Öksürük mevsimine girmek üzereyiz, belki dergi elinize geçtiğinde girmiş olacağız. Aslına bakarsanız, öksürük, akciğerleri mekanik, kimyasal ve termal etkenlere karşı koruyan bir reflekstir ve bu yönüyle solunum sisteminin savunma mekanizmalarından biridir.
Amacı, yabancı maddelerin havayollarına girmesini önlemek ve bunların ve havayollarındaki salgıların dışarı atılmalarını sağlamaktır.
Öksürüğün ortaya çıkmasına sebep olan duyarlı bölgelere öksürük reseptörleri denir. Bunların en çok bulundukları yerler gırtlak, ana nefes borusu ve büyük bronşlardır, ama burun, sinüsler, yutak, kulak zarı, dış kulak yolu, kalp zarı ve hatta midede de vardır. Tüm sağlıklı insanlar, havayollarını tahriş edecek kirli, dumanlı veya soğuk hava solunduklarında ya da solunum yollarına yabancı bir madde kaçtığı zaman hemen öksürmeye başlarlar.
Mesela, çok dumanlı bir ortamda öksürmeye başlarız. Bir şey yer veya içerken, solunum yollarımıza kaçan küçücük bir tanecik veya bir su damlacığı da öksürtür. Bunlar yararlı öksürüklerdir; bu sayede o havası kirli veya soğuk ortamdan uzaklaşırız veya yabancı maddeler akciğerlerden atılır.
Zatürree, bronşit, astım gibi hastalıklarda solunum yollarında biriken salgılar öksürük sayesinde balgam şeklinde atılır. Öksürük bu durumlarda çok faydalıdır; astımı ve bronşit olanların öksürüklerinin ilaçlarla kesilmesi doğru değildir. Öksürük, çok nadir rastlanan bir durum olsa da, bozulan kalp ritminin tekrar eski düzenine dönmesini sağlayarak, hayat kurtarıcı bir özellik bile taşıyabilir.
Gelelim öksürüğün nasıl oluştuğuna...
Beynimizde, solunum merkezi yakınlarında bir öksürük merkezi vardır. Öksürük reseptörlerinden sinirler aracılığıyla gelen uyarılar sayesinde bu merkez aktive olur ve gene sinirler aracılığıyla öksürüğü oluşturacak yapılara gerekli uyarılar gönderilir.
Öksürüğün üç dönemi vardır. Birinci dönemde derin bir nefes alınır. İkinci dönemde gırtlak kapanır ve bu kapalı gırtlağa karşı solunum kasları kasılır. 200 milisaniye süren bu dönemde akciğer içindeki basınçlar hızla artar. Üçüncü dönem ise gırtlak birden açılarak akciğerler ve dış atmosfer arasındaki büyük basınç farkı nedeniyle sıkışmış olan hava şiddetle dışarı atılır. Bu hızlı akımlar sayesinde solunum yollarında biriken salgılar, yabancı maddeler dışarı atılmış olur. Bu sırada havayollarındaki salgıların, bronş duvarlarının ve komşu dokuların titreşimi ile malum ‘öksürük sesi’ duyulur.
Öksürük her zaman bir savunma refleksi değildir, patolojik bir refleks olarak da karşımıza çıkabilir. Hastalık belirtisi olabilir. Organizmaya ağır fonksiyonel ve yapısal zararlar verebilir. Solunum yoluyla bulaşan enfeksiyonların yayılmasını kolaylaştırır. Şiddetli öksürük yorgun ve bitkin düşürebilir.