Yaşanası bir dünyada yaratılıp, görülesi güzelliklerle çepeçevre sarılmışız. Göremediğimiz yerler için de Rabbimiz, onunla gezebilmemiz için herbirimize birer hayal atı vermiş. Şimdi gelin hayal atımıza binip, penguenler diyarına gidelim. Onları orada ziyaret edelim.
…
Tanımadığınız insanların bulunduğu bir topluluğa girdiğinizde, hemen kabul görür müsünüz? O kadar kolay olmayabilir. Ama girdiğiniz topluluk bir penguen topluluğuysa, Mekke’den Medine’ye hicret eden muhacirler gibi sevgiyle karşılanırsınız. Soğuk yerlerde yaşayan bu sıcak dostların sıcakkanlılıkları, insanların onlar hakkında araştırma yapmalarına da imkân sağlıyor. Bu sayede insanlar onları araştırıp birçok bilgi elde ettiler. Peki, penguen kardeşlerimiz ne düşünüyor bu konuda acaba?.. Şöyle dediklerini duyar gibiyim:
“Bizim hakkımızda bu kadar araştırma yapıp bilgi topluyorsunuz. Tamam fakat, bu bilgiler sizi Yaratan’a götürmedikten sonra hiçbir işe yaramaz. Dikkat edin de emeğiniz zayi olmasın. Yaptığınız çalışmaların mükâfatını Yaratan’a ulaşarak elde edin.”
Topluluk rahmeti çeker
Penguenlerin bir arada yaşamaları enteresan. Kuşlardan oluşan bir orduya benziyorlar. Sanki topluluğun Allah’ın rahmetini celbettiğini biliyor gibiler.
Bu sevimli mahlûkların topluluk olarak yaşamasının onlara pek çok faydası da var. Mesela düşmanı caydırması. Penguenler, avlanmak istediklerinde hep beraber hızla suya dalarlar. Kocaman bir ordunun denize dalışını bir düşünün! Bu hareket, civarda pusuda beklemekte olan düşmanlarını yıldırmaya yarar. Zavallı düşman çaresiz kalır. Böyle büyük ve güçlü bir topluluğa nasıl cesaret edip de yanaşsın?
Kuluçka dönemi
Bazı penguen türleri iki-üç tane yumurta yaparken, bazıları da sadece bir tane yapar. İki-üç tane yumurta yapanlar, yuva yaparlar ve yumurtalarını burada muhafaza ederler. Anne ve baba sırayla kuluçkaya yatarlar. Eee, hayat müşterek…
Kuluçka dönemlerinde binlerce penguenden meydana gelen kuluçka kolonileri oluşur ki, bu da topluluğun hep beraber tehlikelerden korunması ve güvende olması demektir.
Tek yumurta yapan imparator penguen ve kral penguen gibi penguen türleri ise, ayakta durarak yumurtasını iki ayağının üzerinde sıcak tutarlar. Yumurtalar ayaklarının altındaki buzdan ve soğuktan bu şekilde korunur.
Yeni bir canlı hayata gözlerini açıyor, kolay mı? Kuluçka dönemi boyunca anne ve baba penguen bir şey yemez. Bazı penguen türleri dört ay süren bir açlığa dayanır. Bu süre zarfında ağırlıkları bile yarıya iner.
Buz gibi bir ortamda nasıl yaşarlar?
Buz gibi bir ortamda yaşamak her babayiğidin harcı değildir. Bunun için bu soğuk ortama uyum sağlayacak bir vücut yapısı gerek. Penguenlerin yaşam ortamını buz gibi yerler olarak belirleyen Rabbimiz, onları buralarda hayatta kalmaları için gereken özelliklerle donatmış. Ya da dünya iklimi için gerekli soğuk bölgeleri de bomboş bırakmayıp, oraya uygun olan canlıları da yaratmış.
Vücutlarının yüzeyini kalın bir yağ tabakasıyla kaplamış ve derilerine su geçirmez özelliği vermiş. Böylece dondurucu soğuklarda yaşamak onlar için kolay olur. Dalgıç kıyafetleri de tasarlanırken penguen gibi hayvanların vücutlarından ilham alınmamışsa yazık olmuştur.
Penguenler özel donanımları sayesinde -40 derecelik Antarktika soğuğuna bile dayanırlar. Yaşadıkları yerlere gelince: Güney Kutbu, Yeni Zelanda, Avustralya, Güney Amerika, Güney Afrika ve Galapagos kıyıları. Fakat Kuzey Kutbu’nda bulunmazlar.
Boyları bosları nasıldır?
Bilinen on yedi kadar penguen türünün içinde en büyük olanı, imparator penguendir. Yaklaşık 45 kilodur. Penguenlerin boyları ise 30 ila 105 cm arasında değişir. Sıcak bölgelere gidildikçe boylarının küçüldüğü görülür.
Ah gökyüzü!..
Penguenler, küçük ve kısa kanatlara sahip oldukları için uçamazlar. Fakat bu küçük kanatlar çok iyi yüzgeç vazifesi görürler.
Penguenler, hayvanlar âleminin kuşlar ailesine mensuplar. Ama diğer kuşlardan farklı olarak onların yapabildiği uçma eylemini yapamazken, onların yapamadığı yüzme eylemini başarı ile yaparlar. Yüzme hızları saatte yaklaşık 20 km civarındadır. Bu hız 35 km’ye kadar çıkabilir.
Karada nasıl yol alırlar?
Penguenlerin çok sevimli, küçücük paytak adımları meşhurdur. Ama bu adımlar uzun mesafeler kat etmeye pek de elverişli değildir. Bu sebeple de buz üzerinde ilerlemenin daha kolay bir yöntemi penguenlere ilham edilmiş. Ve onlar da bu sayede yüz üstü kayarak yol almaktalar. Karınlarının üstüne kendilerini bırakarak kolayca kayarlar. Elbette bu kadar akıllıca bir yöntemi, bir hayvanın kendi kendine düşünerek bulmasını kabul edenler olabilir. Onları düşünmeleri için kendi hallerine bırakıp, işin doğrusunu şöylece tespit edelim: Onlara buzda kayabilecek donanımı ve vücudu veren Allah, bize de bu neşeli manzaraları seyredip zevk alacak duyguları vermiş.
Kaynaklar:
1. Animals of the World, Parragon, 2000. s.162-163.
2. http://tr.wikipedia.org/wiki/Penguen