TR EN

Dil Seçin

Ara

Bilimin Hapisten Kurtardığı Kadın

Bilimin Hapisten Kurtardığı Kadın

İnsanın hayat penceresinden görünen manzara bir saniyede değişebiliyor… Bir an gülüp oynuyorduk, gözümü kırptım açtım hastanedeyiz. Kızımın kolu büyük bir ihtimalle kırık. Bu haliyle, bir tarafı bekleme odası olan hastane koridorunda koşturup duruyoruz. Bir yandan ağlıyorum, diğer yandan aklımdan bir sürü senaryo geçiyor: “Oynamak için yanlış yeri mi seçtim? Ayakkabılarının altı plastik olanını mı giydirmem gerekirdi? Bisikleti demir değil de plastik mi alsaydım? Daha alçak bir tane bulsam farklı olur muydu?” Adı üstünde, kaza işte. Ama insan kendini suçlamadan edemiyor.

Güya burası acil, 4 saat geçti, kırık kolunun üzerine 3 kez daha düştü ve hala içeri giremedik. Sonuncudan sonra artık dayanamadım ve camın arkasındaki hemşireyle konuşmaya gittim. “Eğer dolaşımında bir problem varsa beklemeden dolayı zarar görebilir. Sorumlusu siz olursunuz.” dedim. Amerika’da böyle vakalardan dolayı tazminat davası açmak öyle sıradan ki, hemşire hemen çekinip doktoru çağırdı. Doktor bekleme odasına gelip orta yerde çocuğun kolunu şöyle bir muayene edip, “Dolaşımı iyi,” dedi ve tekrar içeri girdi. Bunun üzerine 4 saat daha bekledik. 8 saat sonra odaya geldiğimizde tek istediğim hızla kızımla ilgilenip tedavisini yapmaları. Doktor ise olayın nasıl olduğunu anlamak için bana sorular soruyor. Dönüyor dolaşıyor yine aynı soruları tekrar soruyor. Önce bir anlam veremiyorum. Fakat ardından gelen sosyal hizmetler görevlisi de aynı şeyi yapınca anlıyorum: çocuğa şiddet uygulanıp uygulanmadığını çözmeye çalışıyorlar. Neyse ki çok uğraşmıyorlar benimle ve bizi röntgene yönlendiriyorlar.

Her zaman böyle olmuyor. Böyle bir acil ziyaretinden sonra soruşturma açılıyor. Sosyal hizmetler aylarca yakanızı bırakmıyor. Eve, okula habersiz gelip çocukları ve anne babayı sorguya çekiyorlar. Bazen duvardaki rutubet, bazen boş bir buzdolabı, veya küçük bir ihmal bahane edilerek, sudan sebeplerle bir sürü çocuk ailelerinden koparılıp sosyal hizmetler çatısı altında koruyucu ailelere veriliyor. Bu çocukların pek çoğu gittikleri yerde daha farklı zorluklar ile karşılaşıyorlar. 

Geçtiğimiz yıl 437.283 çocuk ailelerinden koparılmış. Vakaların %84’ünde fiziksel bir zarar yok. %61’i ise ihmal nedeniyle alınmış ve raporlar sosyal hizmetlerden görevlendirilen kişinin görüşüne bağlı. Çoğu zaman ihmal denilen şeyin asıl adı ise fakirlik. Kızılderililer ve zencilerde ise oranlar çok yüksek.

Geçtiğimiz ay bilim dünyasında yankı yapan bir mahkeme ise, benzer haksızlıkların belki de yaşanan en uç noktalarından biri. Bununla bilimin ne ilgisi var diyeceksiniz. Baştan anlatayım:

Hikayenin kahramanı Kathleen Folbigg adında Avustralyalı bir hanım. 55 yaşındaki Folbigg, 2003 yılında dört çocuğunu öldürmekten 40 yıl hapis cezası alır ve Avustralya’nın en kötü, kadın seri katili olarak tanınır.

Folbigg evlendiğinde henüz 20 yaşındadır. Evlendikten bir yıl sonra Kathleen ve Craig Folbigg’in, Caleb adında bir oğulları olur. Fakat sadece 19 gün yaşar. Bir sonraki yıl ikinci oğulları Patrick doğar. 8 aylıkken o da ölür. İki yıl sonra doğan Sarah 10 ay, 1999’da doğan Laura ise 18 ay yaşar.

