TR EN

Dil Seçin

Ara

Ters Dönen Gezegen

Güneş sistemimizin içinde bulunduğu galaksiye Samanyolu veya Kehkeşan denir. Samanyolu’nda yaklaşık 400 milyar yıldız bulunur. Bu galaksinin bir ucundan diğer ucuna ışık hızıyla gidilebilse 100.000 yılda ancak ulaşılır. Dev bir dönme dolabı andıran kolları merkezden dışarıya doğru uzanır.

İşte bu kollardan biri üzerinde bizim Güneş sistemimiz ve Dünyamız bulunur. Dünyamızdan başka dokuz ya da on iki gezegen daha bu Güneş’in etrafında dönerler.

Gezegen sayısı eskiden dokuz kabul ediliyordu. Daha sonra bunlara yenileri eklendi. Bazı bilim insanları dünya ve ay için çift gezegen diyorlar. Ay’ın büyüklüğünden dolayı ona uydu olmayı yakıştıramıyorlar. Diğer taraftan Plüton’u küçük diye gezegenlikten uydu statüsüne indiriyorlar. Böylece kesin sayı hakkında ihtilafa düşülüyor.

Güneş’e yakınlıkları bakımından başlıca gezegenleri şöyle sıralayabiliriz: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün.

Bu küreler içinde Dünyamızın, bir tane Ay dediğimiz uydusu vardır. Bu uydu bizim gök kubbemize bir zinet, süs olduğu gibi, asırlardan beri insanlara takvimcilik yapmaktadır. Eğer birden fazla Ay’ımız olsaydı, seyri, temaşası belki daha güzel olurdu, fakat zamanı ölçme yönünden insanların mutlaka kafası karışacaktı.

Ayrıca bizim küremizde okyanuslar olduğundan gel-git olayları çok daha güçlü olacak ve denizler karaları istilâ edecekti.

Gezegenler içinde Uranüs’ün 27; Jüpiter’in ise 63 uydusu olduğu tespit edilmiştir. Merkür ve Venüs’ün uyduları yoktur.

Güneş sistemindeki gezegenler arasında en dikkat çekici olanı ise Venüs’tür. Venüs’e, Zühre ya da Çoban Yıldızı da denilir. Geceleri gökyüzünde Ay’dan sonra en parlak, en güzel görünen bir gök cismi vardır; işte o Venüs’tür. Güneş’e yakınlık bakımından bizden bir önceki küredir. Gündüzleri Venüs’ün yüzey ısısı 450 oC’yi bulacak kadar sıcaktır.

Venüs’ün bir özelliği de diğer gezegenlere ve Dünya’ya kıyaslandığında ters dönmesidir. Yani Dünya ve diğer kürelerde Güneş doğudan doğup batıdan batarken, Venüs’te bunun aksi olur. Dönüşü bize göre ters yönde olduğundan, eğer birisi Venüs’te olsaydı Güneş’in, batıdan doğup, doğudan battığını görecekti.

İçinde bulunduğumuz Güneş sistemimize, gezegenlere ve onların hareketlerine baktığımızda ve bunların düzenli hareketlerinin çok hassas ölçülerle devam ettiğini düşündüğümüzde anlarız ki; bu kürelerin hareketleri, dönüşleri ve hızları, bir deli rüzgârın esmesiyle ya da kozmik bir fırtına ile oluşmamıştır. Güneş’e olan uzaklıkları, birbirlerine olan mesafeleri, dönüş hızları ve dönüş yönleri ancak bir Alîm-i Mutlak ve Kadîr-i Mutlak’ın takdir ve tercihi iledir.

Yazılı tek bir harf bile yazanını, en basit bir eser bile sanatkârını gösterdiği gibi, bu muhteşem gökyüzü âlemi de Allah’ın ilmini, kudretini ve iradesini apaçık gösterir. Âlemlerin Rabbini, yarattıklarıyla, anlayanlara tanıttırır.