TR EN

Dil Seçin

Ara

Hayvanlarda Gece Nöbeti

Hayvanlarda Gece Nöbeti

Gececi hayvanlar

Çoğumuz, tropikal yağmur ormanlarının fotoğraflarını ya da videolarını görmüşüzdür. Kuşlarla, jaguarlarla, maymunlarla, böceklerle ve diğer pek çok yaratıkla dolup taşan yerlerdir buralar. Ancak günün birinde olur da bir yağmur ormanına giderseniz, şu soruyu sormaya hazırlıklı olun:

“Bütün hayvanlar nerde?”

Ama endişe edecek bir şey yok; çünkü çoğu gündüzleri saklanırlar…

Elbette bu, bildiğimiz saklanma şeklinde olmayabilir. Çünkü her hayvan farklı şekillerde saklanır. Mesela bazılarına kamuflaj yeteneği verildiği için, kendilerini çevreleyen alanda fark edilmezler. Bazıları ise gündüz boyunca bir kenarda saklanırlar ve sadece gece ortaya çıkarlar.

...

Kosta Rika’da bir yağmur ormanına giden bir gezgin grubundaki insanlar, gün boyunca ormanda gezindiği halde, sadece bazı kuşlara, kelebeklere ve bir iki tane de maymuna rastlamışlar. Daha fazlasını görmek için ise, bir yağmur ormanı canlısı gibi olmak ve gece ortaya çıkmak gerektiğine karar vermişler.

Gün batımından bir saat sonra, ellerinde fenerlerle rehberlerini takip ederek ormana dalmışlar. Sonra bir izi takip ederek aşağı doğru yürümeye başlamışlar. Ortam zaten karanlık, yıldızları da bulutlar örttüğünden karanlığın içinde, sessiz bekçiler gibi gökyüzüne doğru uzanan ağaçların arasından ilerlemişler. 

İçlerinden birisi şu gezi notlarını tutmuş:

Orman gündüz olduğu gibi gürültülü değildi. Böcek ve kurbağa sesleri çevrede uğulduyordu. Yağmur ormanındaki aşırı nemden kaynaklanan su damlalarının zemine tıp tıp diye çarpması duyuluyordu.

Ama en büyük sürprizi fenerimi civardaki ağaçlara, çalılıklara tuttuğumda yaşadım. Bana doğru dönmüş yüzlerce ışıldayan göz gördüm. Bu gözler, böceklere, kertenkelelere, kurbağalara, örümceklere ve diğer orman canlılarına aitti. Sanki bütün gececi hayvanların bir araya geldiği bir toplantının ortasında gibiydim.

En şaşırtıcı olanı da çomak böceğiydi. Bunlar, uzunlukları 33 cm’e ulaşan dünyadaki en uzun boylu böceklerdendi. Benim gördüklerim ise bir kalem uzunluğundaydı ve ince bir dal gibi görünüyorlardı. Çomak böcekleri, başta biraz korkutucu görünse de onların insanları değil, yaprakları ve diğer bitkileri yediğini öğrenmek doğrusu beni rahatlattı…

Diğer bir çarpıcı böcek türü de çekirgelerdi. Yüksek sesle, cezbedici çağrılar yapıyorlardı ve şekilleri de çok şaşırtıcıydı.

Aslında pek çok avcı hayvan gececidir. Yarasalar buna iyi bir örnektir. Gezi yaptığımız yağmur ormanında 42’den fazla gececi hayvan türü saydım. Bazıları meyve ve çiçek özü ile besleniyordu. Bu yarasalar, mükemmel yaratılmış sonar sistemlerini ve işitme duyularını, yaprakların üzerinde duran veya havada uçan gececi böcekleri yakalamak için kullanıyordu.

Uzun bacaklı örümcekler, kurbağalar ve akrepler de gece avcılarıydı. Benim en sevdiğim gece avcıları ise, yer altı barınaklarında yaşayanlardı. Grubumuz, yavaşça yürüyerek bu barınaklardan birine gizlice yaklaştı. Girişte kırmızı bacaklı bir tarantula vardı. Büyüklüğü normal bir insanın avuç içi kadardı. Lezzetli bir hamamböceği veya başka bir yaratık gelsin diye beklemedeydi. Avı gelince üzerine atılacak, zehrini avına enjekte ederek onu bir ziyafet için barınağına sürükleyecekti. Tarantula da bizim için bir tehdit değildi. Çok yaklaştığımızda hızla deliğine kaçtı. Biz “iki bacaklı devler” oradan uzaklaşana kadar çıkmayacaktı.

O gece çok yaratık gördük. Vaktin ne kadar geç olduğunu saatime bakınca anladım. Tur rehberimiz, fenerini bir dala yönelterek, çalıkuşu isimli uyuyan bir kuşu gösterdi. O kadar yorgundum ki o kuşa imrendim.

Bu kadar çok gececi yağmur ormanı hayvanı görmek güzeldi…

 

Kaynak: Spider dergisi, Eylül 1998 sayısı.