Kendi Hikayemizi Sevmek
'Her yaşın ayrı bir güzelliği var.' diyor şarkılar...
Ara
'Her yaşın ayrı bir güzelliği var.' diyor şarkılar...
'Her yaşın ayrı bir güzelliği var.' diyor şarkılar...
Çoğu zaman, içinde bulunduğumuz yaşı değil de, ya geçmişteki çocukluk zamanlarını ya da geleceğin henüz gelmemiş günlerini hayal edip, içinde bulunduğumuz anın farkına bile varamıyoruz. Bir şeyleri beklerken geçen zamana da ömür diyoruz sanırım. Arada geçen vakitler, hayatımıza uğrayan insanlar ve olaylar, bu kayıp zamanların garip yolcuları olarak belli belirsiz çekip, gidiyorlar...
Halbuki, her verilen ve her gelen kendi hikayesiyle geliyor, kendi yazgısıyla uzaklaşıyor hayatımızdan...Çoğunu fark edemiyoruz bile, biz dertlenip, şikayet ederken ne gelişlerini, ne de gidişlerini görebiliyoruz...
Farkındalık genellikle ikinci yarıda başlıyor. Kum saatinin tersine dönmesiyle, tekrar süre veriliyor. Orta yaşlarda, adeta hayata bakış açın, duyguların, korkuların ve hayallerin değişiyor. Bir geç kalmışlık paniği yaşıyorsun, yüreğinin ta dibinde...
Yetiştirmen gereken ne çok şey var aslında... Her şey eksik ve yarım gibi geliyor. Oysa ne çok şey öğrendin, hikayen tam da okunacak kıvama geldi. Belki eskisi kadar güçlü ve cesur değilsin, karar almak o kadar kolay gelmiyor sana, ama yüreğin daha iyi seçiyor iyi ve kötüyü, kokusunu çok uzaklardan alıyorsun masumiyetin ve iyiliğin...
Sen adını koymasan da, yüreğin hissediyor, alacağı yarayı da, yaşayacağı acıyı da... Artık daha bilerek, daha görerek yaşıyorsun hayatı. Kendini daha az kandırıyorsun... Bir karar aldığında yürüyeceğin yolu eskisinden daha iyi seçebiliyorsun. Önündeki çukura düştüğünde ya bilerek düşüyorsun ya da oradan çıkman artık yıllarını almıyor...
Kendine daha çok gülüyorsun, arızalı taraflarını daha çok kabulleniyorsun, her halin daha sevimli geliyor sana. Kendinle savaşmayı bırakıp, ona karşıdan değil, yakından bakmayı öğreniyorsun. Tanıdık bir ses gibi, eskiden kalma bir dost gibi, güvenilir, samimi ve daha gerçek olduğunu hissediyorsun.
İçindeki sesi susturmak yerine, onunla tanışmayı, onu dinlemeyi ve anlamayı öğreniyorsun... Üstünü örttüğün, sıkıca kapattığın duyguların ve düşüncelerin, eskisi kadar korkutmuyor seni... Doğal halinle ve hesapsızca kendin olabildiğinde, kaybetme korkusu olmadan duygularını söylemenin inanılmaz hafifliğini yaşıyorsun. Kendini eskisinden daha değerli, daha özel hissediyorsun... Yaradan'la baş başa olduğunu, nazının ancak O'na geçtiğini ve O'nun seni çok sevdiğini, hiç yalnız bırakmadığını, senden hiç vazgeçmediğini fark ediyorsun...
Gerçekten de her yaşın ayrı bir güzelliği var. Yaşadığımız her anın, o anda yanımızda olan sevdiğimiz insanların, konuştuğumuz konuların ve kurduğumuz hayallerin hepsi çok değerli.
İnşallah bunu fark edenlerden, kendi hikayesini bilerek ve severek okuyanlardan oluruz.
Gerçek bir entelektüelin ihanet edemeyeceği iki şey vardır ve bunlar aslında birbirinden…
İnsan anlaşılmak isteyen bir varlıktır. Tek başına hayatını idame ettirmesi fıtratına uygun…
BAL ARISININ HARİKA BEYNİ Bir kilo bal üretilebilmesi için 40 bin adet…
Soru: “Canlıların atası olduğu söylenen Stromatolit organizmaların yapısı kendi kendine oluşacak kadar…
Lisedeyken geometri dersi en çok “sevdiğim” derslerdendi. Derse en çok katılan, en…
Bundan birkaç yıl önce Twitter gençliği: “Rakı balık yapan kadın candır!” diye…