TR EN

Dil Seçin

Ara

Ruhsal Şifa

Soru:

Merhaba... Ben 31 yaşında bir anneyim. Bir oğlum var iki yaşını doldurmak üzere ancak aşırı hareketli bir çocuk. Ben ve babası iki kişi onun yaramazlıkları karşısında yorgunluktan bitap düşüyoruz. Sabah çok erken kalkar, gündüz uyumak istemez, zorla uyuturum, 30-40 dk. ancak uyur. Akşam uykusuna yatmak istemez, zoraki uyur, gecenin bir yarısı uyanır. Beş aylıkken ek gıdaya başlamış olmamıza rağmen yemek yedirmekte çok zorlanıyorum. Kendisi aç olduğu için huzursuz ve doğal olarak ben de huzursuzum. Yediği şeyler de yalnız kuru (pilav gibi) yemekler. Çorba ve sulu yemek asla yemez. Artık ne yaramazlığına, ne yemek sorununa sabrımız kalmadı. Eşimin de benim de psikolojik desteğe ihtiyacımız var. Ne yapmalıyız. Lütfen yardım edin. Çocuğumu psikoloğa mı, beslenme uzmanına mı götürsem. Çaresiz kaldım. Tavsiyelerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.

 

Cevap:

Merhaba,

Öncelikle açık yürekli paylaşımınız için teşekkür ederim...

Oğlunuz sanırım ilk çocuğunuz, bu sebeple de onu büyütürken hata yapmaktan korkuyorsunuz. Ve doğal olarak da, yaşadığınız şeyin normal olup olmadığını, oğlunuzun sağlıklı olup olmadığını merak ediyorsunuz.

Bu sorunu birkaç basamakta incelemek gerekiyor.

Öncelikle, bir sağlık sorunun olup olmadığı konusunda bir çocuk doktoru ile görüşürseniz iyi olacaktır. Tıbbi bir muayenenin yapılması, özellikle yemek yeme sorunuyla ilgili fiziksel bir sebep varsa, bunu öğrenmenizi sağlayacaktır.

Daha sonraki aşamada da bir çocuk psikiyatrisinden destek almanızı tavsiye ederim. Çünkü, eğer fiziksel bir sorun yoksa, sebep psikolojik kökenli olabilir. Bazı problemler erken yaşlarda tespit edildiğinde tedaviye erken başlandığı için iyi sonuç alınmaktadır.

Sorunuza dayanarak bir tanı koymak çok sağlıklı olmaz, fakat anlattığınız durum aşırı hareketli dediğimiz hiperaktif çocukların davranışlarını çağrıştırıyor. Hiperaktif çocukların ilk bebeklik yılları da oldukça zor geçer. Uykuları çok azdır. Çok huzursuz ve gazlı bebeklerdir. Gece ve gündüz çok az uyurlar. Aşırı hareketlidirler. Yaşıtlarına bakıldığında diğerlerinden çok daha hareketli, adeta motorla sürülüyormuş gibi durmadan hareket ettikleri görülür. Burada önemli olan kriter, akranlarından farklı olarak aşırı hareketli olmalarıdır.

Bu durum tamamen yapısal bir durumdur. Kalıtsal etkenler önemlidir. Anne babanın davranışları bir çocuğu hiperaktif yapmaz. Sadece var olan durumu daha da zorlaştırır. Çocuğunuzla ilgilenirken sürekli inatlaşma yolunu seçmeyin. Bu daha kalıcı olmasını ve inatçılığın kişiliğine yerleşmesine yol açar. Dikkatini başka yöne çekerek, daha cazip alanlara yönlendirerek halletmeye çalışmak daha iyi olur.

İki yaş zaten inat ve olumsuzluk yaşıdır.

Hatta iki, iki buçuk yaşa ilk ergenlik dönemi de denir. Okul öncesinde çift yaşlar daha olumsuz, negatif yaşlardır. Yani iki, dört ve altı yaşta çocuk daha negatif, daha kararsız ve tutturan, mızırdanan bir yapıya sahiptir. Tekli yaşlarda, yani üç ve beş yaşlarda daha olumludur. Anne babasının gözüne girmeye çalışır.

Onunla sevdiği oyunları oynayın, bu onu rahatlatacaktır. Özellikle suyla oynamak bütün gerginliğini bir süreliğine de olsa alır.

Sizin gergin ve sıkıntılı olduğunuz zamanlarda o da daha gergin ve huzursuz olur. Yani sizin elektriğiniz onu doğrudan etkileyecektir. Bu sebeple sizin sakin ve huzurlu olmanız çok önemli. Sinirli ve huzursuz davranmanız, bağırmanız durumu daha da zorlaştıracaktır.

Oğlunuzun bakımı ile ilgili size yardımı olacak biri varsa eğer, arada ondan yardım isteyebilir ve biraz nefes almak, dinlenmek için kendinize zaman ayırabilirsiniz. Bu şekilde yapılan kısa molalar size iyi gelecektir.

Yemek yememesi konusunda zorlanmanızı çok iyi anlıyorum. Bazı çocukların gerçekten iştah problemleri oldukça zorlayıcı olabiliyor. Yemek yemenin doğal bir ihtiyaç olduğu gerçeğinden hareket ederek, fazla zorlama yapılmamalıdır. Sürekli yemek yememesiyle ilgilenmek, onun bu durumu kullanmasına yol açar. Sizin onunla ilgilenmeniz için, hep sizin yedirmenizi bekler, kendisi yemek istemez. Bu sebeple döke saça da olsa kendi yemesine izin verin. Sizinle birlikte sofrada onun da bir yeri olsun. Tabağına çok az yemek koyun, en azından bitirebildiğini görürse, isteği artabilir. Ayrıca her çocuğun iştahı birbirinden oldukça farklıdır. Özellikle ilk çocuklarda bu sorunla daha sık karşılaşıyoruz. Ergenliğe yaklaştıkça genellikle iştahı da artmakta, hatta fazla kilo problemleri bile olmaktadır.

Çocuğunuzun hareketliliği ve diğer sorunları ile ilgili olarak profesyonel yardım alırsanız, daha iyi olacağını düşünüyorum. Geçmiş olsun dileklerimle…