“Sizde olanı yarı hürriyettir.
Diğer yarısı başkasının hürriyetini bozmamaktır.”
— Bediüzzaman
1997 öncesinde otobüslerde sigara içimi serbestti. Sigara içenler keyfine bakarken, içmeyenler pasif içici oluyor, yolculuk adeta bir işkenceye dönüyordu.
Bir tanıdığım olan Muzaffer Bey o günlerde bir otobüs seyahatinde etrafındaki gençlerin sigaralarını yaktıklarını görünce “Gençler” demiş, “sigaralarınızı söndürür müsünüz? Rahatsız oluyoruz.”
Gençlerden biri, biraz da küstah bir üslupla “Bey amca” demiş, “Hürriyet var. İsteyen içer, isteyen içmez.”
Muzaffer Bey’in cevabı ise müthiş olmuş: “Gençler, bu hürriyet tek yönlü mü var? Sizin sigara içme hürriyetiniz var da, bizim zarar görmeme hürriyetimiz yok mu?”
…
İnsan tam anlamıyla hür olamaz. Başkalarının hürriyetinin başladığı yerde, bizim hürriyetimiz sona erer. Sözgelimi, birisi keyfi yerinde diye evinde müziğin sesini sonuna kadar açamaz, ancak kendi duyacağı kadar açabilir. Çünkü yan daire veya binalarda uyuyan vardır, kitap okuyan vardır… Onları rahatsız etme hakkı ve hürriyeti yoktur.