TR EN

Dil Seçin

Ara

Odamda Bir Sinek Var!

Odamda Bir Sinek Var!

Gelin sizi karasineklerin olağanüstü dünyasında küçük bir gezintiye çıkarayım.

 

Odamda oturmuş, kitaplarımı karıştırıyordum. Tombul bir “muscadomestica” aniden ortaya çıktı ve başımın üzerinde uçmaya başladı. Yanlış duymadınız, “muscadomestica” dedim. Tanıyor musunuz “muscadomestica”ları?

Hayır mı?                                                                                                       

Yapmayın, karasinekleri bilmeyen mi var? Tüh! Ağzımdan kaçırdım. Oysa yazının sonuna kadar “muscadomestica”lardan bahsedecektim ama onların karasinekler olduğunu söylemeyip, sizi meraktan delirtecektim. Sürprizim açığa çıktığına göre, gelin sizi karasineklerin olağanüstü dünyasında küçük bir gezintiye çıkarayım.

VızzzzzZZZzzzzzzzZZz!..

Eski Mısır’da kediler kutsaldı, öküzlere taparlardı, gübre böcekleri ise uğurlu sayılıyordu. Ya karasinekler? Sıkı durun: Karasinekler korkusuzluğun ve cesaretin sembolü idiler!

Bir karasineği elinin tersi ile kovalayabilirsin. Ama o geri dönüp burnuna konmaktan asla vazgeçmez. Bacadan kovsan, kapıdan girer. Yoksa tam tersi miydi? Her neyse, sinekler için bulundukları mekan ev sayılır. “Biz daha kalabalığız, siz çekin gidin demiyorlarsa şükredelim.”

 

 

BİR SİNEK DOĞUYOR

 

Sinekler milyonlarca yumurta bırakırlar. Bataklıklara, kokuşmuş çöplüklere ya da işte böyle yanından bile geçmek istemeyeceğiniz yerlere... Derken yumurtalar çatlar ve miniminnacık kurtçuklar her tarafı sarar. Kurtçuklar yumurtalarından çıkar çıkmaz, etrafta bol bol bulunan yiyeceklerden(!) yemeye başlarlar. Bir süre sonra kurtçuğun etrafında kozaya benzer bir kabuk oluşur. İşte karasinek bu kabuğun içinde büyür. İyice irileştiğinde kabuktan dışarıya çıkar ve doğruca sizin eve koşar!

 

MÜKEMMEL BİR UÇUŞ MAKİNESİ

 

Bir sinek uzmanı, “insanoğlunun önümüzdeki yüz yıl içinde sinekler gibi uçabilen bir helikopter yapması mümkün değildir” diyor. Evet, sinekler gerçek bir uçuş mucizesidir. Bir karasinek uçmadan önce şu işleri yapar:

Yön belirleyen organları ile yönünü saptar. Denge organlarını ayarlayarak uçuş pozisyonu alır. Duyargalarının ucundaki alıcılarla rüzgarın yönünü ve şiddetini hesaplar ve bütün bu işlemleri saniyenin yüzde biri kadar bir zamanda yaparak havalanır. Sineğin toplu iğne başı kadar minicik beyni, en gelişmiş bilgisayar sistemlerinin yapamadığı şeyleri böylece yapıverir.

Bir karasinek uçarken, kanatlarını saniyede tam 200 kez çırpar. Eğer biz, saniyede 200 kez kollarımızı sallamaya kalksak, daha ilk saniyede, kollarımız omuzlarımızdan kopar ve savrulur giderdi. Oysa bir karasinek, o incecik zar gibi kanatlarını saniyede 500 kez çırpabilir ve bu şekilde hiç durmadan 30 dakika (30x60=1800 saniye) uçabilir.

 

SİNEĞİN DİLİ NEREDE?

 

Ayaklarının altında! Evet yanlış duymadınız, sinekler ayakları ile tat alırlar. Yiyeceklerin üzerinde neden ısrarla gezinip durduklarını zannediyorsunuz: Tadına bakıyorlar!

Ayak demişken, sineğin dilinin dışında, bir de yerçekimiyle arasındaki ilişkiye değinelim.

Sineklerin biz insanları deli edecek kadar kıskandıran bir özellikleri, tavanda yürümeleridir. Sanki, her şeyi çeken yerçekimi onları çekmemektedir.

İşin aslı sineklerin ayaklarındaki çekici vantuzlardadır. Tıpkı lavabo açacakları gibi sineklerin ayakları, bastıkları yere yapışıverir.

 

SENİN EN GÜZEL YERİN, O ACAİP GÖZLERİN

 

Bir karasineğin gözü kelimenin tam anlamı ile mucizedir. Her bir göz, 3000 küçük gözden oluşur. Yani toplam 6000 gözü vardır ve karasinekler, her yönü görebilirler. Biz insanlar saniyede 60 kare görürüz. Sinekler ise 200.

Bu şu demektir:

Siz olanca kuvvetinizle karasineğe şaplağı indirmeye çalışırken; o sizin hareketlerinizi ta en başından farkeder ve izlemeye başlar.

Hey, az önce buralarda uçuşup duran o iri karasinek galiba gitti. Onu mutfaktaki kekin üzerinde gezindiğinden emin olabilirim. Doğruca mutfağa gidiyorum. Ama gitmeden önce size küçük bir tavsiyede bulunayım:

Yaz ayları boyunca mutlaka sayısız sinek ile karşılaşırsınız. Ve bazıları sizi rahatsız eder. Onlardan bir an önce kurtulmak istersiniz. Elinizle, sineklikle ya da kocaman sert bir yastık darbesi ile bu işi kolayca yapabilirsiniz. Ama önce başınızın üzerinde korkusuzca uçuşup duran o minicik canlının ne olağanüstü bir yaratılışı olduğunu bir düşünün. Ve onları bir süre seyredin, sadece seyredin...