TR EN

Dil Seçin

Ara

Somon Balıkları Eve Dönüyor

Somon Balıkları Eve Dönüyor

Somon balıklarının eve dönüş maceraları nasıl? Peki bunu nasıl başarıyorlar, yönlerini nasıl buluyorlar?

Annem bize hep şöyle derdi: “Evden uzaklaşmayın, kaybolursunuz!”

“Kaybolursunuz.” yani “Geriye dönüş yolunu bulamazsınız!”

Bir çocuğun başına gelebilecek en fena şeylerden biri kaybolmaktı... O yüzden, eğer eve dönmek gibi bir niyetim varsa, dönebilmeyi gözüme kestiremediğim yollara çıkmazdım!

Bu tırsaklıkla ben eğer bir somon balığı olsaydım, dünyaya geldiğim minik dere yatağından dışarıya adımımı atar mıydım acaba?!

Bunu bilemem ama eğer somon balıkları gibi Allah vergisi olağanüstü bir yön ve yer bulma kabiliyetim olsaydı, dünyanın çevresinde bir iki tur atardım, o kesin!

Abarttığımı düşünenler, bana “Sağa dön!” dediklerinde, içimden “Bu taraf sağ, çünkü sağ elim bu. Bu taraf da sol o zaman; çünkü sol elim de bu!” demeden sağa dönemediğimi bilmiyorlar tabi... Bir de somon balıklarının, o çok acayip göç hikâyelerini...

 

Somon balıkları

Kuzey Amerika’nın batı kıyılarındaki nehirlerde yaşayan somon balıkları, üreme mevsimlerinde bu nehirlerin sığ ve nispeten durgun kollarına yumurtalarını bırakırlar.

Yeryüzünün bütün yavruları gibi vakti zamanı gelince yumurtalarından çıkan yavrular, ihtiyaç duydukları ilk gıdayı hemen oracıkta buluverirler. Yumurtalarındaki besleyici keseleri yiyerek bir süre vaziyeti idare eden minik somonlar, bir iki hafta sonra da, kendi yiyeceklerini bulabilecek hale gelirler...

Yaklaşık bir yıl kadar bu sulardan pek uzaklaşmayan yavru somonlar iyice palazlanıp genç birer somon balığı halini aldıklarında, göç emri gelir...

Ve binlerce somon balığı aynı anda çılgınlar gibi nehir yatağı boyunca uzun bir yolculuğa çıkar...

Somon balıklarının yaşadıkları nehirler, Pasifik Okyanusu’na doğru akmaktadır... Ama somonların bunu bilmesine imkân yoktur. Çünkü gözlerini açtıkları nehir yatağından ilk kez ayrılmaktadırlar...

Okyanus, somonların bütün hayatlarını geçirdikleri o tatlı suların aksine, tuzludur. Ama somonların, bunu bilmelerine de imkân yoktur.

Bu, somon balıklarının yuvadan ayrılış yolculuğudur ve nehir sularının aktığı yöne doğru olduğundan; hem çok hızlı, hem de çok kolay olur…

Elbette bu yolculuğun zor tarafları da yok değildir. Şelaleler, sivri pürtüklü kayalıklar, girdaplar, aç ayılar ve somonların toplu göç vakitlerini dört gözle bekleyen balıkçılar...

Haftalarca süren bu yolculuğun sonunda, somon sürüsü bir anda kendilerini okyanusun tuzlu sularında bulur...

Ancak onları yumurtalarından çıktıkları andan itibaren hiç yalnız bırakmayan ve her ihtiyaçlarını burunlarının ucunda yaratan Allah, bu tuzlu su şokunu yaşamalarına izin vermez. Balıkların vücudunda hızlı bir değişim yaratır ve artık tuzlu suda da, tatlı suda olduğu gibi rahatça yaşayabilecek hale gelirler...

Somonların okyanustaki hayatları 3-4 yıl kadar sürer. Bu sürenin sonunda iyice olgunlaşmış olurlar.

Derken yıllar önce gelen emir bir kez daha gelir somon sürüsüne ve yeni bir göç yolculuğu başlar. Bu sefer rotaları yumurtadan çıktıkları yer, yani evleridir.

 

Fakat bu eve dönüş yolculuğu nasıl olacaktır?

Bırakın evlerini, okyanusa açıldıkları nehir ağzından bile binlerce kilometre uzaklardadırlar artık... Üstelik suyun içi, karaya hiç benzemez; burada ne yol vardır gidecek, ne de bir yön bellidir takip edilecek...

