TR EN

Dil Seçin

Ara

Öyle Bir Günahımız Var Ki!

Öyle Bir Günahımız Var Ki!

Rabbimizin emir ve yasaklarına aykırı söz ve davranışların hepsi günahtır, dinen suç sayılır. O halde hem emredilenleri yapmamak, hem de yasaklananları yapmak aynı şekilde günahtır. Büyük günahların sayısı ve bunların neler olduğu konusunda farklı değerlendirmeler vardır.

Büyük günahları bazı din âlimleri ilâhî emirlere aykırı bütün fiiller olarak ifade ederken, bazıları da kesin yasaklanmış olan, dünyevî veya uhrevî cezası olan fiiller olarak tanımlarlar. Bu farklı bakış açısından dolayı İslamî kaynaklarda büyük günahların sayısı yedi, yetmiş, hatta yedi yüze kadar çıkabilmektedir.

Bir günahın büyümesi ve cezasının artması, günahın neticesinin büyüklüğü ve yaygınlığı ile ilgilidir. Neticesi sadece bireyi ilgilendiren günahların cezası daha hafif, büyük bir kitleyi veya umumu etkileyen günahların cezası daha ağırdır.

Bu bakımdan günümüzün büyük günahlarından birisi de muhtemelen çevreye verilen zarardır. Çevre problemleri, tarihin hiçbir döneminde, bugünkü kadar ciddi boyutlarda olmamıştır. Hava, kara ve suların kirlenmesi, ormanların tahrip edilmesi, küresel ısınma, biyolojik çeşitliliğin yok olması, ozon tabakasının delinmesi gibi onlarca sayabileceğimiz günümüzün temel çevre problemlerinin tek sebebi insandır. Bu günah, insanın günahıdır. Şimdi çevreye verdiğimiz zararın neden büyük günah olduğunu inceleyelim, suçlarımızı sayalım:

 

İlahi Kanunlara Muhalefet

Bütün canlı ve cansızlar fıtrat kanunlarına uyarken, insanoğlunun uymaması günümüz çevre problemlerinin ana sebebidir. Mesela fıtratta israf, kirlilik, düzensizlik, açgözlülük yoktur. Hem kutsal kitabımız, hem de Rehberimiz (asm.) tekrarla bizi bu kötü fiillerden men ediyor. Bununla ilgili birçok ayet ve hadis bulmak mümkündür. Mesela “Yiyiniz, içiniz; fakat israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez.” (A’raf Suresi, 31) Rabbimizin kesin emridir.

Bundan dolayı israf haramdır ve günahtır. Ancak insan bu ilahi emirlere uymamış, israf etmiş, açgözlü ve bencil davranmış, tabiatta işleyen düzeni bozmuş ve kirletmiştir. İşte çevreye zarar verme, insanın ilahi emirleri dinlememe veya hafife almasının neticesidir.

 

Bütün İnsanlara Zarar Verme

Çevre problemlerinden bütün insanlar zarar görür. Ağır metaller, zirai ilaçlar gibi insan kaynaklı kirleticilerle kirlenmiş su ve gıdaların alınması birçok insanın doğrudan veya dolaylı ölümüne sebep olur.

Özellikle kanser gibi ağır hastalıkların günümüzde çok yaygınlaşmasının en önemli sebebi, çevre problemleridir, gıdaların, suyun ve havanın kirlenmesidir. Çevre kirliliğinden kaynaklanan tüm hastalıklardan ölen veya günümüzde bu hastalıkların pençesinde kıvranan insanların mesuliyeti, şuursuzca çevreye zarar verenlere aittir. İşte, çevre problemleri tüm insanlığa zarar verdiği için, sebep olanların günahı büyüktür, vebali ağırdır.

 

Bütün Bitki Ve Hayvanlara Zarar Verme

Bu büyük günahımızdan, sadece insanlar değil bitki ve hayvan tüm canlılar etkilenmektedir. Ağır çevre problemleri sebebiyle hayvanların büyük bir kısmını yaşam alanlarından kovduk. Gidebilen başka yerlere gitti, gidemeyenler ise yok oldu, nesli kesildi.

Tür çeşitliliği tarihte hiç olmadığı kadar azaldı ve hızla da azalıyor. Çevre problemlerinden dolayı son yüz yılda nesli kesilen tür sayısı, önceki yüz milyon yıldan daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

Bugün dünya üzerinde insan kaynaklı kirleticilerden etkilenmemiş yer kalmamış gibidir. İşlediğimiz günah, kutuplardan tutun, ta denizin diplerinde yaşayan canlılara kadar etki etti. Bundan dolayı deniz dibindeki balıklar bile bizden şikâyetçi olacaklar, evimizi kirlettiniz, bize sıkıntı verdiniz, hayatımıza kastettiniz diyecekler.

Keşke yaptığımız sadece kendimize münhasır kalsaydı. Hiç olmazsa “Yaptık, yaptığımızı çekiyoruz; ettik, bulduk.” derdik. Şimdi bütün mahlûkatın hukukunu nasıl ödeyeceğiz? Onların hakkını nasıl vereceğiz? Evet, cürmümüz o kadar büyük ki, hem kendimize, hem de bütün canlılara zulmettik. Koca dünyamızı kirlettik, güzelce işleyen dengeleri bozduk.

 

Sonuç Olarak

Günahların belirlenmesinde temel esaslar; Allah’ın emirlerine karşı gelme veya hafife almadır; insana ve malına, sosyal hayata, diğer canlılara ve çevreye verilen zarardır; hak etmediğini elde etmeye çalışmak veya hak edenin hakkını gasp etmektir. Bu temel esaslara uyan bütün fiiller ve davranışlar günahtır, suçtur. Dünyada olmasa bile ahirette cezasız kalmaz. Ancak işlenen günahtan pişman olunup dönülmesi ve af dilenmesi ile ceza ortadan kalkabilir.

Çevre problemlerine insanoğlu sebep oldu. Bu büyük günahı ile de tüm canlılara zarar verdi. Ancak ümidimiz, yine O’nun rahmet kapısı. Fıtrata uymayan tüm davranışlarımıza ciddi şekilde tövbe edip, bu büyük insanlık günahına elimizden geldiği kadar az hissedar olmakla ancak kurtulabiliriz.

Hayatımızı kolaylaştıran, rahatımızı sağlayan tüm nimetlere ciddi şükretmek, Rabbimizin emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmakla, yani insan gibi yaşamakla kendimizi affettirebiliriz. Yâ Rabb! Bize adaletinle ve lâyık olduğumuzla değil, rahmet ve kereminle muamele et. Âmin.