TR EN

Dil Seçin

Ara

Bitkilerde Asansör

Ağaçların en tepesindeki yapraklara topraktaki su ve mineral besinler nasıl çıkıyor? Ağaçlarda asansör mü var? Bu asansörler hiç arıza yapmaz mı?

 

Geçenlerde bir alışverişten sonra elimdeki eşyalarla dördüncü kattaki evimize çıkmak için asansörün düğmesine bastım. Asansör çalışmadı. Arızalıymış. Merdivenleri yürümekten başka çarem yoktu. Eve geldiğimde sırtımın terlediğini fark ettim. Eşyaları mutfağa bıraktıktan sonra pencere kenarındaki kanepeye uzandım. Birden gözüm dışarıdaki kavak ağacına ilişti. Ağacın boyu bizim apartmanla boy ölçüşecek kadar uzundu. Rüzgârda beşik gibi bir sağa bir sola sallanıyordu. O anda düşündüm. Ben dördüncü kata çıkmak için ne kadar enerji harcadım ve yoruldum. Kavak ağacının en tepesindeki yapraklara topraktaki su ve mineral besinler nasıl çıkıyorlar? Ağaçlarda asansör mü var? Bu asansörler hiç arıza yapmaz mı?

Çok ilginçtir. Bitkilerde kök uçlarından yaprakların uçlarına kadar uzanan harika bir asansör sistemi yerleştirilmiştir. Aşağıdan yukarıya su ve mineral taşıyan asansör sisteminin bilim dilindeki adı ksilem’dir. Bu asansör sisteminde, yan yana uzanmış trake adı verilen birçok su borusu bitkinin her tarafına su taşıyan bir şebeke gibidir. Boruların bitişik olan duvarlarında küçük yan delikler bulunur. Su bu deliklerden devamlı olarak geçişme yaparak yukarı doğru bir sütun halinde yükselir ve suda erimiş olarak bulunan besinler de su ile birlikte taşınır. Şayet borulardan birisi bir sebeple tıkanırsa, su bu yan deliklerden komşu borulara geçerek taşınır. Çünkü bu sistemde onlarca su borusu yan yana bitişik olarak bulunurlar ve suyu hep birlikte taşırlar. Bu sayede bir borudaki arızayla su taşınımı engellenmez.

Daha ilginci bu asansörlerin normal şartlarda enerji kullanmadan çalışmalarıdır. Topraktan metrelerce yukarıya su ve mineral taşınması yer çekimine zıt yönde olduğundan açıklanması oldukça güç bir olaydır. Dünyanın en uzun ağaçları kuzey Amerika’da yaşayan ve 120 metreye kadar boy atabilen sekoya’lardır. Böyle bir yüksekliğe enerji kullanılmayan bir mekanizmayla suyun çıkarılması izahı zor bir iştir. Suyun yer çekimine aykırı olan bu taşınımının nasıl gerçekleştiğine kesin açıklama getiren bir kanun henüz bulunamamıştır. Bu konuda çeşitli teoriler ileri sürülmüş ve bunlardan deneylerle desteklenen birkaçı şimdilik geçerli sayılmaktadır. Bunlar; vital teori, kök basıncı teorisi ve kohezyon-gerilim teorisidir. En muteberi sonuncusudur. Gerçi bunların hiç birisi tek başına olayı açıklamada yeterli bulunmamıştır. Ancak üç teorinin ortaklığıyla olay açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu teorilere göre olay şu şekilde açıklanır; bitkilerdeki su boruları o kadar incedir ki çapları ortalama 0,02 mm civarında olduğundan bunlara ultra kılcal borular denilmektedir. Günümüz teknolojisinde henüz bu incelikte bir kılcal boru üretmek mümkün olmamıştır.

Boru içindeki su molekülleri kohezyon çekimi adı verilen bir cazibeyle birbirlerini çekerler. Bunun sonucu olarak su sütununun üst yüzeyinde içbükey bir görüntü veren yüzey gerilimi meydana gelir. Bu durum suyun boruda kolayca yükselmesini sağlar. Boru ne kadar ince olursa su molekülleri arasındaki çekim ve yüzey gerilimi o kadar fazla olur ve suyun yükselmesi kolaylaşır. Ağacın tepesine doğru gittikçe bu boruların çapı küçülür. Borulardaki kılcallık özelliği ile bu kolaylık sağlanırken, diğer taraftan bitkinin köklerinde suyu yukarı iten bir basıncın varlığı tespit edilmiştir. Yine yapraklarda fotosentezden kaynaklandığı varsayılan bir emme kuvvetinin suyu yukarı çektiği ileri sürülmektedir. Bu teorilere göre olay bu şekilde özetlenebilir. Otsu bitkilerde ve çalı formundaki küçük ağaçlarda yapılan ölçümler kök basıncının ve yapraklardaki emme kuvvetinin suyun yükselmesini sağlayacak güçte olduğunu göstermekle birlikte, yüksek ağaçlarda yapılan ölçümler henüz tatminkâr değildir. Çünkü çam, göknar ve sedir gibi iğne yapraklı ağaçlarda kök basıncına hiç rastlanmamış ve yaprakların emme kuvveti de çok zayıf bulunmuştur.1

Apartmanların bodrumunda suyu üst katlara pompalayan hidrofor pompası bulunur. Acaba bitkilerde de böyle bir pompa mı var? Kök basıncı böyle bir pompaya işaret etmektedir. Böylece bitkilerin kökleri adeta bir hidrofor pompası, yaprakları da emme-basma tulumba gibi çalışmaktadır. İnsanoğlu teorilerle olayı açıklamaya dursun, Yüce Yaratanın bitkilere yerleştirmiş olduğu bu sistemler sayesinde, bitkilerde suyun ve besinlerin taşınması milyonlarca yıldır süregelmektedir. Buna işareten Mesnevî’de; “Keza manevi asansörler ile lâzım olan erzak ve gıdalarını ağacın yüksek dallarına çıkartmakla, tebessümleriyle arz-ı didar eden dut ve kayısı gibi meyveleri kuru bir ağaçtan ihraç ve icad etmekle o kuru ağacı acib bir vaziyete ve hayatdar antika bir şekle koyan kudret-i ezeliyeye haşr-i umumi ağır gelir mi? Haşa! Bu lâtif, nazik masnuatı o kuru ağaçlardan ihraç eden kudrete hiçbir şey ağır gelmez. Bu bedihi bir meseledir. Fakat gözleri kör olanlar göremiyorlar.” denilmektedir.2

 

DİPNOTLAR:

1. Kocaçalışkan, İ. (2008). Bitki Fizyolojisi, Nobel Yayınevi, s. 18.

2. Nursî, B.S. Mesnevi, Zeyl-ül Hubab.