TR EN

Dil Seçin

Ara

Allah Rasulü Ailesine Nasıl Davranırdı?

Allah Rasulü Ailesine Nasıl Davranırdı?

Eşler arasındaki hürmet ve muhabbetin en güzel numuneleri, Hâne-i Saâdette yaşandı. Kâinâtın Efendisi olan O mübârek insanın, Allah’ın gönderdiği bir “Rasûl” olduğunu, yüceliğini, nezaketini, şefkat ve merhametinin örneklerini görmek için, Peygamberimizin aile hayatına ve eşlerine karşı davranışlarına bakmak bile yeterlidir. Hatta bu konuda şöyle buyurmuşlardır: “Sizin en hayırlınız, âilelerine en güzel muâmelede bulunanınızdır!..” (İbn-i Mâce, Nikâh, 50; Dârimî, Nikâh, 55)

Eşler arasındaki hürmet ve muhabbetin en güzel numuneleri, Hâne-i Saâdette yaşandı. Kâinâtın Efendisi olan O mübârek insanın, Allah’ın gönderdiği bir “Rasûl” olduğunu, yüceliğini, nezaketini, şefkat ve merhametinin örneklerini görmek için, Peygamberimizin aile hayatına ve eşlerine karşı davranışlarına bakmak bile yeterlidir.

Hatta bu konuda şöyle buyurmuşlardır:

“Sizin en hayırlınız, âilelerine en güzel muâmelede bulunanınızdır!..” (İbn-i Mâce, Nikâh, 50; Dârimî, Nikâh, 55)

Peygamber Efendimiz’in (sallâllâhu aleyhi ve sellem) evliliklerinde hiçbir zaman “yaş farkı” bir problem teşkil etmemiştir.

Peygamber Efendimiz, kendisi genç yaşta olmasına rağmen Hazret-i Hatice’ye karşı çok sâdıktı. İmkânları geniş, toplumun anlayışı da çok evliliğe müsait olduğu hâlde, o yaşlı sayılabilecek yaştaki hanımıyla yetindi ve genç bir kadın peşinde koşmadı. Aksine O, gençliğinin ve gücünün zirvesindeyken, kendisini, Allah’a ibadete ve tebliğe adamıştı. Hanımıyla birlikte aynı yolun yoldaşı, gönül dostu ve sırdaşı olma yolunu tuttular. Böylece yaş gibi fizikî bir farklılığı hissettirmeyecek kadar ulvî bir beraberlik yaşadılar.

Bu bakımdan Peygamber Efendimiz (asm), eşini sevme husûsunda da, maddî ve dünyevî şartları önemsiz hâle getiren bir muhabbet âbidesidir. O, muhatabının sevgisini, güzel ahlâkı ve davranış mükemmelliği ile kazanmaktadır.

Yine ileriki yıllarda kendisinden daha genç olan Âişe Annemiz ile evliliklerinde “yaş” problem olmamış, Peygamber Efendimiz, Hazret-i Âişe’nin seviyesine inerek onunla gerektiğinde şakalaşmış, gerektiğinde onun oyun seyretmesine müsaade etmiş ve lüzumlu lüzumsuz kıskançlıklarına müsamaha göstererek, erkeklere, hanımlarına nasıl muamele edecekleri konusunda numune bir âile hayatı sergilemiştir.

Hanımlarını, vefatlarından sonra bile unutmamıştır.

Hazret-i Hatice Vâlidemizin vefâtından yıllar sonra bile, Allah Rasûlü, Hazret-i Hatice’yi yâd etmiş ve kestirmiş olduğu her kurbanda, bir vefa nişânesi olarak, onun akrabalarına da pay ayırmıştır. Bugün acaba hanımının vefatından sonra kaç erkek merhûme hanımının akrabaları ile irtibatını koparmayıp onlara hediyeler göndermektedir.