TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

İYİLİĞE İNANMAK LAZIM!..

İyiliğe inanılmayan bir dünyada yaşıyoruz. Hiçbir şeye inanmamak çok kolay. İnsanların, dinin ya da yönetimlerin iyiliğine inanmamak kolay. Pi'nin Yaşamı'nda hikaye bu ironiyle akmıyor, din'i örnek verelim: pozitif! Demek istediğim din'i çok kolay eleştirebilirsiniz. Pek çok dindar cinsiyetçi, Yahudi aleyhtarı, ataerkil; böyle kesin dini örnekler bulmak kolay, ama Pi kader ve din konusunda oldukça olumlu. Ve yeni olan da bence bu. Özellikle Batı'da yayımlanan, dinle ilgili kitaplar konuya çok negatif yaklaşıyorlar. Pi'nin Yaşamı, başlangıçta büyük sorular soruyor ve bir çocuk ve kaplanın maceralı hikayesi üzerine kuruluyor. Yüzeyi yakalıyor. Kitabın gerçeği ise neye inanmak istediğini sorgulamasında, rastgele birine ya da bir şeye mi inanmak istiyorsun yoksa bir şekilde anlamı olan bir şeye mi? Bunlar herkesin mutlaka hayatında bir kere bile olsa kendine sorduğu sorular.

   — Pi'nin Yaşamı romanının yazarı Kanadalı Yann Martel, yazdığı romanın neden bu kadar ilgi gördüğünü, onun hayata ve kadere olumlu yaklaşımın bağlıyor.

 

***

 

İnsanlar, bir insanın bütün hayatının bir tek kitapla değişebileceğinin farkında değiller.

         — Malcolm X

 

***

 

Tertemiz olmaya çalışın, çünkü dünyaya bakacak pencere kendinizsiniz.

         — G. B. Shaw

 

***

 

Az söz erin yüküdür.

Çok söz hayvan yüküdür.

Bilene bir söz yeter.

Sende hüner var ise.

         — Yunus Emre

 

***

 

İPLE KUR'AN-I KERÎM YAZDI

Muhammed Maher Hadri'nin, iplerle bez üzerine işlediği Kur'an-ı Kerîm görenleri şaşırtıyor.

Siyah bez üzerine iplerle nakşedilen Kur'an-ı Kerîm'in işlenmesi, kontrol edilmesi ve ciltlenmesi tam 12 yıl sürmüş. Alanında ilk olma özelliği taşıyan Kur'an-ı Kerîm, Guinness rekorlar kitabına da girdi.

Suriye'nin Halep şehrinde terzilik yaparken içinde Kur'an-ı Kerîm yazma isteği uyanan Hadri, 12 yıl süren Kur'an yazma hikayesini şöyle anlattı:

''Küçükken devamlı Kur'an yazmak istiyordum. Terzilik mesleğini tam öğrendikten sonra Kur'an'ı farklı, özel bir şekilde yazmak istedim. Eşimle hep istişare ederek planlar yaptım. İple, ilk olarak, 'vema tevfikı, illa billah' yazdım. Çok güzel bir görüntü ortaya çıktı. Sonra Vakıa suresinin tamamını yazdım. Gören herkes çok beğendi. Bundan sonra Kur'an-ı Kerîm'i yazmayı aklıma koydum. Bu konuda eşimden büyük destek gördüm.''

Hadri, çalışmaya 2000 yılında tasarım yaparak başladığını belirterek, ''12 cilt olarak tasarım yaptıktan sonra, bez üzerine iplikle Kur'an-ı Kerîm ayetlerini yazmaya başladım. Her bir ciltte 2,5 cüz oluşturdum. Boyu 80, eni 60 santimetre olan sayfaların üzerine Kur'an'ı işleme işi 8 yılımı aldı. Sonra işlediğim bu sayfalar üç değerli hoca tarafından, 2 yılda defalarca kontrol edildi. Hocaların kontrolünden sonra 2 yıl da ciltlerin yapımı sürdü. Her bir cilt 15 kilogram geliyor. Harflerin işlenmesinde altın renkli, özel bir ip kullandık. 12 yılın sonunda çok arzu ettiğim esere kavuştum.'' açıklamasını yaptı.

 

***

 

KAHRAMAN KİMDİR?

Paranoya filminin senaristleri, başroldeki delikanlının ağzına güzel bir tarif vermişler. Diyor ki, ''Kim olduğunu hatırlamak için, kahramanının kim olduğunu unutmayacaksin.'' 

Bana çok doğru bir formül gibi geldi. Hemen o an, kahramanımın adını söyledim. O adı duyan kalbim pır pır etti ve hayata dair tüm paranoyalarımı yatıştırdı.

         — Nuriye Akman

 

***

 

HAYATTA BİR AMACIN OLSUN

Hayatta bir gaye duygusuna sahip olmak gerekir. Viktor Frankl anlam terapisi üzerine bir terapi ekolü kurmuş Musevi bir psikiyatrdır.

Kendisi Auschwitz kampından kalan az sayıda insandan birisidir. Diyor ki; ''Auschwitz Kampı'ndan kim ayakta kaldı? diye sorduğumda, cevabının 'hayatta kalmak için sebepleri olanlar' olduğunu gördüm. Bir anlam duygusuyla 'ben buradan çıkacağım ve şunu yapacağım' duygusunu kuvvetli olarak içlerinde muhafaza edenler sağ çıktı.'' diyor. 

O yüzden hayatta bazı şeyler zor olsa da ümidi diri tutmak ve gaye duygusuna sahip olmak çok önemlidir. 

     — Prof. Dr. Kemal Sayar, insanın mutlaka bir gayesi olması gerektiğini , hatta insanın bir amacının olmasının en zor şartlarda bile ona sabretme gücü katacağını bu anekdotla anlatıyor.