TR EN

Dil Seçin

Ara

Bilimsel Düşünce ve İbn-i Heysem

Bilimsel Düşünce ve İbn-i Heysem

İnsanlığın en önemli icadı sorulduğunda değişik cevaplar verilir. Bunlardan birisi de bilimsel metottur. Çünkü bu metot sayesindedir ki, kozmozdan kuantuma ilmin her alanında büyük buluşlar yaptık. Peki bilimsel metodu kim buldu derseniz akla Isaac Newton gelir. Galileo ve Descartes diyenler olur. Bilim tarihçilerine sorarsanız onlar Roger Bacon diyecektir. Ancak konu ile ilgili detaylı araştırma yapanlar, bilimsel metodun icadını, Roger Bacon’ı da Newton’u da etkileyen, onlardan 250 yıl önce yaşamış Müslüman bilim adamı İbn-i Heysem’e (965-1040) götürecektir.

İnsanlığın en önemli icadı sorulduğunda değişik cevaplar verilir. Bunlardan birisi de bilimsel metottur. Çünkü bu metot sayesindedir ki, kozmozdan kuantuma ilmin her alanında büyük buluşlar yaptık.

Peki bilimsel metodu kim buldu derseniz akla Isaac Newton gelir. Galileo ve Descartes diyenler olur. Bilim tarihçilerine sorarsanız onlar Roger Bacon diyecektir.

Ancak konu ile ilgili detaylı araştırma yapanlar, bilimsel metodun icadını, Roger Bacon’ı da Newton’u da etkileyen, onlardan 250 yıl önce yaşamış Müslüman bilim adamı İbn-i Heysem’e (965-1040) götürecektir.

Kimi bilim tarihçilerinin ifadelerine göre Roger Bacon’un ünlü eseri Opus Majus’un beşinci bölümü, Heysem’in yazdıklarının kopyasıdır.

Optik alanında etkili isim olan Witello’nun ünlü eseri Perspectiva, aslında Heysem’den kopyalanmış, daha doğrusu intihal edilmiştir. Bilim tarihçileri bu yönde kanaat belirtir.

Bilimsel yöntemin kurucusu İbn-i Heysem şöyle der: “Öğrendiklerini hep eleştiriye tâbi tutacaksın. Yani incelemelerinde/tahkikatında kendi bildiklerinden şüphe edeceksin. Ancak bu sayede önyargı tuzağına düşmekten kurtulursun.”

Ve devam ediyor: “Araştıran kişinin amacı hakikati öğrenmektir. Bunun için öğreneceklerinin tümünü düşman (yanlış/eksik) göreceksin. Her yönden onu karşına alacaksın. Ona taarruz edeceksin. Bilgiyi ancak bu şekilde fethedebilir, onu hakikate dönüştürebilirsin.”

Heysem’in geliştirdiği bilimsel yöntemin temelinde, yargıları/bilgileri eleştirmek ve sonuçlar çıkarırken son derece dikkatli olmak vardır. Bildiklerini tekrar tekrar şüphe eleğinden geçirmek gerekiyor.

Burada şüphe ile ilgili Hz. Ali’nin bir sözü aklımıza geliyor. O diyor ki: “Şüphe ikidir. Birinci tür şüphe marazi (şizofenik) şüphedir. Makbul değildir. Makbul olan ikinci tür şüphedir. Bildiklerini eksik ve yanlış görmekten doğan şüphe. Seni derin ve etraflı öğrenmeye götürür.”

Bu tür şüpheci bakışa sahip olan kişi, meraklıdır, bildikleri ile tatmin olmaz. Sürekli kendisini geliştirir. Araştırmacı bir bakışa sahiptir.

İbn-i Heysem, önyargılardan arınmanın metotlarını göstererek bilimsel yöntemi ileri noktalara taşıdı, sistemleştirdi. Bilimde eleştiri süzgecinden geçmemiş hurafelere, hakikati olmayan inançlara ya da temelsiz önyargılara yer olmayacağını gösterdi. Çünkü bilimsel düşüncenin ispat, deney ve gözlemlere dayanacağını; var olan her iddianın eleştiriye ve değerlendirmeye açık olması gerektiğini söyledi

Bu yüzden İbn-i Heysem, nesnel bilim anlayışının kurucusu ve ilk uygulayıcısı olarak görülür.

Sadece İbn-i Heysem değil, İbn-i Haldun, Harezmî, İbn-i Rüşd, er-Razi gibi daha birçok bilim adamının bilimsel yöntem tarifine katkıları oldu. Bu zatlar bilim tarihini değiştiren kişilerdir.

Geliştirdikleri bilimsel yöntem eleği ile geçmişin dogmalarını elekten geçirip tasfiye ettiler. Bu çalışmalar olmasaydı bugün Batı bilimi diye bir şey olmazdı.

 

Kaynak:

Prof. Dr. Osman Çakmak, Maarif Davamız Kitabından (Akıl Fikir Yayınları, 2022)