Yavuz Sultan Selim Han’ın Yemen’i Osmanlı topraklarına katmasından bir süre sonra, Yemen’de isyan çıkmış. Uzun uğraşmalar sonunda Yemen Fatihi Sinan Paşa, duruma el koyup Yemen illerinde 400 yıl sürecek sükûneti temin etmiş.
Anlatıldığına göre, Sinan Paşa’nın ordusu bir gün çölde konaklamış. Yemek pişirmek üzere, hasır torbalar içindeki mısır ve pirinci yere serdikleri büyük bir çadır bezinin üstüne dökmüş ve taşlarını ayıklamaya başlamışlar.
Bu sırada bir fırtına çıkmış ve rüzgârın savurduğu bir kum bulutu, pirinçlerin üstüne inerek, ufak bir tümsek halinde yığılmış.
Kumların altında kalan pirinçlere bakakalan yeniçeriler arasından şakacı bir asker, arkadaşlarına:
“Biz Allah’ın nimetini taşlı diye beğenmiyorduk, oysa bizim gibi günahkâr kullara üç beş taş az bile gelir. Hadi, ‘ayıklayın bakalım pirincin taşını’ şimdi” diyerek herkesi güldürmüş.
...
Bu deyim, bir işin pek karışık, dolambaçlı ve içinden çıkılmaz bir hâl aldığı durumu anlatmak için kullanılır.