TR EN

Dil Seçin

Ara

Doktor Şifa / Gençler Soruyor “İdamını Bekleyen Mahkûm”

Merhaba. Ben üniversiteye hazırlanan lise son sınıf öğrencisiyim. Bu sınav hazırlıklarından o kadar bunaldım ki, anlatamam. Annem babam da üzerime çok gelmeye başladı. Azıcık televizyon karşısında vakit geçirsem, hemen “Senin çalışman gerekmiyor mu?” diye azarlamaya başlıyorlar. Son günlerde ÖSS kabuslarıma girmeye başladı. “Ya kazanamazsam?” diye endişeleniyorum. Kendimi idamını bekleyen mahkûm gibi hissediyorum. Galiba hücrelerim bu baskıya dayanamayacak. N’olur bana bir yol gösterin.

 

Cevap:

ELİNDEN GELENİ YAP, ÖTESİNİ MERAK ETME!

Sevgili genç kardeşim, Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle. Bu ÖSS denen sınav, eğitim sisteminin bir ayıbı. Bir insanın geleceğini üç saat içinde belirlemek, nereden bakarsan bak, büyük bir eziyet ve haksızlık. Hele de senin gibi genç yaşta birisi için. Hadi her şey üç saat içinde başlayıp bitse, yine bir derece. Ama o üç saat, senin üç yılını, beş yılını ona göre programlamanı gerektiriyor. Neredeyse gençlik yılların tek bir sınavın hazırlığına dönüşüyor.

Oysa genç dediğin, arayışın insanıdır. Arayış ise biraz esnek bir hayatı, bol bol düşünmeyi ve zaman zaman hayal kurmayı gerektirir. Resim yapmak, sportif faaliyetlerde bulunmak, arkadaş muhabbetleri, dost sohbetleri yapmak da bunun içindedir. Üç yıl beş yıl sonrasına dair (o da kendi arzusuyla olmayan) bir hedef tayin edip ona göre yaşamak genç yaştaki birisine pek uyan bir şey değildir. Gelgelelim, ÖSS, senden, her gününü masa başında yoğun mesaide çalışan bir memur gibi yaşamanı istiyor. Ama öyle bir memur ki, aynı zamanda büyük bir şirket gibi gününü, haftanı ve yılını da programlamanı bekliyor senden.

Belki ÖSS bu kadarını beklemiyor, ama anne babalar ve dersane bu defa devreye girip seni ağır bir iş yükünün altına sokuyorlar. Sen de, ister istemez, anne babanın ve dersanenin sana destek mi olmaya çalıştığını, yoksa kendi emelleri doğrultusunda seni çalışmaya mı zorladıklarını anlayamıyorsun tabi. Zaman zaman senin yapmak istediklerine, tercih ve düşüncelerine o kadar sağır oluyorlar ki, böyle düşünmen kaçınılmaz oluyor. Ve sen de kendini “idamını bekleyen mahkûm” gibi hissediyorsun.

Aslında bu ÖSS, sadece senin imtihanın değil galiba. Seninle birlikte anne babanın da imtihanı! Böyle zor bir dönemde, seni ders çalışmaya elbette teşvik edecekler. Ama bu, senin kendi duygu ve düşüncelerine sağırlaşmalarını gerektirmiyor bana kalırsa. Hatta iyi bir anne baba, asıl böylesi zor zamanlarda çocuğunun karşısında değil, yanında yerini alır. Onunla beraber adım atmaya çalışır. Onun iç dünyasında nasıl çatışmalar yaşadığını anlamaya gayret eder. Bunu yapan bir anne baba, herhalde çıkıp da “Biz seni parayla dersaneye gönderiyoruz, sen de üniversiteyi kazanacaksın.” demez.

Eğer böylesi ifadelerle karşılaşıyorsan, onlara kendini ifade etmelisin. Mesela, “Bunu söylediğinizde, beni mi yoksa üniversiteyi mi daha çok sevdiğinizi anlamıyorum.” diyebilirsin. Ayrıca bu gibi sözlerin sende oluşturduğu “anne baba sevgisini kaybetme kaygısı”ndan bahsetmelisin onlara. Ve bu tarz sözlerin sende çalışma azmi yerine, korku ve endişeye yol açtığını anlatmalısın.

ÖSS’yi kazanıp kazanamama meselesine gelince, bu konuda öğrenciler genellikle yanlış birtakım akıl yürütmeler yaparak kendi kendilerine kaygılarını arttırıyorlar. Mesela ÖSS’yi kazanmak bir sonuçtur, bu yolda çaba göstermek ise sebeptir. Sen sadece sebebe başvurursun, yoksa sonuç sana ait değildir.

Biraz dikkat edersen, burada “kader inancı”nın devreye girdiğini fark edersin. Kadere inanmak, sonuçları Allah’ın yarattığına inanmaktır. Ve Allah, dilerse ve hikmeti iktiza ederse, ÖSS’yi kazandırır, ama etmezse ağzınla kuş tutsan, ÖSS’yi kazanamazsın. O yüzden, sana düşen sadece üzerine düşeni yapmaktır. Neticede sınavı kazanıp kazanmamak, senin sorumluluğun dahilinde değildir. O, sonucunu Allah’ın yarattığı bir iştir.

Ayrıca eğer sonuçta sınavı kazanamazsan da, bu dünyanın sonu değildir. Tekrar sınava hazırlanabileceğin gibi, hayatın senin karşına çıkaracağı başka fırsatları da değerlendirebilirsin. Unutma ki, bu dünyada üniversite okuyup basit bir hayat yaşayarak şu dünya sahnesini terk eden binlerce insan olduğu gibi, okul dışı yollardan çalışarak elde ettiği ilimle ve yüksek şahsiyetiyle yaşadığı dönemi titreten kişiler de gelip geçmiştir. Yani ÖSS senin nasıl bir hayat yaşayacağının ölçüsü değildir. Bunun ölçüsü, sensin. Her şey sana bağlı.