TR EN

Dil Seçin

Ara

Kurbanda Bizi Bekleyen Tehlike

Kurbanda Bizi Bekleyen Tehlike

Kurban bayramı geldiğinde hepimizi tatlı bir telaş kaplar. Malî bir ibadet olan kurban kesmek için kurbanlık hayvanı almak, kesmek, bölüştürüp fakir fukaraya dağıtmak insana ulvî bir haz vermektedir. Kurbanı kestiğimizde acaba bizi bekleyen bir risk var mıdır? Varsa bu riski nasıl telafi edebiliriz? Söz konusu risk sadece kurbanda mı vardır?

Bütün bu soruların cevabını bulmak için aşağıda kist hidatik denilen parazit kaynaklı zoonotik (hayvanlardan insanlara veya hayvandan hayvana geçebilen) enfeksiyonla ilgili bilgiler verelim. Zira kist hidatik (hidatidozis, kistik ekinokokkozis, KE) insan ve hayvan sağlığının yanı sıra, sebep olduğu ekonomik kayıplar nedeniyle de dünyanın birçok bölgesinde ve ülkemizde halk sağlığı problemi olarak önemini koruyan bir paraziter hastalıktır. 

Halk arasında kist hastalığı olarak da bilinen kist hidatikin esas etkeni, echinococcus granulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin hayat evresini tamamlayabilmesi için larva (kurtçuk) evresini geçireceği bir ara konağa ihtiyacı vardır. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen (etobur) hayvanlardır. Ülkemizde ise daha çok köpeklerdir. Echinococcus granulosus türü parazitin larva şekli dünyanın pek çok bölgesinde insanlarda ve koyun, keçi, sığır, deve gibi otobur (herbivor) hayvanların karaciğer, akciğer gibi organlarına yerleşerek çok ciddi sağlık problemlerine sebep olabilmektedir. Söz konusu otobur canlılar ve insan bu parazit için ara konak olmaktadır. Son konak ise köpektir. Parazit ergin evresini etobur bir hayvanda, mesela köpekte geçirir.

Bu parazitin yumurtaları yuvarlak ve hafif oval olup, 28-36 mikrometre çapındadır (1000 mikron=1 milimetredir). İçlerinde 6 çengelli onkosfer adı verilen embriyo bulunur. Kalın çeperli olduğu için dış ortamdaki olumsuz şartlardan korunabilir. Ergin bireyler ise 3-6 mm uzunluğunda olup, skoleks adı verilen baş kısmında sayıları genellikle 30-36 tane olan çengeller bulunur ve baştan sonra kısa bir boyun kısmı ve boyundan sonra gelen arka arkaya dizilmiş sadece üç tane proglottis adı verilen bölüm bulunur. Parazitin yumurtaları bu proglottislerde bulunur. Ergin birey ana konak olan etobur hayvanların (genellikle köpektir) ince barsaklarında yerleşir.

Echinococcus granulosus’ün hayat devresi evcil ve yabani etobur hayvanlar ile otobur hayvanlar arasında geçmektedir. Ancak, zaman zaman insan da bu halkaya dahil olmaktadır. Veteriner kontrolünde olmayan sokak köpekleri, çoban köpekleri ve evcil köpeklerin barsaklarında bulunan bu parazitin erişkin formlarından kopan ve içlerinde bol miktarda yumurta içeren proglottis adı verilen halkalar, hayvanın dışkısı ile dışarı atılır. Yumurtalar kalın bir çeper ile çevrili olduğundan dış ortamın zorlu şartlarına karşı oldukça dayanıklıdırlar. Bu yumurtalar ile bulaşan ot vb. gıda maddelerinin otobur hayvanlar tarafından yenilmesi ile onların sindirim sistemine geçmektedir.

İnsanlara ise, sevmek amacıyla köpekler ile yakın temas esnasında, onların tüyleri arasına bulaşmış yumurta içeren dışkıların, ağız ya da solunum yoluyla insana geçerek bulaşabilmektedir. Hatta hamile kadınlarda plasenta yoluyla ana rahmindeki bebeğe bile bulaşabildiği belirtilmektedir. Aynı şekilde temizlik işlerinde eldivensiz ve maskesiz olarak çalışan insanlara, sokaklarda park ve bahçelerde köpek dışkıları içerebilen kumlarla oynayan çocuklara da bulaşabilmektedir.

Literatür bilgilerine göre Lübnan’da deri tabaklama esnasında kullanılan solüsyonun içeriğinde katılan köpek dışkısı bulunmaktadır. Tabaklanan deri işlenmesi esnasında köpek dışkısı içeren solüsyonun içine daldırılmaktadır. Burada çalışan işçi bu işlemi çıplak el ile gerçekleştirmesi halinde solüsyon muhtevasında bulunabilen parazit yumurtalarının çalışan kişiye bulaşabildiği rapor edilmiştir. Hidatik kist bulaşan otobur hayvanların sakatat adı verilen iç organları (bu organlarda çıplak gözle görülebilen büyüklükte sulu kesecikler içinde larvaları bulunur) rastgele çevreye atıldığında bunlar köpekler tarafından tüketilir ve onların ince bağırsaklarında ergin fert haline gelirler. Enfekte olan köpeklerin dışkıları vasıtasıyla dış ortama bırakılan yumurtalar nemli ortamlarda bir yıl canlı kalabilirler.

