Her şey bir soruyla başladı. Bir soruyla devam ediyor. İlerimizde aynı soru bizi bekliyor...
Dün ruhlar âleminde muhatap olduğumuz, ‘Rabbin kim?’ sorusuna, yarın da berzah âleminde cevap vereceğiz.
İnsana düşen ise, şu soru kirliliğinde, doğru soruyu bulup onun izini sürmek. Çünkü soru bir yol açar. Yanlış sorular ise, insanı yanlış yollara götürür.
İnsanı şu dünyada yaratan, ona sorma yeteneği veren, cevaplarını da yine dünyada yaratıyor. Soru sormamızı isteyen O yaratıcı, bize akıl verdi, âlemi de cevap olarak yaratıyor.
‘Rabbin kim?’ sorusuna sadece dün ve yarın değil, bugün de muhatabız biz.
Karşımızdaki dünya hem soru, hem de cevaptır bize.
Hikmet sahibi yaratanımız, kutsal kitaplarıyla, peygamberleriyle bize konuştuğu gibi, yarattığı kâinatla da bize hitap etmekte. İlle de bizimle, bizim gibi konuşmasına gerek yok. Her mektup bir konuşmak değil mi, her mesaj bir konuşmak değil mi, her işaret bir şeyler söylemez mi bize?
Şu müthiş derecede harikalarla yaratılan evrenden daha açık bir mektup mu olur?
Her mevsim elimize gelen meyvelerden daha güzel bir mesaj mı olur?
Atomundan güneşine her varlık konuşur bizimle, elimize aldığımız elma sorar: “Toprağı alıp elma yapan kim?”
Yumurta sorar: “Bende eseri bulunmayan organları, güzelliği, sesi, hayatı kuşa veren, yumurtayı böyle mükemmel terbiye eden kim?”
Tohum sorar, atom sorar, güneş sorar, her şey sorar: “Bu mükemmel eserler, cansız, şuursuz, ilimsiz, akılsız varlıkların eserleri olabilir mi?”
Bu sorular aynı zamanda insana verilen cevaplardır. Her şey, tek tek ve bütünüyle kâinat insana der: “Beni, ilmiyle ve kudretiyle Allah yarattı, terbiye edip mükemmel hâle getirdi.”
Ve ardından insana sorulur: “Senin Rabbin kim? Seni yokken yaratan, her ihtiyacını en güzel şekilde verip, seni besleyen, büyüten kim? Seni imkânlarla donatan, seni sen yapan kim?..”
Yediğinde sorulur: “Yediğini yaratan, bedeninde faydalı hâle getiren kim?”
Baktığında sorulur: “Gözünü de, görmeyi de, gördüğünü de yaratan kim?”
Duyduğunda sorulur, nefes aldığında, gezdiğinde, düşündüğünde, hayal ettiğinde, sevindiğinde.. sorulur: “Rabbin kim? Seni sen yapan kim?”
Bizim hayatımız, bu sorulara verdiğimiz cevaplardır. Dünyada bu sorulara doğru cevapları vermeliyiz ki, berzahta da doğru cevapları verebilelim. Öyle değil mi; cevaplarını sınavdan önce hazırlayanlar başarılı olabilirler.
“Rabbin kim?” sorusu, sadece dünün ve yarının değil, bugünün de sorusu.