TR EN

Dil Seçin

Ara

Hz. İbrahim'in Bıçağı

İş gören ve yaratan tabiatlar değil, Allah’ın emri ve iradesidir.

Hz. İbrahim'in, Hz. İsmail’i kurban etme kıssasını, daha çocukluktan itibaren pek çok kez dinledim. Daha sonraları her işittiğim ya da okuduğumda Hz. İbrahim’in “Allah’a bağlılık ve itaatine”, Hz. İsmail’in “emre itaat ve sabrına” hayranlığım artmıştı.

Elbette Rabbimiz bedenimizi yarattığı gıdalarla terbiye edip olgunlaştırdığı gibi, kalp ve ruhumuzu da böyle hatıralarla olgunlaştırıyor. Bu lütuflarla kâinata ve kendimize dair yeni manalara ulaşabiliyoruz.

İşte bu güzel manalardan birini bu kurban ibadeti vaktinde paylaşabiliriz. Hz. İbrahim’in kıssasında, “Hz. İbrahim, bıçağı İsmail’in boğazına sürttüğü halde bıçağın kesmediği” geçiyor. Hatta Hz. İbrahim ne yaptıysa bıçak yine kesmiyor. Çünkü herşeyin hâkim Allah (cc.), bıçağa kesmemesini emrediyor. Daha sonra ise Hz. Cebrail’in getirdiği kurbanı kesiyor.

İşte burada açık bir imanî ders de var. Belki bunu anladığımızda, kalbimiz ve hayatımız için büyük bir kazanç olacak…

Evet görünüşe göre bıçak keser; kesmek onun tabiatında olduğu için keser.

Oysa Hz. İbrahim’in hatırasında bıçak kesmiyor. Bıçağın tabiatında kesmek olduğu halde, Allah emrettiği için kesmiyor.

Demek ki; bıçak değil, emir iş görüyor... İman nazarı bize görünmeyen  emri gösteriyor. Asıl yaratıcı olanın, gerçek iş görenin sebepler değil, Allah olduğunu bildiriyor.

Ve anlıyoruz ki; ne bıçak keser, ne ateş yakar, ne su boğar, ne yemek doyurur… Bunları Allah yapar.

Sonuç, sebebinin tabiatından dolayı değil, Allah’ın emriyle öyle yaratılır.

İş gören ve yaratan tabiatlar değil, Allah’ın emri ve iradesidir. Allah’tan başka yaratan yoktur…

Öyleyse itaat edilmeye ve sevilmeye lâyık olan da Allah’tır.

Kurbanınız kabul, bayramınız mübarek olsun.