TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

 

HAYATI ÖĞRETİYORUZ BAYIM!

Gazze’ye Özgürlük Koalisyonu’nun bir üyesi olarak, sabaha kadar süren bir çalışmanın ardından, yorgunluktan bitap düşmüş Filistinli bayan şair Refif Ziyade’ye gazetecinin biri şöyle sormuş:

‘’Çocuklarınıza nefret etmeyi öğretmekten vazgeçerseniz, her şeyin düzeleceğini düşünmüyor musunuz?’’

Bunun üzerine Refif, o adama kibarca cevap vermiş olsa da öfkesini satırlara dökmüş. Gazze’ye bombaların yağmaya devam ettiği günlerde bu şiiri yazmış.

Hilal Kaplan’ın  aktardığı bu ıstırap dolu satırları kısaltarak aktarıyoruz:

Bugün, bedenim, TV’de yayınlanmış bir katliamdı.

Bugün, bedenim, demeçlere ve kelime sınırlarına sığmak zorunda olan, TV’de yayınlanmış bir katliamdı.

Bombalar düşerken Gazze’ye.

Sabır, terk etti beni.

Biz hayatı öğretiyoruz, bayım!

Biz Filistinliler, onlar son gökyüzünü de işgal ettikten sonra hayatı öğretiyoruz.

Biz hayatı öğretiyoruz; onlar yerleşimlerini ve ırkçı duvarlarını inşa ettikten sonra.

Ve diyorsunuz ki, bize bir hikâye ver sadece, insanî bir hikâye,

Anlarsın ya, siyasî olmayan.

Seni ve halkını anlatmak istiyoruz insanlara,

Hadi, bize bir insan hikâyesi ver.

Fakat ırkçılık ve işgal kelimelerini kullanma.

Cesetlerin ardından feryâd edebilmeyi diliyorum.

Her mülteci kampında yalın ayak koşabilmeyi,

Ve sarılıp her bir çocuğa, kulaklarını tıkamayı,

Bomba seslerini duymasınlar diye

Bütün hayatları boyunca, tıpkı benim gibi.

Bugün, bedenim, TV’de yayınlanmış bir katliamdı.

Biz hayatı öğretiyoruz, bayım!

Biz Filistinliler, her sabah dünyanın geri kalanına hayatı öğretmek için uyanıyoruz, bayım!

 

***

 

SAVAŞ ALEYHTARLIĞI SAHTEKÂRLIĞI

Batı kültürü içinde oldukça yaygın ve yoğun savaş aleyhtarı bir edebiyat geliştirilmiştir. Bu kitaplar okunurken, filmler, oyunlar seyredilirken, insanlarda savaşa karşı nefret hissi uyandırılır. Bu tür eserlerin etkisinde kalan insanlara sorarsanız, hepsi oy birliği halinde size savaşın bir barbarlık olduğunu söyleyeceklerdir. Kafaları batı kültürü ile şartlandırılmış insanların belki de tümü, savaşın karşısında olduklarını hiç duraksamadan belirtebilecektir.

Kısacası bu yoğun yayınlarla belki tek tek herkes savaşın aleyhinde birtakım fikirlere sahip kılınmıştır. Kimse savaş istemiyor. Buna rağmen, bugün dünyada sürdürülen savaşların hepsinde savaş aleyhtarı olan batının parmağı var. Nasıl oluyor da savaşın bunca aleyhinde olan bu kişiler (veya kurumlar, ülkeler) başlayan her savaşta doğrudan veya dolaylı yollardan bir rol ve pay sahibi olabiliyorlar, bu savaşlarda gizli taraf teşkil edebiliyorlar?

Demek ki ya söylediklerine inanmıyorlar, ya inandıklarını söylemiyorlar yahut da söylediklerine inanıp inanmama hususunda kendilerini serbest hissediyorlar. Fakat başkalarını buna inanmak zorunda farz ediyorlar. Her halükârda işin içinde bir sahtekârlık bulunduğu muhakkak. (R. Özdenören, Red Yazıları, Beyan Yay, s:75-76)

         - Rasim Özdenören, batının savaş konusundaki iki yüzlü tutumunu böyle tespit ediyor.