Hidatik kist enfeksiyondan yıllar sonra kendini gösterebilir. Çünkü organlara yerleştikten sonra büyümesi çok yavaş gerçekleşmektedir. Parazit, karaciğer, akciğer ve beyine yerleşebilir. Eğer sinir sistemine yerleşirse, klinik etkiler çok belirgin hale gelir. Kistin beyinde bulunduğu yere göre baş ağrısı, görme bozukluğu görülebilir. Kemik iliğine yerleştiğinde, bilhassa kol ve bacak kemikleri zayıflar ve kırılgan hale gelir. Omurgada olursa sırt ağrısı görülür. Tüm olguların %50-70’i karaciğerde olmaktadır. Kistin karaciğerdeki çevre dokulara mekanik baskısı sonucu tıkanma sarılığı, siroz, portal hipertansiyon görülebilir. Kistin kan damarlarına açılması halinde anaflaktik şok ve ölüm görülebilir. Genelde kist yavaş yavaş büyürken salgılarının kana karışması sonucu kaşıntı, ödem, astma gibi alerjik belirtiler de görülebilmektedir. Kist bazen akciğerlere de yerleşebilir; bu durumda öksürük, ateş, göğüs ağrısı ve apse gibi ikincil bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilmektedir. Peritonda yerleşirse, sindirim sistemi yakınmaları ve karın ağrısı gibi problemler görülebilir. Bazı durumlarda kalbin bilhassa sol karıncık bölgesine de yerleşebilir bu durumda kalp kapakçığı bozuklukları, perikardiyal bozukluklar, aritmi gibi belirtiler oluşabilir.

X-Radyografi, ultrasonagrafi, bağışıklık sistemi ve biyokimyasal testleri de içeren uzun ve zorlu bir teşhis sürecinden sonra hastalığın tedavisi kistin yerleştiği organa göre değişiklik göstermekte olup, cerrahi, kemoterapi veya ilaç kullanımı ile gerçekleşmektedir. Ülkemizde yılda yaklaşık 4000 kişide hidatik kist vakası görülmektedir. Hastalıktan korunmak amaçlı olarak üretilmiş bir aşı yoktur.        

Peki bu parazitin yayılmasını önlemek için neler yapılmalı?

Köpeklerin çevreye gelişi güzel dışkılamaları önlenmelidir. Bilhassa kurbanda kesilen hayvanların sakatatları (karaciğer, akciğer, dalak, beyin gibi) muayene edilmeli ve bu organlarda sulu kesecikler varsa tüketilmemeli ve bu organlar derin bir çukura gömülerek imha edilmelidir. Bu konuda ilgili görevliler halka eğitici bilgiler vermelidir. Ayrıca, basın ve yayın organlarından verilecek bilgilerle farkındalık oluşturulmalıdır.

Alış veriş merkezlerine, yurtlara, çocuk bahçelerine, yemekhanelere köpeklerin girişi engellenmelidir. Oyun çağındaki çocukların dışarıda kumlar ile oynamaları engellenmelidir. Çiğ olarak tüketilen sebze ve meyveler su ile çok iyi bir şekilde yıkandıktan sonra tüketilmelidir.

Her bireyin yemekten önce mutlaka ellerini yıkayarak sofraya oturması sağlanmalıdır. Peygamber Efendimizin (sav.) sünnetine uyarak yemekten önce ellerimizi yıkadığımızda, hem sağlığımızı korumuş, hem de sevap kazanmış oluruz. Çünkü, Peygamber Efendimiz (sav.) ahir zamanda sünnetine ittiba edenlerin yüz şehit sevabı kazanacaklarını müjdelemiştir. Bediüzzaman Hazretleri eserlerinde “Ey nefis! Az bir ömürde hadsiz bir amel-i uhrevî istersen ve herbir dakika-i ömrünü bir ömür kadar faydalı görmek istersen ve âdetini ibadete ve gafletini huzura kalb etmeyi seversen, Sünnet-i Seniyyeye ittibâ et. Çünkü bir muamele-i şer’iyeye tatbik-i amel ettiğin vakit, bir nevi huzur veriyor, bir nevi ibadet oluyor, uhrevî çok meyveler veriyor… Demek, Sünnet-i Seniyyeye tatbik-i amel etmekle, bu fâni ömür, bâki meyveler verecek bir hayat-ı ebediyeye medar olacak olan faydalar elde edilir.” demektedir. Böylece Sünnet-i seniyyeye ittiba ederek sıradan bir hareketimizi ibadete çevirerek ahiret hesabına oldukça kârlı bir ticaret de yapmış oluruz.

 

 

Kaynaklar

1- Kaymaz, A. (2002). Hidatik kist: Epidemiyoloji, bulaşma ve korunma yolları. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, Hepato-Bilier Sistem ve Pankreas Hastalıkları Sempozyum Dizisi No: 285-299.

2- Nursî, B. S., Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Beşinci Dal, Üçüncü Meyve.

3- Özçel, M. A. (2007), Özçel’in Tıbbi parazit hastalıkları, s. 928, Türkiye Parazitoloji Derneği Yayınları, No: 22, İzmir.

4- Roberts, L. S., Janovy J. (2009), Gerald D. Shimidt&Larry S Roberts, Fondations of Parasitology. EIGHTH EDITION. Published by The Mc-Graw Hill Companies. New York, USA. 701pp.

5- http://www.hidatidoloji.org/kist-hidatik-nedir.