TR EN

Dil Seçin

Ara

Kavurucu Sıcaklarda Yapraklar Nasıl Yeşil Kalabiliyor?

Kavurucu Sıcaklarda Yapraklar Nasıl Yeşil Kalabiliyor?

Hiç düşündünüz mü; yaz boyunca kendilerine biçilen vazifeleri yerine getiren narin yapraklar, ateş saçan hararete karşı nasıl oluyor da yemyeşil kalabiliyorlar?

Bitkilerde yaratılan bu serinleme mekanizmaları olmasaydı, güneş altındaki birkaç saat bile bitkiler için ölümcül olabilirdi. Öğle saatlerinde bir dakika kadar direkt olarak alınan güneş ışığı, bir santimetrekarelik yaprak yüzeyinin ısısını 37oC’a kadar yükseltebilir. Bilindiği gibi, bitki hücreleri, bünyelerindeki sıcaklık 50-60oC’a çıktığında ölmeye başlarlar. Yani bitkinin ölmesi için öğle vakti 3 dakika kadar güneş ışığı alması yeterlidir.

 

Bitkiler Nasıl Serinler, Onlar Da Terler Mi?

Biyoloji biliminde “Transpirasyon” olarak da bilinen terleme olayı, bitkilerde buhar halinde su kaybıdır ve gözenek (stoma) denilen yapılar yardımıyla gerçekleşir. (Resim 1)

Gözenekler yaprak yüzeyinin %1’den az bir alanı kaplayan küçük solunum açıklarıdır. Bitkiler bu mikroskobik gözeneklerden su buharı vererek terlerler. (Resim 2, 3)

Örneğin, 15 metre boyunda bir Akça ağaç bir yaz gününde saatte 300 litre su kaybedebilir. Terleme olayında fiziksel bir kural vardır: buharlaşan sıvı gaz haline geçerken çevresinden bir miktar ısı alır. Yapraklar terleme sayesinde her zaman çevresinden birkaç derece daha serindir. Bu nedenledir ki insanlar sıcak günlerde serinlemek için bir ağaç gölgesini tercih ederler.

İşte yapraklarda terleme gerçekleştiğinde sonsuz hikmet sahibi Yaratıcının bitkilere koymuş olduğu bu terleme kanunu çerçevesinde kâğıt gibi ince yapraklar, yazın şiddetli sıcağında kurumadan kalır ve hayatiyetini devam ettirebilir.

Risale-i Nur’da bitkilerdeki terleme ile ilgili olarak şöyle bir ifade kullanılmaktadır:

“…hem şiddet-i hararete karşı aylarca nazik, yeşil yaprakların yaş kalması; tabiiyunun (tabiatçıların) ağzına şiddetle tokat vuruyor. Kör olası gözüne parmağını sokuyor ve diyor ki: En güvendiğin salabet (sağlamlık, sertlik) ve hararet dahi, emir tahtında hareket ediyorlar ki; ...o sigara kâğıdı gibi ince nazenin yapraklar, birer aza-yı İbrahim (as.) gibi ateş saçan hararete karşı ‘Ey ateş, serin ve selâmetli ol’ (Enbiyâ 69) âyetini okuyorlar.”

 

Yapraklarda Yaratılan Koruyucu Mekanizmalar

Varlıkları gayet nizam ve intizam içinde idare eden ve onların hayatlarını devam ettirebilmeleri için şartları hazırlayan Rabbimiz, kurak bölgelerde yaşayan bitkilere çeşitli mekanizmalar bahşetmiştir.

Bitkiler normalde sıcak ve kurak bir günde gözeneklerini kapatırlar. Bitkilere verilen bu kabiliyet, aşırı terleme ve su kaybını önlemeye yönelik bir iştir.

Bilindiği gibi güneş ışığı, yaprakta ısınmaya sebep olarak su kaybını artırabilmektedir. Bu sebeple, kurak bölgelerdeki bitkilerde güneş ışığının bu tehlikeli etkisinden korunmak için, yaprak yüzeyi özel yapılarla donatılmıştır. Bunlar, yaprak yüzeyindeki tüy örtüsü (Resim 4), yaprakların yüzeye bakan kısımlarında ‘kutikula’ denilen yağsı bir tabaka (Resim 5) ve bazen bir mum tabakası bunlardan bazılarıdır. Bunlara ek olarak, yaprak yüzey alanında küçülme de meydana getirilerek su kaybını azaltmaya yönelik bir önlemdir.

 

Terlemenin Ekosisteme Faydası

Bitkilerdeki terleme olayı, aynı zamanda atmosferdeki su buharı dengesi açısından da büyük bir önem taşır. Çünkü bitkilerdeki bu terleme ile yüksek miktarlardaki su düzenli olarak atmosfere ulaştırılmış olur (Resim 6).

Bitkilerin bu faaliyetleri bir nevi su mühendisliği olarak da nitelendirilebilir. 1000 metrekarelik ormanlık bir alandaki ağaçlar 7,5 ton suyu rahatlıkla havaya verebilirler. Bu özellikleriyle bitkiler topraktaki suyu vücutlarından geçirerek atmosfere ulaştıran dev su pompaları gibidirler. Bu son derece önemli bir görevdir. Eğer bu özellikleri olmasaydı, suyun yer ile gök arasındaki çevrimi bugünkü gibi gerçekleşemeyecekti ki, bu da yeryüzündeki dengelerin bozulmasına neden olacaktı. 

Hiç kuşkusuz ki bu düzeni takdir edip yapan ve eksiksiz biçimde bitkilere yerleştiren, yarattıklarının her türlü ihtiyaçlarını onlara vakti vaktine veren Rahman ve Rahîm olan Allah’tır. Bitkiler kendilerine bahşedilen bu özelliklerle kurak ortamlarda ve yeryüzünün her yanında canlılığın devamına hizmet ederler; İlâhî bir rahmetin hükümferma olduğunu akıl sahiplerine gösterirler.

 

Kaynaklar

Kocaçalışkan, İ. Bitki Fizyolojisi, Nobel Yayınevi, 2008.