Resim 1: @9news

Laura öldüğü gün soruşturma açılır. İki yıl süren mahkeme sırasında çiftin arası açılır ve ayrılırlar. Craig Folbigg karısı aleyhinde polise yardım etmeye başlar. Bu zorlu süreç içerisinde Kathleen’in yazdığı günlükleri, polise teslim eder. Mahkemede, savcılığın delil olarak kullandığı günlükler acılı annenin kendini ne kadar suçlu hissettiğini yansıtmaktadır ve daha sonra yargılanıp hapse atılmasındaki en önemli delil olacaktır.

Bebeklerin muayenesinde boğularak öldürüldüklerine dair bir iz bulunamaz. Fakat ölüm sebepleri belli olmadığı için şüpheler, her birini yatağında ölü bulan anne üzerine yoğunlaşır.

Savcılık, bir aileden 4 bireyin ard arda “doğal yollardan” ölmesini, domuzların uçmasına benzetir ve delil olarak bu istatistiksel imkânsızlık ve günlükler üzerine yoğunlaşır. Günlüklerin ise, tamamının uzmanlar tarafından okunması ve yorumlanması yerine, belli satırları Bektaşi usulü mahkemede dile getirilir, genetik ve kalp rahatsızlıkları üzerine uzman hiç kimsenin görüşüne başvurulmaz. Mükemmel ve ideal annelik standartları öne sürülüp, Folbigg’in bunu başaramayacak, kötü bir anne olduğu iddia edilir. Örneğin eğer ailesinden biri ile bebeğini bırakıp bir işini yapmaya gittiyse, bu onun iyi bir anne olmadığını gösteriyordur.(!) 

Her gün genetik alanında yeni bir keşif yapılıyor. Çocukların ölümüne neden olan hastalıklar bazen çok sonra anlaşılabiliyor. Avrupa’da, iki çocukları ölen ve yine aynı istatistiksel imkânsızlık üzerine kurulu bir argüman ile hapse atılan birkaç anne, yeni delillerin bulunmasıyla hapisten çıkarılır. Bu davaların ardından Folbigg’in davası da 19 yıl sonra tekrar gündeme gelir. 

Resim 2: @NIH

Yeni doğanlardan alınan kan numuneleri, kardeşlerin DNA testi için kullanılmış. 

 

Öncelikle anne ve çocukların gen dizilimleri yapılarak mutasyonlar araştırılır. Kalmodulin proteinini kodlayan CALM2 geninde, hem annede hem de kızlarda mutasyon tespit edilir. Kalmodulin proteini, hücrelerdeki kalsiyum yoğunluğunu ayarlayarak, kalp atışlarını düzenlemede rol alır. Bu proteindeki bir bozukluk, özellikle geri planda bir enfeksiyon veya stres varsa kalp rahatsızlıkları, ritm bozukluğu, ve çocuk ölümleri ile ilişkilendiriliyor. 4 çocuğun tıbbi raporları ise, ölmeden az önce solunum yolu enfeksiyonu belirtileri gösterdiklerini yazıyordu. Kızların, bir kalp krizi geçirmiş olabileceği düşünülüyor. Otopsi sonuçlarına göre ilk kız için diğer bir ihtimal de miyokardit denilen kalp kası iltihabı.

Erkek çocuklarda ise geri planda bir nörolojik rahatsızlık olduğundan şüpheleniliyor. İkisinde de BSN geninin özel bir varyasyonu var. Bu varyant çocuklarda erken kendini gösteren tehlikeli, hatta ölümcül bir epilepsi hastalığına neden oluyor. Patrick, 4 aylık iken bir gece nefes alamadığı için acile ambulansla getirilmiş, uzun süre beyni oksijensiz kalmış ve büyük bir ihtimalle zarar görmüş. Bundan sonra tam düzelememiş ve 4 ay sonra ölmüş.

İlkinin aksine bu mahkemede, 30 kadar, alanında uzman araştırmacı dava için danışmanlık yaparken, yarısı mahkemede delilleri sunar ve bazen saatlerce sorguya çekilirler. Bir noktaya gelindiğinde dava askıya alınır ve avukatların sorduğu bazı sorulara daha kesin cevaplar verebilmek için ek deneyler ve hatta bunlara dayalı yayınlar yapılır.

