TR EN

Dil Seçin

Ara

Eski Paralar

Eski Paralar

Geçmiyor bu eski sikkeler; onlara değer yükleyenler eskide kalmışlar. Ardı sıra koşanlar yeryüzünde değil artık...

Uzunca bir süre bakmalı eski paraların

yüzüne. Tebessüm etmeli

hüzünle. İhtimamla kesilmiş bu

sikkeler neyin nesi böyle? Özenle

kazınmış mühürler neyi fısıldar?

Bunca ciddiye alınırmış paralar.

Ama eskide kalmışlar. Artık geçerli

değiller. Geçmiyor bu eski

sikkeler; onlara değer yükleyenler

eskide kalmışlar. Ardı sıra

koşanlar yeryüzünde değil artık.

Metallerin şıkırtısıyla sevinenlerin

yüzleri soğumuş. Düşmüşler

gözden. Paraları gözdesi gören

gözler kapanmış.

Geçersizleşir mi insan da böyle?

Geçerli kıldıkları böyle yüz üstü

kalıyorsa, insanı geçerli kılan

kimdir? Kime düşer, yüzü yere

düşmüş insanı taze bir yüzle

ayağa kaldırmak? İtibarını yitiren

insanı yeniden muteber eylemek

kimin derdi ki?

Altın bile değerini insanın bakışından

alırken, insanı hangi bakış

değerli kılar? Elmasın kıymeti

de insanın elinde gerçekleşirken,

hangi ele emanet etmeli insanı?

Bakır paralar üzerlerindeki mühürden

alırlar değerlerini. Demir

sikkeler yüzlerine kazınan tuğraya

borçludur kıymetlerini.

Rahmân’ın sûreti kazınmıştır insanın

yüzüne… Başkasının değil,

Rahmân’ın bakışı değerli kılar

insanı. Başkasının değil Kadîr’in

kudret elinde yükselir insanın

kıymeti. Toprağa düşen insanın

eti kemiğidir; tuğrası değil. Çürüyen

insanın cesedidir; simasına

kazınan rahmet eseri değil.