Selim Gündüzalp öldü, dediler.
Her yazısı ilgiliydi ölümle,
Sonunda kendisi yüzleşti, dediler.
Bahsettiği ölüm gerçeğiyle…
Ona göre ölüm son değildi.
Dünya okulunun son sınavı.
Verilen diploma, mü’mine onur belgesi,
Kâfir için ise, azap kapısı.
Ölüm gidiş değildir yokluğa ve hiçliğe,
Toprağın altında sonsuz ebed ülkesi.
Kabirden geçilerek girilir bu âleme,
Her yolcunun yanında amel valizi.
Ölüm bir mekan değişimidir sadece,
Fani yaşamdan beka yurduna finiş.
Yaptıklarının yanına kalmadığı bir âleme,
Göklerden gelen bir emirle geçiş.
Bir insan dünyada öldüğünde
Ardında bıraktığı iyi veya kötü bir namdır
Ne mutlu, iyi niyetli biriydi denen kişiye
Kötü biriydi denilenin hali yamandır.
Ölüm hak ediştir ücret almaya,
Yapılan iyiliklerin karşılığı ecr-i azim.
Kötülüklerin unutulduğunu sakın sanma.
Onun ücreti ise, nar-ı cahim.
Selim Gündüzalp yazdı bu gerçekleri,
İyi nam bırakarak gitti gerisinde.
Yazılarında o ölümü hep sevdirdi.
Sevdiklerine kavuştursun rabbim, ölüm ötesinde…