Bir olayın nadir olabilmesi, imkansız olması demek değildi. İstatistik üzerine kurulu bir suçlama ise her zaman adil olamıyordu. Psikolog ve psikiyatristlerin de günlüklerin tamamını okuduklarında yorumları farklıydı. Günlükler bir itiraf değildi. Kederli ve depresyonda olan bir annenin vicdan azabını yansıtıyordu. 

Allah bu kadıncağıza hidayet versin. Çocuklarının ölümüne mi, kocasının ihanetine mi, yoksa ömrünün hapislerde geçmesine mi üzülsün? En azından, bu sefer hakim, eski kararın tersine Folbigg’in çocuklarını seven bir anne, yaptıklarının ve yazdıklarının genç annelerde görülen normal davranışlar olduğu sonucuna vararak, 20 yıl sonra, yani bir ay önce onu serbest bıraktı.

Folbigg’in davası, yine Avustralya’da gerçekleşen, bir bebeğin ölümünden 30 yıl sonra çözüme ulaştırılan başka bir dava ile karşılaştırılıyor. Daha sonra Meryl Streep’in oynadığı bir filme dönüştürülen olay, annenin suçlu olup olmadığı konusunda toplumu ikiye bölmüş.

1980 yılının ağustos ayında ailecek kampa giden Chamberleinler, başka ailelerle mangal alanında vakit geçirirler. Akşam olduğunda Lindy Chamberlein 3 çocuğunu alıp kendi çadırlarına gider ve onları uyutur. Fakat büyük oğlu aç olduğunu söyleyince, onunla arabaya gidip konserve alır ve mangal alanına oğlu ile beraber geri döner. Kimse üzerinde bir kan lekesi veya kir, ya da olağandışı bir endişe veya gariplik görmez. Bir süre sonra çadırlarına döndüklerinde ise, çadır kan içindedir ve 2 aylık kızları beşiğinde yoktur. Çadırın içinde ve etrafında ise köpek izleri vardır.

Anne, dingo denilen Avustralya’ya has yabani bir köpeğin bebeğini alıp götürdüğünü söylese ve bedeni bulunamasa da bebeğini öldürüp gizlice gömmekten hapse atılır. Dördüncü çocuğunu hapiste doğurur ve elinden alınır. 

1986 yılında yakın bir bölgede bir dağcı kaza geçirir. Onun araması sırasında, bebeğin o gün üzerinde olan ceket, dingo yuvalarının olduğu yerde bulunur ve küçük kızın gerçekten bir dingo tarafından alındığına karar verilir. Annesi 3 yılda hapisten çıksa da, tam olarak aklanması ise 30 yıl sonra 2012 yılında olacaktır. Devlet tarafından kendisine 1,3 milyon Avustralya doları tazminat ödenir.

Her iki dava surecinde de insanların anneler hakkında, “Yeteri kadar ağlamadı,” “Yeteri kadar üzgün görünmüyordu.” tarzındaki yorumları çok üzücü. Böyle acı bir olay karşısında, hiçbir delil olmadan, ilk akla gelenin, bir annenin bunu yapmış olabileceğini düşünmek ise, aslında o toplumun kendisinin de ne kadar hasta olduğunun bir göstergesi. 

Ve her şeyde olduğu gibi bir de madalyonun diğer yüzü var: Herkes masum değil. Amerika’da geçtiğimiz yıl en az yedi çocuktan biri, yani 600 binden fazla çocuk dayak, ihmal, ve istismara maruz kalmış. Zarar görenlerin %25’i 1, %66’sı 3 yaşın altında. 2020 yılında 1750, 2021’de 1820 çocuk bu nedenlerle ölmüş. Elbette devletin, bu çocukları koruması gerek. Fakat aşırılığa gidilerek, masum insanlar da zarar görebiliyor. 

Kötülük yapanlar sadece kendi ailelerine değil, aslında herkese kötülük ediyorlar. Öncelikle böyle bir evde yetişen çocuk, çoğunlukla kısır döngüden çıkamayıp aynı davranışları tekrar ediyor. Hatalar arttıkça, bir yandan da normalleşiyor. Hüsn-ü zan zorlaşıyor. Bir insan ile ilgili akla gelen ilk şey iyilik değil, kötülük oluyor. Güven kalmıyor. 

