TR EN

Dil Seçin

Ara

Yumurtanın Hikâyesi

Yumurtanın Hikâyesi

Şuursuz zerreler, elementler bir araya gelmişler.

Bir hücreden ibaret bir yumurtada buluşmuşlar.

Peki elementler yumurta yapmaya nasıl mı karar vermişler?

Onu onlar da biz de bilmiyoruz...

***

Derken o tek yumurta hücresi bölünmüş de bölünmüş.

Bir hücre iki olmuş, iki dört olmuş, dört sekiz...

Bölünen bir şey küçülürken, o hücreler büyümüş de büyümüş...

Bölünen bir şey bozulurken o hücreler aksine şekillenmeye başlamış.

Bölüneceğini nereden bilmiş, nasıl mı karar vermiş?

Onu o da biz de bilmiyoruz…

***

Sonra bu büyümelerde bazı sınırlara gelince bölünmeyi bırakmışlar.

Orada organlar belirmeye başlamış...

Bölünmeyi bırakmaları gerektiğine nasıl mı karar vermişler?

Onu onlar da biz de bilmiyoruz…

***

Derken o cansız tek hücre, binlerce hücre olmuş.

Sonra da ansızın bir şey olmuş.

Hücrelerde de elementlerde de olmayan hayat gelmiş ve hücreler beden olup hareket etmeye başlamış...

Hayat nasıl mı gelmiş?

Onu hücreler de bilmiyor, biz de bilmiyoruz...

***

Sonra organları yaratılmaya devam etmiş.

O kapalı yumurta içinde, bir canlı hem büyütülmüş hem beslemiş…

Basit maddeler nasıl mı şekillenip büyümüş?

Onu o maddeler de biz de bilmiyoruz…

***

Gün gelmiş, başlangıçtaki cansız hücrede olmayan süslerle ziynetlenmiş.

Basit sıvılardan katı kemikler yapılmış.

Cansız elementlerden capcanlı bir şey olmuş; hisseden, ses veren, duyan, seven, korkan bir canlı olup kabuğunu terketmiş…

Bütün bunları nasıl yapmış?

İşte bu soru olmadı.

Şöyle sormalı: Bütün bunları o cansız yumurta yapabilir mi? Ya da; cansız yumurtadan o canlıyı çıkaran kim?

***

Evet görüyoruz ki o canlı yapılıyor…

O canlıyı her şeyiyle bilecek bir ilim; elementlere, hücrelere hükmü geçecek bir kudret ve onları dilediği gibi yönlendirecek bir irade lâzım ki o canlı yapılabilsin…

Kendisini eserleriyle tanıtan Âlemler Rabbi, basit bir sarı ve beyazdan ibaret yumurtadan bir canlı çıkarıp ilmini, kudretini, iradesini ve nice esmasını görenlere gösteriyor…

Bize de tefekkür, hamd ve tesbih etmek düşüyor…