TR EN

Dil Seçin

Ara

Bitkilerin Kasları

Bitkilerin Kasları

“Bitkilerin de kasları mı olurmuş?” dediğinizi duyar gibiyim. Dün pencereden baktığımda hem kar yağıyordu hem de tipi vardı. Fırtına o kadar kuvvetliydi ki, bahçede genç bir çam ağacının dalları neredeyse yere değecek kadar eğiliyordu. Fırtına geçince tekrar doğruluyordu. Sonra baktım. Diğer bitkiler de ondan farksızdı. Fırtınalı havada bu bitkileri rukûa ve secdeye götürdükten sonra kıyam ettiren kimdi?..

Üstelik kışın bitkiler suyu çekilmiş kuru kemikler gibiydi. Rüzgârın zorlamasıyla kolayca kırılmaları gerekirdi. Kendimi düşündüm. Namaz sırasında secdeye gidip tekrar doğrulmamı sağlayan neydi. Bu sırada belim bükülüyor fakat tekrar ayağa kalkabiliyordum. Namazı bana emreden Rabbimin vücudumu namaz kılmaya tam uygun yarattığını fark ettim. Vücudumda tasarlanmış eklemler sayesinde eğilip doğrulma imkânı bulabiliyordum. Ama eklemleri birbirine bağlayan kaslarım olmasaydı secdeye gittikten sonra doğrulamazdım. Orada yığılıp kalırdım. Olay o kadar basit değildi yani...

Acaba bitkilerin de kasları mı vardı ki rüzgârda eğilip doğrulabiliyorlardı. Evet öyleydi. Onları yaratan onlara uygun kas sistemlerini uygun yerlerine yerleştirmişti. Aksi halde değil fırtınalı havalarda, en hafif bir rüzgarda bile dalları ve gövdesi kırılırdı ve bir daha doğrulamazlardı.

Bitkilere yerleştirilmiş olan kas sisteminin adı kollenkimadır. Bitkinin her organında bulunan bu doku, kollenkima hücrelerinden meydana gelir. Bitkilerde iki tip kollenkima hücresi görülür. Birisi köşe kollenkiması, diğeri de levha kollenkiması. Bu hücrelerin özelliği hücre duvarlarının her tarafının eşit oranda kalınlaşmamış olmasıdır. Köşe kollenkimasında hücrelerin köşeleri, kalın levha kollenkimasında ise hücrelerin karşılıklı uzun kenarları kalın bırakılmıştır. Bu gerekli ayarlamanın tesadüf eseri olamayacağı da çok açıktır.

Bu hücrelerdeki eşit olmayan duvar kalınlaşması bitkiye esneklik ve elastikiyet kazandırır. Gerilme ve burkulma durumlarında kollenkima dokusu esner ve bitkinin kırılmasını önler. Bu yüzden bu dokuya bitkilerin kasları diyebiliriz. Eğer bu hücrelerde eşit kalınlaşma olsaydı esneme özelliği göstermeyecek ve bitki kırılacaktı. Nitekim bu dokuyla birlikte bulunan sklerankima hücrelerinde duvar kalınlaşması eşit olduğundan bu hücreler bitkiye sertlik kazandırır ve bitkinin kemikleri hükmünde olup bitkinin ayakta kalmasını sağlar. Ancak kollenkima yerine sadece sklerankima hücreleri bulunsaydı bitki en küçük bir harekette kırılacaktı.

Kollenkimanın hücre duvarlarında ipeksi yapıda selüloz ve buna benzer pektik maddeler bulunur. Odun hücrelerinin duvarında bulunan lignin maddesi kollenkimada bulunmaz. Bulunsaydı kırılgan bir yapı olurdu. Oysa kollenkimanın görevi bitkiye esneklik ve dayanıklılık sağlamaktır. Kırılganlık değil. Yapılan araştırmalarda kollenkimanın yüksek bir dayanıklılığa sahip olduğu anlaşılmıştır. 1 mm2 kollenkima dokusunun 12 kg ağırlığı taşıyabildiği hesaplanmıştır. Meyve saplarında bol miktarda yerleştirilmiş olan bu doku sayesinde armut, ayva, üzüm salkımı ve nar gibi ağır meyveleri incecik bir sap çekebilmektedir.

Dikkat çekici bir husus da rüzgâra açık arazilerde bulunan bitkilerde bu dokunun daha iyi güçlü yaratılmasıdır. Bazı gençler arasında moda olan spor salonlarında çalışıp kas yapmaya benzer şekilde, tabir caizse Rabbimizin hızlı bir hizmetçisi olan rüzgâr bu bitkilere sürekli antrenman yaptırmakta ve onların kasları mesabesindeki kollenkima dokuları daha iyi gelişmektedir.

Bitkilerin bu esneklik özelliğinden yararlanılarak bazı bitkilerden sepet, hasır, çit yapılmaktadır. Bunun gibi inşaat teknolojisinde yapıların depremde zarar görmemesi için bitkilerdeki bu harika sistemden ilham alınabilir.

Yüce Yaratan bizlere ilham olsun diye nice örnekler yaratmış. Bunlarla hem kendi ilmini, kudretini, esmasını bize göstererek kendini tanıtan pencereler açarken, hem de dünyevi işlerimizde kolaylık olsun diye örnekler yaratmıştır. Bu örnekleri görüp uygulamak da konunun uzmanlarına düşen bir vazifedir. Kollenkima hücrelerinin esnek yapıları incelenerek binalarda demir ve beton kullanımında örnek alınsa belki de depreme daha dayanıklı binalar yapmak mümkün olur.

Bitkilerde rüzgâra dayanmak ve meyvelerin ağırlığını çekmek gibi işlere karşı çeşitli kollenkima hücrelerini koyan Yüce Allah biz insanlara da maddi vücudumuzda kasları, manevi bünyemize de irade, tevekkül, sabır, kanaat ve şükür gibi manevi duyguları yerleştirmiştir. Bunları doğru yolda kullanmayı becerebilirsek her türlü musibete ve sıkıntıya dayanabiliriz. İnayet-i İlahi ile.