TR EN

Dil Seçin

Ara

Ekim 2019

post-title

Ekim 2019, 514

 

Merhaba değerli dostlar,

Ekim sayımızı baskıya hazırladığımız günlerde, Selim Gündüzalp abimizin vefatının ikinci yıl dönümü vesilesiyle programlar yaptık. Okunan hatimler, sureler ve salavatlarla Adapazarı’nda Ağa Camii’nde ve AKM’de yapılan panel ile Selim abimizi yâd ettik... Rahmete vesile olsun, Rabbimiz kabul etsin.

Pek çok kardeşimizin katkılarıyla gerçekleşen bu programlar çok güzel oldu. Emeğiyle, katkısıyla, duasıyla destek olan herkese, özellikle konuşmacı olarak katılan Mehmet Paksu, Mehmet Ersöz, Ömer Sevinçgül, Prof. Dr. Orhan Batman, Prof. Dr. Mehmet Özen, Doç. Dr. Rasim Soylu’ya ve uzaktan yakından katılan kardeşlerimize teşekkür ediyoruz.

Bu programla bir kez daha anladık ki, hayat imanla ve Allah yolunda yaşandığında anlamlı oluyor, yoksa ölümle birlikte tüm yaşananlar ve yapılanlar bir serap oluveriyor.

Ebedi bir hayatı kazanıp kaybetmek gibi bir dava ile karşı karşıya olan insanın, yaşamının ardından geride ve elinde kalanlar, ebedi hayatı düşünerek yaptıkları oluyor.

Aslında aynı şeyleri yaparak yaşadığımız bir dünya bu: yiyoruz, içiyoruz, dolaşıyoruz, çalışıyoruz.. fark niyetlerimizde. Bir şükür her şeyi değiştiriyor; kazandıklarının nimet olduğunu görmek onların bize ebedi verilmesini sağlıyor. “Benim” dedikçe elimizden kayıp gidiyor; “bana verilmiş” dedikçe elimize ebedi olarak veriliyor…

Ayet-i kerimenin dikkatimizi çektiği nokta da bu: Allah (cc) insanlara, karşılığını Cennet olarak vereceği bir teklif sunuyor. Allah’ın bu büyük mükâfat için bizden istediği yememizi içmemizi, çalışmamızı ve yapageldiğimiz şeyleri terk etmek değil, bunları imanlı bir niyetle yapmamız. Yani yaşarken helal ve harama, meşru ve gayri meşruya, hak ve bâtıla dikkat etmemiz, tercihlerimizi helalden, meşrudan, haktan yana yapmamız. Kısaca Allah’ın Elçisinin (asm) izinden yürümemiz…

Evet Selim Gündüzalp’in şahsında, hayatın imanla yaşanınca hayat olduğunu bir kez daha anladık, şahit olduk.

İnsanları Allah için sevmek, onların dertlerine derman olmaya çalışmak, onlara dua etmek, gıybet etmemek ve yanında ettirmemek, Kur’an’la sürekli meşgul olmak, Âlemler Rabbini ve Sevgili Elçisini tanıtmak ve sevdirmek için çalışmak, bu niyetle Zafer Dergisi’ni her zorluğa sabrederek yayımlamak... Ve bütün bunları çatışmadan, kamplaşmadan ve birilerini ötekileştirmeden yapmak, Allah’ın Resulünü örnek alıp herkese kucak açmak... İşte insanı da hayatı da değerli kılan bunlar. Selim abimiz bunların değerini hayatıyla gösterdi bizlere.

İşte asıl olan bu: “Hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle zînetlendiriniz (farzlarla süsleyiniz) ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.” Ahiret ticareti için sermayemiz olan ömrümüzü böylece ebedi olarak kazanacağız inşaallah.

Evet Selim abimizin güzel yaşadığını gördük, yaptıklarının da Rabbimizin rızasına mazhar olduğunu ümit ediyoruz.

Onlar bu yoldan geçtiler; bizler yolcuyuz şimdi. Yolumuz cennete ulaşsın inşaallah.

Ekim sayımızda emeği ve katkısı olan, abone olarak Zafer Dergisi’nin yaşamasına vesile olan herkese gönülden teşekkür ediyoruz.

Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın…

Selam ve muhabbetlerimizle.

 

 

Dergideki Yazılar