 

***

 

Söylenene bakılırsa günde ortalama 187 bin şey düşünüyoruz. Ve bunun %98’ini bir önceki gün ve ondan önceki gün düşündüklerimiz oluşturuyor.

         - A. B. Kane

 

***

 

ÇALIŞMAK

İnsanı bitiren, iş değil endişedir. Çabalamak sağlıklıdır; insan da her iş için yeteneklidir. Endişe ise bıçağın üstündeki pastır. Makineyi parçalayan, çalışmak değil, paslanmaktır.

         - H. W. Beecher, ümit ve endişenin insan hayatına yansımalarına ayna tutmuş. Öyle ya ümit eden çalışır; insanı canlandıran ümit, tüketip bitiren de                  yeistir. Gerçek tevekkül hayat için ne kadar da önemli!..

 

***

 

Eğer bir kız çocuğu, sokakta ip atlarken, tam havaya zıpladığı anda, onu iki melek kollarından tutup göklere götürüyorsa, işte orası Gazze’dir.

 

***

 

GÖZYAŞLARINI KUR’AN DİNDİRDİ

‘Rapin prensesi’ lâkaplı eski Rap yıldızı Melanie Georgiades:

‘’Müslüman olmam tamamen kalbimi ısıttı, var olma amacımı ve neden dünyada olduğumu bilmemi sağladı. Eskiden çok ünlüydüm. Ancak evde yalnız kaldığımda ağlardım ama hayranlarımın hiçbiri bunu bilmiyordu.’’

Müslüman olmasının ardından kamuoyunda görülmeyen Fransa’nın ünlü rap yıldızı Melanie Georgiades, başörtüsüyle ilk kez televizyon ekranlarına çıktı.

Diam’s adıyla bilinen ve kendisine ‘Rapin prensesi’ lâkabı takılan Georgiades, Fransız kanalı TF1’e verdiği röportajda, bir zamanlar uyuşturucu bağımlısıyken, İslam’ı seçme serüvenini anlattı. Goergiades, ‘’Müslüman olmam; Yüce Kur’an’ı okumak ve bu dini anlamam sonrası oluşan kişisel kanaatimin neticesidir.’’ dedi.

Kendisine, başörtüsünün kamusal alanda yasak olduğu Fransa’da örtülü kıyafetiyle rahat bir hayat sürüp sürmediği sorulan Melanie Georgiades, ‘’Eleştiriler beni incitmiyor. Ancak hakaretler ve önyargılardan dolayı üzülüyorum.’’ cevabını verdi.

İslam’ı seçmesinin hayatına büyük bir rahatlık ve anlam getirdiğini vurgulayan Georgiades, ‘’Müslüman olmam tamamen kalbimi ısıttı, var olma amacımı ve neden dünyada olduğumu bilmemi sağladı. Eskiden çok ünlüydüm. Ancak evde yalnız kaldığımda ağlardım ama hayranlarımın hiçbiri bunu bilmiyordu.’’ dedi.

Babası Kıbrıslı, annesi Fransız olan sanatçı, Diam’s adıyla ünlü. ‘Rapin prensesi’ olarak da bilinen yıldızın 2009’da İslam’ı seçerek örtünmesi büyük yankı uyandırmıştı.

 

***

 

Her gün tek bir cümle bile olsa birazcık okuyarak ilerleyin. Eğer her gün on beş dakikanızı verirseniz, yılın sonunda bunun etkisini hissedersiniz.

         - İnsan kitap okuduğunda hayatı da okuyabilir. Horace Mann, hayatta birşeylerin değişmesini isteyenlere, görünüşte küçük ama etkisi büyük bir ipucu            veriyor.