TR EN

Dil Seçin

Ara

Sıcak Günler

Sıcak Günler

Kalabalık bir cadde içinde yürümeye çalışıyordum. Ama bir türlü ilerleyemiyordum. Sebebi hemen önümüzde yerdeki yaşlı teyzenin feryadı idi. Teyzenin öyle bir sesi vardı ki hâlâ kulaklarım çınlıyor. Ah evladım gitti deyip bağırıyordu. Hemen kalabalığı yarıp yerde uzanan teyze ve çocuğunu gördüm. İlginçtir ki, kalabalık toplanmış her kafadan bir ses çıkıyor, akıl veren bir topluluk uğulduyordu.

Hemen buz koyalım çok iyi gelir diye bir bayan mırıldanıyordu. Önce kalabalığı dağıttık çünkü hastanın sağlıklı nefes alması gerekiyordu. Öyle bir atmosfer oluşturmuşlar ki, sanki baygın duran çocuk ölüm döşeğinde. Kalabalığı dağıttıktan sonra teyzeyi susturmak bir hayli yordu bizi. Fakat sonunda susturduk. Aslında teyze de haklı, birlikte pazara giderken aniden devrilmiş çocuğu. O da öldü zannetmiş. Kolay değil ana yüreği…

Neyse sözü uzatmayalım. Önce çocuğun nabzına baktım; bir türlü yakalayamıyordum. Bir hayli düşüktü. Çok sıkı bir kot pantolon ve incecik bir gömlek giymişti. Aslında sıcak havalarda sıkı kıyafetler giymek çok sakıncalıdır, ancak bilmiyoruz. Hemen bir tabure buldum çocuğun ayakları altına koydum. Bacakları yukarı doğru kaldırınca kanı hareketlenmeye başladı. Bunu nabız artışından farkettim. Hemen, aldığımız suyu yavaş yavaş boyun ve koltuk altına sürdük. Bir şişe suyu da kafasından döktük. Derken gözleri açıldı. Yüzünde şaşkın ve garip bir ifade ile: “Bu sıcaklarda vücut kimyam bozuluyor.” dedi.

Bir hayli dikkatimi çekti bu konu. Sıcak havalarda vücudumuz nasıl değişir? Kışın başka yazın başka mı davranır? Havanın sıcaklığına baktım 32 derece santigrat gösteriyordu. Ama bizim vücudumuzun iç sıcaklığı 36,5 derece santigrat. Demek, vücudumuzun iç sıcaklığı hep aynı derecede sabit dururken, hava sıcaklığının değişmesi bizim vücut kimyamızı etkiliyor. O zaman vücudumuzun sıcaklığını bilen ile çevremizin sıcaklığını belirleyen bizleri seven Allah’tır. Çünkü ne bizler vücudumuzun iç sıcaklığını dengede tutabiliriz, ne de havayı yaşanabilir sıcaklıklara ayarlayabiliriz. Ancak Allah’ın dengelediği bu nimeti termometre ile ölçebiliriz.

Peki bu sıcaklık niçin yaratılmıştır?

Yeryüzünde hayatın olması için yaratılan sıcaklık ona göre ayarlanmış. Ve merkezde biz insanoğlu olmak üzere dünya bizim için döndürülüp duruyor. Değişken bir sıcaklık yaratılmış yeryüzünde ki, tüm mevsimleri yaşayalım diye.

Allah (cc), ilmiyle, rahmetiyle ve kudretiyle vücudumuzda çok harika sistemler çalıştırır. Sıcak havalarda vücudumuz terleme ve nefes alıp verme yoluyla ısıyı dışarı atar. Kan akımı deriye yakın damarlara yönlendirilir; ısı vücudun iç organlarından deriye doğru taşınır ve buradan da terleme yoluyla dışarıya atılır.

Ancak aşırı sıcaklarda tedbirsiz davranılırsa, bu mekanizma yeterli olamayabilir; sıcaklık 35 dereceyi geçtiğinde, havadaki nem oranı arttığında vücuttaki fazla ısı düşmez; bunun sonucunda sıcak çarpması, sıcak krampları, sıcak vurgunu gibi bazı durumlar, hayatı bile tehdit edebilir.

Sıcak çarpması ve vurgun durumunda, belirgin terleme, susuzluk, baygınlık hissi, ağrılı kas krampları, baş ağrısı, baş dönmesi, zayıflık hissi, bulantı ve kusma, idrar renginde koyulaşma, nemli deri, düşük tansiyon belirtileri görülür. Vak’a ilerlediğinde ise ateş, davranış bozuklukları, kuru sıcak kırmızı renkli deri, hızlı ve yüzeysel nefes alıp verme, hızlı ve zayıf nabız, kasılmalar ve bilinç kaybı durumu görülebilir.

Yukarıda anlattığım olay, sıcaklarda oluşan bir bilinç kayması idi. Aslında gözden kaçırılan bir nokta var. Uzmanlar sıcak havaların metabolizmadan çok ruh sağlığını etkilediğini ve depresyon belirtilerinin yaz aylarında arttığına dikkat çekiyorlar. Aşırı sıcaklar beraberinde aşırı sinirlenme, tahammülsüzlük, depresyon, uyku bozukluğu ve öfkeye neden olabiliyor diyorlar.