TR EN

Dil Seçin

Ara

Doktor Şifa / Gençler Soruyor

Soru: “Nefsimin esiri mi oldum?”

Merhaba,

Ben 22 yaşında bir bayanım. Yaklaşık 5 ay önce nişanlımdan ayrıldım. Onu çok seviyordum. Kendisini 8 senedir tanıyordum, daha doğrusu tanıdığımı sanmışım. Yaklaşık bir sene nişanlı kaldık. Bu süre zarfında onu daha iyi tanıdım. Çok kötü alışkanlıklara sahip bir gençti. Küfür ediyor, küçüğe büyüğe saygısı yok, kıskanç, sadece kendi istediği olmasını isteyen, sinirlenince kaba kuvvete başvuran ve en önemlisi dini inancı çok zayıf olan biri.

Karakter olarak bana çok zıt biri, bunları bilmeme rağmen onu çok sevdim. Sonunda kötü alışkanlıklarına dayanamadım ve evlenmemize 14 gün kala ayrıldım. Dini inancı zayıf olduğu ve saygısız olduğu için ailem dahil çevremdekiler bu beraberliği onaylamadı. Nişanlı kaldığım süre içinde çok mutsuzdum, sürekli ağlıyordum ve Allah’a dua ediyordum “Allah’ım eğer sonunda üzüleceksem bir sebep çıksın ve bu iş bitsin diye.” Sanki onunla evlenirsem hayatımın sonu gelecek, ölecekmişim gibi hissediyordum, sürekli aklım ve kalbim arasında gidip geldim. Onu bir türlü bırakamıyordum ondan ayrılırsam çok üzüleceğimi düşünüyordum ama beraberken de üzülüyordum.

Sorunum şu: Ben böyle bir insanı nasıl sevdim, neden onu unutamıyorum, sürekli aklımda düşünmekten çıldırıyorum bazen… Nefsimin peşine düştüğümü düşünüyorum bazen. Sizce ne yapmayalım? Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Bana bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim.

Allah’a emanet olun.

 

“Evlenseydiniz, çok daha mutsuz olabilirdiniz!”

 

Önemli bir badire atlatmışsınız. Geçmiş olsun. Bana öyle geliyor ki, Allah’ın sevdiği bir kul olduğunuz için korunmuşsunuz.

Şu an onu unutamamanız ve mektubunuzda bahsettiğiniz onun hemen başka birisiyle olması ve tüm bu yaşadıklarınız, “travma sonrası stres bozukluğu” denen rahatsızlığın kapsamına giriyor. Çünkü ne de olsa yaşadığınız şey, büyük bir travma. Yani insanın duyguları ve düşünceleri üzerinde şok meydana getiren gelişmeler. Siz, o insanla az kalsın evlenecektiniz. Yani dönüşü olmayan ya da çok zor olan bir yolun başındaydınız.

Bu aralar, neden böyle şeyler yaşadım. Acaba doğru mu yaptım, yoksa onunla evlenmeli miydim, acaba ne kaçırdım, peki şimdi insanların gözünde ben kimim, acaba namusumla ilgili bir hata mı yaptım gibi birtakım gerekli gereksiz düşünceler, kaygılar taşıyorsunuz ve bu da çok normal. Sizin yaşadıklarınızı kim yaşasa, normal olarak bu tepkileri verirdi.

Burada yaşamamış olduğunuz ve tecrübe etmediğiniz evlilik hayatı da, düşüncelerinizde “acaba?”lara yol açıyor. Acaba, evlensek işler düzelir miydi? Onu kendi çizgime çekebilir miydim? Çok gayret gösterseydim, bu evlilik başarıya ulaşır mıydı?

Hemen ifade edeyim ki, nişanlılıkta bunları yaşadıysanız, evlilikte bunların silgiyle siler gibi gidip yerine iyilerinin yazılması mümkün değil.

Almış olduğunuz ayrılma kararı hakkında kalbiniz müsterih olsun. Siz bir karar verdiniz ve ayrıldınız. Artık bundan sonra kader kaleminin sizin için hayırlı şeyler yazması için dua vaktidir.

Onu sevmeniz ve nefsinizin esiri olması meselesine gelince, onu sevmeseydiniz zaten o kadar vakit onunla nişanlı kalmazdınız. Ama o kişide bahsettiğiniz olumsuz özellikler, neticede sizin ondan ayrılmanıza sebep olmuş. Hala onu düşünmeniz de gayet normal. Çünkü siz o insanla uzunca bir birliktelik yaşadınız. Kalben ona bağlanabileceğiniz şekilde hayatı paylaştınız bir dönem. Kalbin kuralları fizik kurallarına benzemez. Bağlandığınız insandan hemen kopamazsınız. Ama ayrılmanız gerekiyordu ve ayrıldınız.

Onu düşünüyor olmanız, sizin nefsinizin esiri olduğunuz anlamına gelmez. Yaşadığınız olayların duygusal ağırlığı, onu düşünmenize yol açıyor. Aklınız bütün o yaşadığınız çalkantılı duyguları anlamlı bir çerçeveye oturtmaya çalışıyor. Bu yüzden, hafızanız durup durup aynı yemeği servis ediyor önünüze. Fakat yaşadıklarınız henüz çok sıcak. O nedenle, olan bitenleri henüz duygusal zeminden kurtarıp akli bir süzgeçten geçirebilmeniz biraz zor olabilir. Özellikle kendinize acıma etrafında gelişen üzüntü duygusundan uzak durmaya gayret edin.

O kişiyi başka bir kızla görüp kıskanmanıza gelince, işte bu konuda nefsi davranıyorsunuz. Kendi açınızdan bakıp üzülüyorsunuz. Ama bir de o kızın açısından bakın. Eğer eski nişanlınız bahsettiğiniz gibi biriyse, o kıza da yazık değil mi? Bir insan, hemen 15 günde karakterini değiştiremeyeceğine göre, bahsettiğiniz olumsuz özelliklere şimdi o kız muhatap olacak.

Şimdi gelelim bundan sonra ne yapmanız gerektiğine.

Yaranız yeni olduğu için acınız keskin. Ama zamanla azalacaktır. Bu dönemi sağlıklı şeyler yaparak ve düşünerek geçirmeniz lazım. Ve tabi çevrenizin size destek olması da önemli. Zaten onaylamıyorlarmış. O halde destek oluyorlardır.

Ama asıl önemlisi, Allah’ın destek ve yardımını almanız…

Bence bu aralar, namaza ve duaya daha bir sıkı sarılın. Ve Allah’ın kader defterinde yazılan her satırın sadece hayrı netice vermesi için yazıldığını düşünün. Size düşen, kaderin size öğrettiklerini alıp yaşadıklarınızdan ders çıkarmaktır.

Son olarak, eski nişanlınızı görebileceğiniz ortamlardan uzak kalmanızın da önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü onu gördükçe, eski yaşadıklarınız yeniden tazelenecektir.

Onun ne yaptığı, kiminle konuştuğu gibi konularda size haber getiren kişileri bu konuda “Ben ondan ayrıldım, artık onunla ilgili bir şey duymak istemiyorum” diyerek ikaz etmenizde fayda var.

Allah yardımcınız olsun.