İnsanlar bile bunca akılla, hayatlarında bir kez geçtikleri bir yolu, yıllar sonra yardımsız, rehbersiz, haritasız, pusulasız bulamazken, ‘balık hafızalı’ somonlar, acaba bu işi nasıl yapacaklar?

 

Eve dönen somonlar

Somon balıklarını bekleyen ilk büyük engel okyanusun ortasında her yöne gidebilecekken, geldikleri nehir ağzına yönelebilmektir...

Ancak bu hiç sorun olmaz. Çünkü somonlar, yaratılıştan sahip oldukları çok özel bir duyu sistemi sayesinde, gitmeleri gereken yönü, hemencecik tesbit ederler.

Peki ama hangi yöne gitmeleri gerektiğine nasıl karar verirler? Geldikleri nehrin okyanusa dökülen ağzı hangi yöndedir?

Somonlar için her şey eksiksiz tamam edilmiş, bütün ihtiyaçları karşılanmıştır. Allah böylesine zorlu bir yolculuğa çıkaracağı mahlûkatını, okyanusun ortasında başıboş ve sahipsiz bırakmamaktadır elbette...

Somon balıklarına başka hiçbir canlının sahip olamayacağı bir koku alma özelliği verilmiştir. Bu özellik sayesinde somonlar, geldikleri nehrin sularına ait kokuyu hissederler ve yönlerini de böylece tesbit ederler.

Biz hissedemeyiz belki ama her akarsuyun kendine ait bir moleküler yapısı, bir kokusu vardır. Somon balıkları işte bu kokuyu hissedebilirler...

Anavatanlarının kokusunu alan somon balıkları sürüler halinde nehre doğru yüzmeye başlarlar. Bu uzun bir yolculuktur ama asıl yolculuk nehrin okyanusa döküldüğü noktaya vardıklarında başlar. Çünkü bundan sonra akıntıya karşı yüzmeleri gerekmektedir...

Akıntıya karşı yüzmenin ne kadar zor olduğunu az çok yüzebilen herkes bilir. Bu iş, somonlar için de zordur... Somonlar gürül gürül akan nehir sularında akıntıya karşı günlerce yüzerler.

Geliş yolculuğunda işlerini kolaylaştıran her şey şimdi birer engel olarak karşılarına çıkmıştır. Sert kayaların üzerinden atlarlar, üç metreye kadar zıplayıp, üstlerine akan tonlarca suyun içinden sıçraya sıçraya ilerlerler. Bazıları kayalara çarpıp yaralanır ama bu bile onları yollarından alıkoymaz..

Nehirleri bilirsiniz bir ağacın dalları gibi dallara kollara ayrılırlar. Somonlar böyle yol ayrımlarına geldiklerinde asla yollarını şaşırmazlar. Hangi somon hangi koldan geldiyse o yöne doğru yolculuğuna devam eder...

Bu yolculuk sırasında aklı başında avcılar somonların önüne engel olarak çıkmazlar. Çünkü herkes bilir ki, bu kahraman balıklar, okyanusun yüzlerce kilometre içlerinden kendi öz vatanlarına, dünyaya geldikleri tatlı sulara yumurtlamak ve nesillerini devam ettirmek için gelmektedirler…

Ancak aynı şeyi ayılar için söylemek zor. Ayılar için somon yolculukları kelimenin tam anlamı ile bir şenlik, bir bayram, olağanüstü bir ziyafet zamanıdır.

Tek yapmaları gereken, akarsuların içine girip ağızlarını kocaman kocaman açıp beklemektir. Akıntıya karşı zıplaya zıplaya yüzmeye çalışan somonlardan bazılarının yolculuğu, bir kocaoğlanın dişleri arasında bitecektir çünkü...

Eh, o kocaoğlan da bi candır neticede! Balık yemek sadece insanların hakkı değil ya! Kıskanmayalım, afiyet olsun diyelim...

 

Son büyük görev

Bütün engelleri tek tek aşıp, obur ayıları atlatıp, yumurtadan çıktığı yere varan somon balıkları, nesillerinin devamı için yumurtalarını oraya bırakırlar... Ve kısa bir süre sonra da ölürler...

Arkalarında bıraktıkları yumurtalardan çıkacak yavruları, tıpkı hiç tanımadıkları, hiç görmedikleri anne ve babaları gibi, olağanüstü bir macera beklemektedir...

Evet somon balıkları insanlardan çok daha uzun bir süredir yeryüzünün akarsularını ve denizlerini şenlendirmekte, bu olağanüstü göç macerası, milyonlarca yıldır sürüp gitmektedir...