verilir. Yumurta yapımında en uzun süre yumurta kabuğu için harcanır. Yaklaşık 15 saatte yumurta kabuğu şekillendirilmiş olur.

Yumurta kabuğunun üzerinde por adı verilen ve tavuk yumurtasında 15.000-17.000 adet bulunan delikçikler vardır. Bu delikçiklerin sayısı küt uca doğru gittikçe artar. Yumurta vagina’da 1 dakika kadar kalır ve burada kabuğun üzeri sıvı müköz bir madde ile sıvanır daha sonra kuruyan bu tabaka kütikula denilen bir parlak tabakayı oluşturur. Bu oluşum yumurtanın içerisine havanın girmesine izin veren fakat mikroorganizmaların girmesine engel olan bir tabakadır. Fakat ıslanırsa bu yapı bozulur ve içeri geçiş yolu açılan mikroorganizmalar yumurtanın bozulmasına sebep olur. Bu yüzden yumurtalar kırılacağı---kullanılacağı---zaman yıkanmalı, kurutulup kırılmalıdır.

Yumurtlayan tavuğun üreme sistemi ve sindirim sisteminin son kısmı birleşmiştir. Yumurta dışarı çıkarken üreme siteminin son kısmı bir miktar dışarı sarkarak yumurtanın dışkıyla temas etmesi önlenmiş olur. Yani yumurta yere düşmeden önce temizdir; yani onun düştüğü yeri temiz tutmayan insanoğlu yumurtanın kirlenmesine sebep olur.

Oldukça ince olmasına rağmen çok sağlam olan yumurta kabuğu, kuluçkaya yatan ebeveynin vücut hararetini embriyoya iletmesi bakımından da çok elverişli yaratılmıştır. Ayrıca yumurta kabuğu mimari açıdan da oldukça sağlam olarak planlanmıştır. İki parmakla uçlarından tuttuğunuz yumurtayı kırmak çok zordur.

Yumurta kabuğunun bir mucizevi detayı ise embriyonun kemik gelişimi için temel kaynak olarak kullanılmasıdır. Yani kanatlılarda kemiklerin şekillenebilmesi için 7-8. günlerde yumurtanın iç yüzeyinden kalsiyum transferi başlamakta ve kanatlı embriyosunda kemikleşme başlamaktadır. Kemiklerin şekillenebilmesi için gerekli kalsiyumun yaklaşık %80’i yumurta kabuğundan karşılanmakta geri kalan %20’lik kısmı ise yumurta sarısından karşılanmaktadır. Yumurta kabuğunun iç yüzü elektron mikroskobu ile incelendiğinde adeta meme şeklinde kalsiyum muslukları görülmektedir. Kalsiyuma çok ihtiyacı olan kanatlılarda bu memelerin sayısı daha çoktur. “…israf, abesiyet, faydasızlık, fıtratta yoktur. İsraf ise, ism-i Hakîmin zıddı olduğu gibi, iktisat onun lâzımıdır ve düstur-u esasıdır.”

 “Haydi, çevir gözünü: En küçük bir kusur görüyor musun?” (Mülk Sûresi, 67:39) ayetinde ifade edildiği gibi yumurtanın yaratılmasında da, değil kusur, mükemmel bir tasarım, mimari ve harika bir sanat eseri olduğu, insanların beslenmesi konusunda da çok hikmetli, ilim sahibi merhametli bir Zat’ın eseri olduğu çok aşikârdır.

 

Kaynaklar:

1. Z. Barta, T. Szekely. The optimal shape of avian eggs, Functional Ecology 199711, 656–662

2. J. Blom, C. Lilja. A comparative study of growth skeletal development and eggshell composition in some species of birds. J. Zool. Lond.(2004),262,361-369 .

3. Üreme Fizyolojisi, Baki Yılmaz, Ankara 2000.