Bir şefkat eksikliğidir gidiyor. Hep gençlerden şikâyet ediliyor, ama ne kadar şefkat dolu bir yuvada büyüdükleri her zaman konuşulmuyor. Ağır bir geçim sıkıntısı, madde bağımlılığı gibi aşırı bir durumu olmayan ailelerde bile şefkatin eksikliği veya yanlış kullanılması göze çarpıyor. Oysa şefkat, azlığı ile yetinilemeyen, kâinatın rengini değiştiren bir gerçeklik. Helal bile olsa, işler güçler, makamlar, mevkiler, ekranlar derken çocuklar ya zarar görüyor ya da arada kaynayıp gidiyor. Meşru daireden çıkıp, başka yerlerde lezzet arandığında ise insan hem kendine elem ve zahmet veriyor hem de fıtratı yavaş yavaş bozulup kendi çocuğuna zarar verebilecek bir hale geliyor ve işte o zaman, bu korkunç istatistikler ortaya çıkıyor. 

Bu hallerimizle Bediüzzaman Hazretlerinin şu telkinleri toplum olarak hepimiz için bir ilaç gibi:

“Daire-i meşruadaki keyfe iktifa ediniz ve kanaat getiriniz. Sizin hanenizdeki masum evlatlarınızla masumane sohbet, yüzer sinemadan daha ziyade zevklidir.” Meşru dairede bu kadar zevk alan, ve bunun kıymetini bilen bir insan, başkasına zarar vermez, bu korkunç istatistiklere katkı sağlamaz. Hem kendini hem etrafını mutlu eder.

 

Kaynaklar:

1. Lewis D. ‘Science was heard’: woman who was convicted of killing her children pardoned after inquiry. Nature. 2023 Jun;618(7965):445-446. doi: 10.1038/d41586-023-01871-8. PMID: 37280341.

2. Phillips N. She was convicted of killing her four children. Could a gene mutation set her free? Nature. 2022 Nov;611(7935):218-223. doi: 10.1038/d41586-022-03577-9. PMID: 36352129.

3. Brohus M, Arsov T, Wallace DA, Jensen HH, Nyegaard M, Crotti L, Adamski M, Zhang Y, Field MA, Athanasopoulos V, Baró I, Ribeiro de Oliveira-Mendes BB, Redon R, Charpentier F, Raju H, DiSilvestre D, Wei J, Wang R, Rafehi H, Kaspi A, Bahlo M, Dick IE, Chen SRW, Cook MC, Vinuesa CG, Overgaard MT, Schwartz PJ. Infanticide vs. inherited cardiac arrhythmias. Europace. 2021 Mar 8;23(3):441-450. doi: 10.1093/europace/euaa272. Erratum in: Europace. 2023 Mar 30;25(3):1198. PMID: 33200177; PMCID: PMC7947592.

4. Ye T, Zhang J, Wang J, Lan S, Zeng T, Wang H, He X, Li BM, Deng W, Liao WP, Liu XR. Variants in BSN gene associated with epilepsy with favourable outcome. J Med Genet. 2022 Dec 12:jmg-2022-108865. doi: 10.1136/jmg-2022-108865. Epub ahead of print. PMID: 36600631.

5. https://www.imdb.com/title/tt0094924/

6. https://academyoflaw.org.au/resources/Documents/20200820%20%5bAfter%20Event%5d%5bPaper%5d%20Professor%20Carola%20Vinuesa.pdf

7. https://www.cdc.gov/violenceprevention/childabuseandneglect/fastfact.html#:~:text=Child%20abuse%20and%20neglect%20are%20common.,year%20in%20the%20United%20States

8. https://www.cwla.org/child-maltreatment-2021-report/#:~:text=For%20fiscal%20year%202021%2C%20there,decrease%20from%20618%2C000%20in%202020

9. https://americanspcc.org/child-maltreatment-statistics/

10. https://familypreservationfoundation.org/about/cps-statistics

11. https://www.hrw.org/report/2022/11/17/if-i-wasnt-poor-i-wouldnt-be-unfit/family-separation-crisis-us-child-welfare