TR EN

Dil Seçin

Ara

Yusuf Suresi’nde Erkeklere Verilen Büyük Mesaj

Yusuf Suresi’nde Erkeklere Verilen Büyük Mesaj

Namus ve iffet denince, insanların aklına gelen ilk şey, kadının namusunu koruması, genç kızların bekaretini muhafaza etmesi hususudur.

Bu anlayışta, iffet konusunu, sanki sadece kadınların meselesi imiş gibi görme; erkeğin iffetsizliğini çapkınlık, delikanlılık olarak değerlendirip müsamaha ile bakma yanlışlığı vardır.

Halbuki İslam’da iffet konusunda kadın-erkek ayrımı yoktur. Hatta Kur’an-ı Kerîm’de ve hadis-i şeriflerde erkeğin iffetli olması hususu üzerinde daha öncelikli durulur. Bu konuya büyük bir vurgu yapılır.

Zira, bir şeyin revacı ve yaygınlığı, arz talep ile yakından ilgilidir. Ve bilhassa talep nisbetinde arz önem kazanır. Onun içindir ki, ticari firmalar, mallarını satabilmek için önce talebi artırıcı reklamlar yaparlar. Talebi olmayan malın arzı ve üretimi yapılmaz.

İffet konusunda da, kadın arzı; erkek ise talebi temsil eder.

Erkeklerin talebi nisbetinde kadınların iffetten uzaklaşıp namuslarını arzları artar. Bu sebeple, önce talebi önlemek, talebi kısmak gerekir. İslam da bu yolu tercih etmiş, kadınları iffete davet etmekle beraber, erkek iffetine daha büyük bir önem vermiştir.

Kur’an’da, erkek iffetine, Yusuf suresinde, Yusuf Peygamberin kıssası ile genişçe yer ayrılır. Önce, erkek iffetini korumalı mesajı verilir.

Yusuf aleyhisselamın, güzelliği ve yakışıklılığı karşısında nefsine ve şehvetine yenik düşmüş bir kadın olan Züleyha, yanında hizmetçi ve köle durumunda bulunan Yusuf aleyhisselama, musallat olur. Ona, kendisine boyun eğmesini, birlikte yaşamayı teklif eder.

Yusuf aleyhisselam, o sıralar, gençliğe yeni adım atmış bir delikanlıdır. Bu bakımdan yapılan teklif, kendisi için son derece büyük bir iffet imtihanıdır. Üstelik Züleyha’nın tehdidi de vardır. Yusuf aleyhisselam, ya onun isteklerine boyun eğecek veya adi bir suçlu gibi zindanda, hapislerde çürümeye terkedilecektir.

Yusuf Peygamber, Allah’ın lütfu ve keremi ile, bu dehşetli imtihanı kazanır. Züleyha’ya boyun eğmez. İffetsizliğe düşmektense, hapislere düşmeyi tercih eder ve şöyle buyurur:

“Ey Rabbim! Bunların (Züleyha’nın ve ona taraf olan Mısırlı hanımların) tehdit ettikleri zindan, teklif ettikleri ahlaksızlıktan ve iffetsizlikten, benim için daha hayırlıdır.” (Yusuf Suresi, 33)

Hz. Yusuf, iffetini korumak için tereddüt etmeden zindana girer.

Ve 12 yıl gibi uzun bir zaman, iffeti uğruna zindanda kalır, iffet kahramanı olur.

Kur’an’da zikredilen, peygamberler tarihinde tafsilen anlatılan bu kıssadan, erkeklerin alacağı büyük dersler ve ibretler vardır.

Şu halde, kadınların iffet ve namuslarını korumaları konusunda son derece şiddetli ve muhafazakâr olup, erkeklere ise daha müsamahalı ve toleranslı davranmak, İslam’ın iffet anlayışına aykırıdır.

İslam’da önce erkek iffetli olacak, kendi namusunu bozmayacak; ayrıca hanımının, kızının namus ve iffetinin de bekçiliğini yapacaktır.

Nitekim bir hadis-i şerifte, Allah Resulü, mü’min erkeklere hitaben:

“Başkalarının kadınlarına karşı sizler iffetli olunuz ki, sizin kadınlarınız da, başkalarına karşı iffetli olsunlar.” (et-Tergıb; Camiussağir, 3138) buyurmuştur. Yani toplumda kadın iffetinin bozulmasını, erkek iffetinin bozulmasına bağlamıştır.

Kendi iffetini korumayan bir erkeğin, karısının ve kızının iffetine sahip çıkması ve koruması çifte standart olur.

Bu sebeple, İslam’da önce erkek iffeti denilmiştir.

İffetli ve namuslu davranan kimseler, en yakınlarından iffete ve namusa uygun muameleye muhatap olurlar. İffet ve namusu konusunda ciddiyetsiz ve gevşek davrananlar ise, en yakınlarından (hanımlarından, kızlarından) namuslarını lekeleyici davranışlarla karşılaşabilirler. Ceza, işlenen suçun cinsinden verilir. Namusları çiğnemeyi ve kirletmeyi alışkanlık haline getirenler, günün birinde kendi namusları çiğnenip kirletilerek cezalarını çekerler.